Geçtiğimiz hafta Barış Vakfı tarafından düzenlenen “Çatışma çözümü uluslararası STK deneyimleri çalıştayı” verimli sunuş ve tartışmalara sahne oldu.
Çalıştay’ın açılışını yapan Hakan Tahmaz konuşmasında yaşanmış olanların yaşanmamış gibi görülmesinin vahametinin altını çizdi: “Bölgede yaşanan gelişmeler ciddi sorunlara yol açacağa benziyor. 2015 yılından bu yana bizim kuşağın en zor ve sıkıntılı süreçlerinden birini yaşıyoruz. Barış Vakfı olarak Kürt sorunu üzerinde çalışırken bunu gördük. Türkiye bugün, yaşanmışları yaşanmamış olarak görme eğiliminde. Toplum olarak gerilere savrulduğumuz açık. Barıştan, çözümden söz etmek hem bir hayal hâline dönüştü hem de toplum ve siyaset açısından da telaffuz edilemez hâle geldi.”
Açılışın ardından İrlanda ve Kolombiya’dan konuşmacıların deneyimlerini anlattıkları ilk oturumda İrlandalı konuşmacı şu cümlelerin altınız çizdi: “Biz İrlanda’da çatışmayı çözmedik, nasıl yöneteceğimizi öğrendik. Şiddet çatışmaları kesinlikle çözmüyor. Siyasi diyalog bunu çözüyor. Bunu deneyimledik. Ortak yönlerimiz var ve bu süreçte STK’ların ne kadar önemli olduğunu biliyoruz ve o yüzden de birbirimizden öğreneceklerimiz var.”
Kolombiya’da taze bir barış havası soluyan konuşmacı ise 2017 senesinde hükümetin açıkladığı rakama göre Kolombiya’da 8 milyon 400 bin kişinin yaşamını yitirdiğini belirtti. Bu korkunç bir sayı. Konuşmacı çatışmasızlık sürecinin gelişmesinde kadınların önemli bir yeri olduğunu şu sözleriyle anlattı: “Sivil toplumda kadınlar da çok önemli rol oynadılar. Kadınlar ve STK’ların baskısıyla 1999 yılında her iki taraf arasında konuşmalar başladı. 2002 yılında kadınlar yeniden çabalara girişti. Çatışma bölgeselleşmiş bir çatışmaydı, şiddet hedef alınmasına rağmen kadınlar yerel çatışmada önemli bir rol oynuyorlardı. Tarafların müzakere masasından ayrılmamasında etkili oldular. 67 bin öneri götürüldü müzakere sürecinde.”
Barselona’dan gelen konuşmacı bölgede özellikle bu yılın başında yaşanan bağımsızlık referandumu sonrası gelişmeleri, Filipinler’deki barış sürecinde gözlemci heyette yer alan İHH Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Oruç ise yaşadığı deneyimleri aktardı.
Gerçekten de yaşanmış olanların yaşanmamış sayıldığı günlerden geçiyoruz. Ama Çalıştay’a katılan konuşmacıların altını çizdiği konular, yaşanmış olan hiçbir şeyin yaşanmamış gibi kabul edilemeyeceğini kanıtlıyordu. Bu topraklarda kadim Kürt sorununun diyalog yöntemiyle çözümü sürecinde sorunun tüm yönleri kamuya açık bir şekilde tartışıldı.
Bugün, çözüm sürecinin kazanımlarına, kazandırdıklarına, önemine ısrarla vurgu yapmalıyız. Çünkü yaşandı, geçti gitti diyebileceğimiz bir süreç değil ekmek gibi, su gibi ihtiyaç duyduğumuz bir barış köprüsüydü çözüm süreci.
Yıldız Önen
(Sosyalist İşçi)