Sağın eleştirel ırk teorisi'ne karşı yürüttüğü mücadelenin amacı nedir?

11.08.2021 - 13:06
Haberi paylaş

ABD'de "Eleştirel Irk Teorisi" konusunda neden alt seviyeden yürütülen bir savaş var?

Virginia eyalet valiliği için verilen mücadelede milyarder Cumhuriyetçi aday Glenn Youngskin kısa süre önce, olur da seçimi kazanırsa ilk işinin bu teoriyi yasaklamak olacağını açıkladı.

Ülkenin dört bir yanındaki Cumhuriyetçi eyaletler, “Marksizm”in bu tehlikeli görünen "enkarnasyonunu" yasadışı ilan etmek için birbirleriyle yarışıyor.

Bir zamanlar üniversite kampüsleriyle sınırlı bir fikirler bütünü olan Eleştirel Irk Teorisi, geçmişte ve şimdiki ABD toplumlarındaki yıkıcı ırkçılık kalıplarını açıklamaya çalışır, baskının kusurlu bireylerin davranışlarının bir sonucu değil “sistematik” olduğu konusunu vurgular. 

Aktivistler arasındaki popülaritesi, Siyahların Hayatı Önemlidir hareketi ile artmış olsa da yakın zamana kadar ana-akımda nadiren kullanılırdı. Bu teori son zamanlarda bazı eğitimci ve akademisyenleri etkisi altına almaya başlayınca, ABD tarihini ya da değerlerini nasıl öğrettikleri konusunda daha derin düşünmeye başladılar. Ve bu gelişme sağ kanadı destekleyen Donald Trump'ı çileden çıkarmaya yetti.

Artık, ırkçı New York askere alım ayaklanması (1863) veya sivil haklar hareketi aktivistlerinin öldürülmeleri gibi konuları işlerken tarihin, diğer tarafın bakış açısından da öğretilmesi gerektiği konusunda hemfikirler. Çünkü okulların öğrencilerin “beyinlerini yıkadığını” biliyorlar. 

Kurama karşı yürütülen saldırıyı sahiplenen sağcı ideolog Christopher Rufo, Eleştirel Irk Teorisi’nin düşmanca, fazlasıyla akademik, bölücü, ırk takıntılı, zehirli, elitist ve Amerikan karşıtı anlamına geldiğini söylüyor.

Bu türden “kültür savaşı” siyaseti Cumhuriyetçilere özgü bir tutuma, yani seçmen tabanını, merkezinde büyüyen krizden uzaklaştırma girişimlerine son derece uygundur.

Salgın nedeniyle ertelenen borçlar bu ay ipotek hacizlerine dönüşünce, tıpkı virüste olduğu gibi, insanların kendi evlerinden mahkeme kararlarıyla tahliye edilmeleri de hızla her yeri etkisi altına almaya başladı. Kendini muhtemelen hala orta sınıf olarak tanımlayan ve Trump'a inanan binlerce insanı da vuracak bir kriz bu. 

Yeni bela

Halihazırda yaklaşık 1,75 milyon ev sahibi mortgage kredileri yüzünden yeni bir tehditle karşı karşıya kaldı. 

Irkçılık karşıtlığını bir tür varoluşsal tehdit olarak göstermek, Trumpizmin başarısızlıklarını gizleme girişimidir. Ancak teoriye karşı yürütülen savaşta atlanmaması gereken daha önemli bir gerçek var: “Amerikan Rüyası”nın temelleri. 

ABD'nin, nerede olursa olsun herkesin zengin, güçlü, ünlü biri olabileceği emsalsiz bir toplum modeli üzerinde kurulduğuna dair o çok övülmekte olan nosyon iktidar ideolojisinin de temelidir aslında. Bu efsanede, her bireyin hayattaki konumuna zekâsı ve çabasıyla ulaştığı sonucuna varılır. Ve dışarıya da, ABD'nin gerçekten meritokratik [liyakata dayalı] bir toplum olduğu iddiası gibi örneğin Soğuk Savaş'ta sıkça kullanılmış bir imaj sunulur. 

Ne var ki George Floyd'un öldürülmesi üzerine örgütlenen radikal hareket, bu tür fantezileri savunulamayacak hale getirdi.

ABD'de – siyah ve beyaz- milyonlarca insan, nesiller boyu süren baskının siyahları nasıl dezavantajlı duruma getirdiğini gayet iyi biliyor. Renk körü bir toplum oldukları ya da eşit bir oyun alanında bulundukları iddialarının tam manasıyla saçmalık olduğunun farkındalar.

Sokaklara çıkmayı, mücadeleyi ağır silahlarla bastırmaya çalışan polislerin karşısına dikilmeyi, bunları bildikleri için göze aldılar. Gerçeklerin peşinde olduklarını gösterdiler. ABD tarihinde ırkçılık karşıtı kitapların tükendiğine daha önce hiç rastlanmamıştı.

Egemen sınıfın demokratlarla uyumlu kesimleri, bu gelişmeden hareketle, karşılaşacakları daha radikal tepkileri geç olmadan önleyebilmek adına Eleştirel Irk Teorisi üzerine taktiksel bir hareket başlattı ve Joe Biden başkanlığa adım atar atmaz, Trump'ın teori için koyduğu yasağı bozdu.

Genelkurmay Başkanı General Mark Milley'nin geçtiğimiz ay orduda teori üzerine yürütülen çalışmayı savunmasının nedeni de buydu. Milley, “Beyaz öfkeyi anlamak” istediğini söylüyordu: "Savunmak için görevde olduğumuz ülke hakkındaki fikirlerin neden değişmekte olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Bunun nesi yanlış?" 

Demokratlar, yapısal ırkçılık tartışmalarını daha güvenli sulara çekerek, ırkçılığın sistemden ayrı ele alındığı bir tartışma alanı sunmaya çabalıyor. Çünkü Eleştirel Irk Teorisi’nin ırkçılıktan kurtulmak istiyorsak onu besleyen sistemden kurtulmamız gerektiğini gösterdiğini biliyorlar.

Socialist Worker’dan TN çevirdi, redaksiyon: Tuna Emren

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol