1917 Devrimi: Kapitalizme en büyük meydan okuma

27.09.2024 - 12:39
Haberi paylaş

1917 yılında Rusya’da gerçekleşen Ekim Devrimi bugünü anlamamız için ve daha da önemlisi bugünün sorunlarına nasıl yanıt vermemiz gerektiğine dair çok önemli dersler sunan dev bir hazinedir.

Rus devriminin nedeni neydi?

1917 Rus Devrimi sosyalizm için mücadele olarak başlamamış, Çarlık rejimine ve savaşa karşı duyulan derin hoşnutsuzluktan doğmuştur.

Son derece eşitsiz ve baskıcı bu rejimin yöneticileri 304 yıllık Romanov hanedanıydı. 

Rusya 1914'te Birinci Dünya Savaşı'na hızlı zaferler umarak katılmıştı ama zafer yerine emperyalist bir katliam yaşandı. Çarlık rejimi krize girdi.

Çoğunluğunu köylülerin oluşturduğu Rus askerlerinin kaybı çok büyük oldu, savaşın sonunda 2.500.000 ölü ve 5.000.000 yaralı vardı. Askerler cepheye silahsız, cephanesiz ve hatta ayakkabısız gönderildiler ve yenilgi üstüne yenilgi aldılar.

Bu durum orduyu bir hoşnutsuzluk merkezi haline getirdi. Çarlık gizli polisi, ordunun "bazıları aktif ayaklanma güçleri haline gelebilecek unsurlarla dolu" olduğunu belirtti.

Yaralı askerler, kırsal kesimde donan ve açlık çeken köylü ailelerine katliam hikayeleri anlattıkça öfke açlıkla el ele cephe gerisine de yayıldı.

Savaşın üzerinden bir yıl geçtikten sonra kriz daha da büyüdü. Açlık artık Rusya'nın kırsal kesimlerinin yanı sıra sanayi kentlerini de pençesine almıştı. Sanayi üretimi üçte bir oranında azalırken yabancı ithalat da durdu.

İki yıl sonra bu öfke taştı.

1917 Şubat ve Ekim Devrimleri

1917 Şubat Devrimi, Çarlık diktatörlüğünü yıktı ve yerine Geçici Hükümet'i kurdu. Alexander Kerenski ve diğer reformist sosyalistler ve liberaller bu yeni Rus Cumhuriyeti'nin başına geçti.

Ancak bu sadece bir başlangıçtı. Şubat Devrimi'nin ilk kıvılcımı, başkent Petrograd'daki kadın tekstil işçilerinin artan ekmek fiyatlarına karşı başlattıkları grevdi. Kadınlar fabrikaları dolaşarak diğer işçileri de kendilerine katılmaya teşvik ettiler.

Birkaç gün içinde Çar tahttan çekildi ve parlamento kendisini Geçici Hükümet ilan etti. Pek çok işçi başlangıçta Kerenski gibileri destekledi çünkü Çar ailesinin acımasız yönetiminden daha iyi görünüyordu.

Ancak Geçici Hükümet, Avrupa'nın zengin devletlerini ya da Rusya'nın kapitalistlerini üzmemeye kararlıydı. Böylece savaşı sona erdirme talebine sırtlarını döndüler.

Şubat Devrimi sırasında işçiler, sovyet adı verilen ve siyasi iktidar organları haline gelen işçi konseylerini kurdular. İşçi konseyleri ile burjuvazinin iktidar organı olan Geçici Hükümet uzun süre yan yana yaşayamazdı. İşçi konseyleri giderek Geçici Hükümet ile çatışmaya girdi ve ekim ayında onu devirdiler.

Ekim Devrimi’yle ezilenler özgürleşti mi?

Çarlık Rusyasında bağnazlık ve devlet destekli zulüm egemendi. 1917'den önce gerici Ortodoks Kilisesi cinsel alana bütünüyle hükmediyor ve kurallar tayin ediyordu.

Devrim buna son verdi. Ekim Devrimi’nden sadece birkaç hafta sonra kürtaj serbest bırakıldı. Rusya eşcinselliği yasallaştıran ilk ülke oldu.

Ezilen gruplar devrimde aktif ve öncü bir rol oynadı ve özgürlükler dünyasına doğru büyük bir adım atıldı.

Devrimden önce aile içi şiddet yaygındı. Devrimden sonra boşanma yasallaştı ve köylü kadınlar, kendilerini dövdüğü takdirde kocalarından nasıl boşanacaklarına dair şarkılar söylediler.

Devrim, baskının maddi temellerini kökünden söküp atmaya başladı.

Ortak mutfaklar ve çocuk bakım merkezleri kadınları ev işlerinden kurtardı.

Önde gelen Bolşevik Alexandra Kollontay için "mutfağın evlilikten ayrılması" kilisenin devletten ayrılması kadar önemliydi.

Bolşevikler aynı zamanda ulusal gruplar üzerindeki baskıya da son vermeye kararlıydı. Devrimden önce Rus imparatorluğu "ulusların hapishanesi" olarak biliniyordu.

Ancak Kasım 1917'de Sovyet hükümeti, ezilen ulusların kendi kaderlerini tayin etme hakkını ilan etti. 

Devrim din ile nasıl başa çıktı?

Çarlık rejimi antisemitizm ve dini zulümle doluydu. Aşırı sağcı çeteler, yetkililerin de iş birliğiyle Yahudilere karşı ölümcül pogromlar düzenledi.

Devrim süreci bunu dönüştürdü ve Yahudilerin mücadelede öncü bir rol oynadığını gördü. Böylece bir Yahudi olan Leon Troçki, Petrograd Sovyeti'nin başkanlığına seçildi.

Ve yeni Sovyet hükümeti din özgürlüğü için yasa çıkardı. Kilise ve devlet birbirinden ayrılmıştı, yeni devlet herhangi bir dini kayırmıyordu ama ibadet özgürlüğü garanti altındaydı.

İktidara geldikten birkaç hafta sonra Sovyet hükümeti, "Rusya Müslümanları, Rusya'nın tüm halkları gibi sizin haklarınızın da devrimin güçlü koruması altında olduğunu bilin" açıklamasını yaptı.

Müslümanlar nüfusun yüzde 10'unu oluşturuyordu ve bazı bölgelerde Şeriat hukuku Sovyet hukukunun bir parçası olarak kabul ediliyordu. Bolşevikler din karşıtı değil, dinsiz olduklarını söylüyorlardı. İbadet eden Müslümanlar Bolşevik partisine kabul edildi.

Devrimden sonra, Çarlık’a sıkı sıkıya bağlı olan Rus Ortodoks Kilisesi mülkiyet hakkını kaybetti. Ancak kiliseleri, Çar döneminde sinagoglarda olduğu gibi yıkılmadı ya da yakılmadı. Bunlar kamu binalarına dönüştürüldü.

Aynı zamanda devrim insanların kendi güçlerinin farkına varmalarını sağladı ve böylece birçok insan için dini fikirlerin etkisini zayıflattı.

Devrim ne kadar şiddetliydi?

Kapitalist egemenler devrimleri şiddet dolu, kanlı olaylar olarak resmederler. Oysa kan dökmek kapitalistlere özgüdür.

Dünya tarihinin ilk başarılı işçi devrimi Ekim 1917'de çok az şiddet yaşandı.

Çünkü iktidarın ele geçirilmesi ya da ayaklanma için kitlesel destek vardı. Ve ordu gibi şiddet odağı olan bir kurumda tabandaki askerler devrime kazanılmıştı.

Devrim Petrograd'da neredeyse kansız gerçekleşti çünkü Bolşevikler kitlelerle bir bütün olmuş ve onların güvenini kazanmıştı. Bolşevikler 1917 yılı boyunca mücadelenin her bir gününde çok önemli bir rol oynamışlardı.

General Kornilov liderliğindeki daha önceki bir darbe girişimine karşı devrimi savunmak için kurulan Askeri Devrimci Komite (MRC) ayaklanmayı planlamak için yeniden örgütlendi.

Bolşevikler Petrograd Sovyeti'ni devrimi savunmak için hızla harekete geçmeye ikna etmek zorundaydı. Böylece 13 Ekim'de Sovyet, MRC'ye iktidarı ele geçirme planları yapması için oy verdi.

Ayaklanmayla ilgili kararlar, yönetimdeki demokratik organın ve işçilerin desteğiyle alındı.

Şiddetin olduğu yerler, devrimin daha zayıf olduğu ve mevcut yöneticilerin karşılık verme fırsatına sahip olduğu yerlerdi. Şiddet onlardan geldi.

Devrim değiştirir

Devrimden önce Rus toplumu son derece gericiydi.

Birçok sıradan Rus, "Ortodoksluk, Otokrasi ve Milliyet" şeklindeki egemen ideolojiyi kabul ediyordu. Devrimci sosyalistler, bazı işçi grupları arasında küçük bir ses getiren bir azınlıktı.

Şubat 1913'te işçi ve köylüler kitlesel gösterilerle Romanov hanedanının 300. yılını kutladı. Çar'ın "kutsal kefenine" dokunmaya çalışan yaklaşık 60 kişi ezilerek öldü.

Sadece dört yıl sonra, Şubat 1917'de aynı kadın ve erkekler Çar'ı devirdi ve bambaşka bir toplumun kapısını araladı. Fikirleri mücadele yoluyla değişmeye başlamıştı.

Çar'ın devrilmesi toplumu sola çekmişti, ancak birçok sıradan insan hala bazı eski fikirlerin etkisi altındaydı. Ve çoğunluk devrimci sosyalist çözümler aramıyordu.

Ancak Geçici Hükümet'in basit ekmek ve barış taleplerini karşılamaktaki yetersizliği işçileri radikalleştirdi.

Ekim ayına gelindiğinde Rusya'daki işçi kitleleri sosyalist devrim fikri etrafında harekete geçti.

1917 mücadelede karamsarlığa yer olmadığını ve her yönüyle barbarlık anlamına gelen kapitalizmden kurtulmak için işçi sınıfının aşağıdan kendi eyleminin gücünün ne kadar kritik bir önem taşıdığını gösterdi.

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol