Devlet nedir? Ne işe yarar? Derin devlet, paralel devlet ne anlama geliyor? Volkan Akyıldırım, 15 Temmuz etrafında süren tartışmalara devletin sosyalist eleştirisi üzerinden yanıt veriyor:
Okulda, kışlada, TV’de devletin ezeli ve ebedi olduğu söylenir. Bize öğretilen, toplumların var olması ve devamı için devletin vazgeçilmez olduğudur.
Oysa devlet hep yoktu. Çok uzun binyıllar boyunca insanlar devletsiz toplumlarda yaşadı.
Sınıflı toplumların ürünü
Devlet, tarihin özel bir döneminde ortaya çıktı. Bu, yaklaşık 10 bin yıl önce oldu. Hayvanların evcilleştirilmesi ve tarımın keşfi ile bu dönemde ilk kez tüketim için gerekenden daha fazla ürün, yani ‘artık’ elde edildi. Bu sayede, avcı ve toplayıcı olan göçebe toplumlar yerleşik hale gelebildi. Tarihin bu dönemine kadar eşit ve devletsiz yaşayan insanlar, sınıflara bölündü.
İlk devlet örgütlenmesi tahıl ambarlarından doğdu. Hakim sınıf adına burayı koruyan silahlı adamlar, siloların kayıtlarını tutan görevliler ve dağıtımı yapanlar, bugünkü bürokrasinin öncülleridir.
Bu tarih bize sadece ilerleme olarak anlatılır. Ama öteki yüzü vahşettir. İnsanlar eşitlikçi-devletsiz toplumlardan memnundu. Onlardan geriye kalan kalıntılar, şehir-devletlerine geçişin tarımı öğrenmiş toplumlar tarafından uzun süre boyunca reddedildiğini gösteriyor. Başka bulgular büyük isyanların yaşandığını ve sınıflı toplumların bunların bastırılması üzerinden geliştiğine işaret ediyor.
Yönetenler
O günden bugüne dünyada çok şey değişti, fakat en az değişen şeylerden biri devlettir.
350 yıldır varolan modern kapitalist devlet askerler, polisler, hakimler, savcılar, müdürler ve müsteşarlardan oluşur.
En büyük ve belirleyici kısmını şiddet tekelinin oluşturduğu devlet örgütlenmesi, toplumun bütünün çıkarlarını değil, özel mülkiyeti ve bunu elinde bulunduran azınlığın iktidarını sürdürmesi için çalışır. Toplumun geri kalanından ayrı hesapları vardır ve her seferinde milyonları biçimlendirmeye çalışır. Bu, temelde uzlaşmaz çıkarlara sahip olan farklı sınıfları bir tek sınıfın çıkarları etrafında uzlaştırmak içindir. Kemalizm gibi bir resmi ideolojiyle bunu yapar.
Bu mekanizmayı egemenler adına yöneten, askeri ve sivil bürokrasidir. Hükümetler gelir gider, ama devletteki sürekliliği bürokrasi sağlar. Darbeler tam da buradan çıkar: Atanmış devlet görevlileri, esasen bu silahlı güçlerdir, memnun olmadıkları seçilmiş hükümetleri devirmeye çalışırlar.
15 Temmuz darbesi, devletin insanların üzerinde kutsal bir yapı olduğunu savunan fikirlerin gizlediği bu gerçekleri açığa çıkardı. Devlet bir azınlık olan hakim sınıfın toplumunun geri kalanına iktidarını kabul ettirmesini sağlayan şiddet aygıtıdır.
Derin devlet
Devletin bir açık yapısı olduğu gibi, gizli yapısı da var. Bu yapı istihbarat örgütleri, kontrgerilla denilen ve kanunların dışında şiddet uygulama yetkisine sahip asker ve sivillerdir.
Derin devlet kavramı Türkiye’de suikastlar, provokasyonlar, katliamlar ve darbelerden doğmuştur ve esas olarak orduyu işaret eder.
Ordunun savunma amaçlı olarak örgütlendiği söylense de gizli örgütlenmesi “kendi halkına” yöneliktir.
15 Temmuz gecesi, beşinci kez darbe yapmak isteyenler tam da buradan çıkmıştır. Fakat yalnız değiller, topluma gözüken bütün açık yapıların da uzantıları var.
Sadece Türkiye’de değil, tüm kapitalist devletler kendi anayasalarındaki kuralların dışında hareket eden gizli savaş örgütlerini kullanır.
Paralel devlet
Bu yeni ortaya çıkan bir kavram ve esas olarak darbeci Gülencilere işaret ediyor. Kast edilen devletin genel işleyişi ve hükümetin yönetimi dışında kendi ayrı yönetimini kuran, rakiplerini saf dışı edip bütünüyle devlete el koymaya çalışan, gizli çıkarları olan bir örgüt.
Eğer böyleyse devlet içinde birden fazla paralel devlet var. Erdoğan’ın ittifak kurduğu kemalistler gibi.
Bu durum devletin bize anlatıldığı gibi yekpare bir bütün olmamasından kaynaklanıyor. Egemen sınıflar içindeki farklı çıkar grupları gibi orta sınıfın içindeki çok sayıda çıkar grubu da devlet bürokrasisinde yer alır. Bütün sermaye partileri devlette kadrolaşmaya, yön vermeye çalışır. Devlet her zaman kaynayan bir kazandır, paralel devlet denilen ise bazen iktidarda olan, bazen saf dışı edilen kanatlardan biridir sadece.
Devrimin gerekliliği
Sosyalistler yöneten-yönetilen ayrımının olmadığı bir toplumsal düzeni savunuyor. Devlet varsa özgürlük yoktur.
İşçi sınıfı devlet bürokrasinin içinde ücretli kamu emekçileri olarak vardır, yönetici yapı zaten onlara karşı kurulmuştur. Burada yer almaz ve temsil edilmeyiz. Devletin sınıf karakteri ve yapısı, işçi sınıfının bu aygıtı ele geçirip, kendisi ve ezilenleri özgürleştirmek için kullanmasına da izin vermez.
Sınıfların ve sömürünün olmadığı yeni bir topluma geçiş için devrim gereklidir. Çünkü işçi sınıfı parlamenter yollarla bu canavarı yenemez. Devrimin içinden doğan taban örgütleri, yeni bir topluma geçişin aracı olan işçi iktidarıdır.
Taban örgütleri nedir, işçi iktidarı da bir devlet değil mi? Bu da gelecek yazının konusu.
Daha geniş bir okuma için:
- Halkların Dünya Tarihi - Chris Harman
- Ailenin, Özel Mülkiyetin, Devletin Kökeni - Friedrich Engels
- Devlet ve Devrim - V. I. Lenin
(Sosyalist İşçi)