Rusya’da Çarlık İmparatorluğu, 1917 yılının Şubat ayında kendiliğinden bir devrimle çöktü. Ekim ayında gerçekleşecek ayaklanma ve sosyalist devrime kadar olan yedi aylık dönemde neler yaşandı?
Lenin’in “ikili iktidar” diye adlandırdığı bu dönem, bugün, protestoların ve ayaklanmaların dünyasında, kapitalizme son vermek isteyenler için derslerle dolu.
Ekmek ayaklanması
1917 yılının Şubat ayına geldiğinde, Birinci Dünya Savaşı nedeniyle Rusya’nın kentlerinde büyük bir kıtlık yaşanırken, fabrikalarda grev hareketleri başlamıştı. Aynı günlerde Petrograd’da on günlük buğday kalması üzerine ekmek karneye bağlandı. Bir iki saat içinde ekmekleri bitiren dükkânlar kapandı. Aç ve öfkeli kalabalıklar dükkânların camlarını indirdi; kolluk güçleri sert müdahalelerde bulundu.
23 Şubat’ta* Dünya Kadınlar Günü için fabrikalarda toplantılar yapıldı, ardından binlerce kadın işçi sokaklarda protesto yürüyüşüne başladı. “Kahrolsun otokrasi” sloganları yükseldi. Kadın işçilere, grevleri lokavtla engellenmiş öfkeli 30 bin sanayi işçisi erkek de katıldı. Bunu izleyen beş gün boyunca grev hareketi tüm fabrikalara yayıldı, askerlerin ateş açmalarına rağmen protestolar büyüdü.
Takvimler 28 Şubat’ı gösterdiğinde Avrupa’da gericiliğin kalesi ve savaşın taraflarından biri olan Çarlık İmparatorluğu tarihe karıştı.
Şubat Devrimi, kendiliğinden ve plansız bir devrimdi: Rus Devrim Tarihi’nde Lev Troçki "Hiç kimse ama hiç kimse, 23 Şubat'ın mutlakiyete karşı kesin ve nihaî bir hareketin başlangıcına işaret ettiğini düşünmemişti" tespitini yapar. Tarihçi N. N. Sukhanov ise "Büyük ayaklanmaya hazır olan tek bir parti bile yoktu” kaydını geçmiştir.
Bolşevikler genel grev bildirilerini ancak ayaklanmanın ikinci olan günü 25 Şubat’ta çıkarabilmişti. Parti örgütlenmesinin kendiliğinden hareket karşısında “gecikmesine” rağmen, devrimin başını çekenler Bolşevik Partisi üyesi işçilerdi. Buna karşılık Bolşevikler, 27 Şubat’ta toplanan Petrograd Sovyeti’nin yürütme kurulu seçimlerinde başarılı olamadı. Rusya'nın sosyalizmden önce kapitalizmi (yani burjuva demokrasisini) yaşaması gerektiğini savunan iki parti, Sosyalist-Devrimciler (SR) ve Menşevikler, özel komitede çoğunluğu kazandı. Sovyet Başkanı da bir Menşevik’ti.
İkili iktidar
İlk kez 1905 devriminde ortaya çıkan Sovyet (işçi konseyleri) ise ayaklanmanın içinde canlandı. Petrograd’dan taşraya, her yerde işçiler Sovyetler kurmaya başladı. Sovyet, üretim birimlerinde işçilerin doğrudan seçtikleri ve istedikleri an geri çağırma hakkıyla yolladıkları temsilcilerin koordinasyonuydu. Kararlar burada alınıyordu.
Monarşi yıkılırken, Rus burjuvazisi devrimde bir rol oynamayı reddetti. Fakat Çarlığın nihaî yenilgisi anlaşıldıktan sonra monarşinin kalan unsurları ve burjuvazi bir Geçici Hükümet oluşturdu. Bu hükümet görevini, Çarlığa karşı ayaklanan çok geniş kitlelerin isteklerini yerine getirmek ve Birinci Dünya Savaşı’na devam etmek (zafer kazanmak) olarak tanımladı.
Şubat devrimin talebi ekmek ve barıştı. Buna karşılık Sovyetlerde çoğunluğu kazanan SR’ler ve Menşevikler, Rusya’nın savaşa devam etmesinden yanaydı. İki parti de Sovyet’i bir danışma kurulu olarak kabul ediyordu. Siyasî iktidarın toplandığı yer olarak kabul ettikleri fakat hiçbir toplumsal tabanı olmayan Geçici Hükümet’le Sovyet’in bir arada yaşayacağı bir durumdan yanaydılar.
Bütün iktidar Sovyetlere!
Dünya Savaşı’na karşı çıkan, işçileri kendi devletlerine karşı ayaklanmaya çağıran Bolşevikler önce kendi içlerinde yoğun bir tartışmaya girdiler. Rus devriminin önündeki yol burjuva demokrasisi miydi? Geçici hükümete karşı nasıl tutum alınmalıydı? Nisan ayında sürgünden dönen Lenin ise, trenden iner inmez, işçi topluluklarına seslenerek tek bir fikri savundu: Bütün iktidar Sovyetlere! Lenin, ikili iktidarın geçici bir durum olduğunu, devrimle dağılan devlet aygıtının yeniden toparlanabilmesi için hâkim sınıflara zaman kazandırdığını düşünüyordu. Ya işçi sınıfı kendi iktidarını ilan edecek ya savaştaki devletin şiddet makinesi ile devrim boğulacaktı.
Lenin bir yandan bu perspektife yanaşmayan Bolşevik Parti liderliğiyle tartışırken, diğer yandan fabrika komiteleri ve Sovyetler içinde bu fikrin yaygınca tartışılması için parti örgütünü donattı. Amacı, Geçici Hükümet’in hemen devrilmesi değil, işçi sınıfının çoğunluğunun kendi örgütleri aracılığıyla iktidarı alma kararını vermesiydi. Bolşevik Partisi’nin ikili iktidar döneminde yaptığı propaganda ve ajitasyon bütünüyle çoğunluğu kazanmak yönünde oldu.
Mayıs ayına gelindiğinde dışarıda savaşan, içeride hiçbir meşruiyeti ve yönetme gücü olmayan Geçici Hükümet yaşadığı krizi aşmak için kapılarını sola açtı. SR’lerin lideri Milyukov ve önde gelen hatipleri Kerenski istekle hükümete katıldılar. Kerenski önce adalet bakanı, sonra savunma bakanı olacak ve savaş makinesinin başına geçecekti. Bolşeviklerin savunduğunu “çılgınlık” olarak niteleyen Menşevikler de Kerenski ve Geçici Hükümet’in aktif destekçileri haline geldi.
İşçi kitlelerin devrim içinde dönüşümü
Tüm Rusya Sovyetleri Kongresi 3 Haziran’da toplandı. Bütün kongre coşkuyla savaşın bitirilmesini destekliyordu, fakat Bolşeviklerin protestolarına rağmen Geçici Hükümet’i destekleme kararı da çıkıyordu.
1090 delegeden 784'ü tüm oylamalara katıldı. 53 bölgesel Sovyet’i temsilen 106 seçilmiş vekil, 305 yerel Sovyet’i temsil eden 610 seçilmiş vekil, 34 asker Sovyeti’ni temsilen 68 delegenin katıldığı kongrede siyasî dağılım şöyle oldu: 285 Sosyalist-Devrimciler, 248 Menşevikler, 105 Bolşevikler, 111 küçük partiler.
Bu durum karşısında Bolşevikler, Lenin ısrarlı tavrıyla hareket geçerek ilkin Petrograd fabrika komitelerinde üstünlüğü elde etmeyi başardı. Buradan Sovyet’in genel işçi örgütlenmesine müdahale ederek, taşraya yayıldılar. 31 Mayıs - 5 Haziran 1917 günlerinde toplanan Petrograd Fabrika Komiteleri Birinci Konferansı'nda önerdikleri karar tasarısı, büyük çoğunluk tarafından benimsendi. 20 Haziran’da yapılan Üçüncü Sendikalar Konferansı'nda delegeler arasında Bolşevikleri destekleyenlerin oranı ise yüzde 36.4’tü.
Bu sırada cepheden arda arda gelen büyük askerî yenilgi haberleriyle kıtlığa çözüm bulunamaması öfkeyi kabartıyordu.
Savaş ve baskı
Şubat devrimi aynı zamanda askerlerin ayaklanmasıydı. Zorla askere alınıp savaştırılan işçi ve köylülerin cephedeki isyanı 1917 yılı boyunca hızla yayıldı. Bolşevikler askerî birlikler içinde örgütlenip savaş karşı kampanyalar yaparak devletin özü olan kolluk kuvvetlerinin bölünmesini de sağlıyordu.
Başında yurtsever milliyetçi solcuların bulunduğu hükümet, askerî başarısızlıkları bazı generallerin sırtına atıp Bolşevikleri “vatan haini” ve “Alman ajanı” ilan etti. ‘Savaşa hayır’, ‘Bütün iktidar Sovyetlere’, ‘Ekmek-barış-özgürlük’ taleplerini savunan Bolşevik Partisi yasaklandı. Gazeteleri kapatıldı. Lenin’e idam, Troçki’ye hapis cezası verildi.
Temmuz ayına gelindiğinde, hoşnutsuzlukla beraber işçiler kitleler halinde Geçici Hükümet’i destekleyen partilerden kopmaya ve Bolşeviklere katılmaya başladı. Kışlada bu eğilim çok daha güçlü oldu. Öfkeli işçiler silahlanarak Geçici Hükümet’e karşı ayaklanma eğilimi içine girdi. Lenin, bunun erken bir ayaklanma olacağını söyleyerek partiyi yatıştırmaya çalıştı. Henüz işçi sınıfının çoğunluğu iktidarı almaya karar vermemişti. Erken ayaklanma ile kararlı bir azınlık sokağa çıksa da çoğunluk katılmadığı için bu ayaklanma ezilmeye mahkûm olurdu.
Rakipleri 1917 yılı içinde hep en tepedeki mücadelelere, en tepeye tırmanmaya çalışırken Lenin fabrika komiteleri ve Sovyetler’deki eğilimlerle ilgileniyordu. Partinin erken ayaklanıp kırılmasını zorlukla engelledi.
Darbeye karşı mücadele
Bolşevikler yeraltına itilirken Kerenski liderliğindeki Geçici Hükümet 12-15 Ağustos’ta Moskova Devlet Konferansı’nı topladı. Bu, devrimin kalbi ve Sovyet’in merkezi Petrograd’ın elinden iktidarı almak için bir hamleydi: 2500’e yakın delegenin içinde prensler, burjuvalar, askerler, Sovyet temsilcileri, Bolşevikler dışında bütün büyük partilerin temsilcileri yer alıyordu. Dağılım, hâkim sınıflar ve emekçi sınıflar arasında “eşit” olarak dengelenmişti.
Bolşeviklerin çağrısıyla Moskova’da işçiler greve çıkıp hayatı durdurmuşken toplanan Devlet Konferansı’nda tam bir kafa karışıklığı vardı. Davetlilerden biri olan General Kornilov kürsüye çıkıp Sovyetlerin ezilmesini ve askerî diktatörlüğü savundu. Kornilov tabanda gelişen hareketin ne pahasına olursa olsun bastırılması gerektiğini düşünüyordu. Kornilov 19 Haziran’da Kerenski’den orduyu Petrograd’a göndermesini istedi. Kerenski, bu kararı reddetti.
21 Haziran’da Almanya, Riga’yı işgal etti. Kerenski ve Geçici Hükümet panik içindeydi, çünkü ordu içinde hiçbir denetimleri ve şehirleri savunma güçleri yoktu. Kerenski, infaz emri verdiği Bolşevikler’den yardım istemek zorunda kaldı. Bolşevik Partisi üyeleri şehirde yaygın bir ajitasyon yaparak darbecilere karşı büyük bir savunma hattı oluşturdu. Kornilov ve ordu bu hattın hemen başında Bolşevik işçiler tarafından püskürtüldü.
1 Eylül’de 126 yerel Sovyet, Petrograd Sovyeti’nin iktidara gelmesini talep etti. Petrograd Sovyeti, Bolşevik Partisi'ni destekleme kararı aldı. 279 oy Bolşeviklere, 115 SR'ler ve Menşeviklere verildi. 17-22 Ekim günlerinde toplanan Tüm Rusya Fabrika Komiteleri Konferansı'na katılan 167 delegeden 97'si Bolşevik, 24’ü Sosyalist Devrimciler, 5’i Maksimalistler, 1 Enternasyonalistler, 21’i hiçbir partiye üye değildi. 25-26 Ekim’de toplanan Tüm Rusya Sovyetleri İkinci Kongresi'ne 20 milyon kişiyi temsil eden 649 delege katıldı: 318'i yerel Sovyetlerin temsilcileri, 390'ı Bolşevik Parti üyeleri, 160'ı Sosyalist-Devrimciler’den, 72’si Menşevik, 14’ü Menşevik Enternasyonalistler, 13’ü farklı grupların üyeleriydi.
1917 Nisan’ın da Lenin’in “delice” olduğu söylenen “Bütün iktidar Sovyetlere” fikri, Bolşevik Partisi’nin inatçı kampanyası ve mücadelesi sayesinde artık çoğunluğun fikriydi.
İkili iktidar döneminde yaşananlar, 1917 Ekim Devrimi’nin bir darbe olduğu iddiasını olgusal olarak çürütmektedir. Bolşevikler çoğunluğu kazanmadan iktidarı almayı reddeden ve darbecileri yenen işçi sınıfı devrimcileriydi. İşçilerin ‘ekmek ve barış’, ezilen halkların ve grupların ‘özgürlük’ taleplerini birleştirmeyi başaran Bolşevikler, işçi sınıfının kendi iktidarını kurmasına ve Birinci Dünya Savaşı’na bitirmesine yardım etti.
Volkan Akyıldırım
(Altüst)