Lenin’in son yazıları ve son mektupları işçi sınıfı devrimcilerinin Rusya’da Stalinizme karşı mücadelesinin önemli belgelerinden birisidir. Bu yazılar Büyük Rus şovenizminin tehlikeli yükselişine dikkat çekiyordu.
16 Aralık 1922 günü şiddetli bir kriz geçiren Lenin’in yaşamının son ürünleri, kısa bir süre sonra toplanacak olan parti kongresine yazdığı bir mektup, ulusal sorun üzerine bu mektubuna yaptığı ekler, ‘Günlükten Sayfalar’, ‘Kooperatifler Üzerine’, ‘Devrimimiz’ ve ‘Az Olsun, Öz Olsun’ başlıklı makalelerden oluşmaktadır. ‘Kongre’ye Mektup’ aynı zamanda ‘Lenin’in Vasiyeti’ olarak bilinmektedir.
Mektupların ezici çoğunluğu 1956’ya kadar yayınlanmadı. Lenin’in kongrede okunsun diye yazdığı mektupları kongre delegeleri göremediler. Lenin, mektupların ana öğesi olan Rus milliyetçiliğine, 1922 yılında ortaya çıkan iki olay üzerine yoğunlaşmaya başladı. Bunlardan birincisi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin kuruluşu, ikincisi ise Gürcistan sorunudur.
Milli bir bürokrasi gelişiyor
Parti politbürosu Ağustos 1922’de Rusya Sovyet Sosyalist Federal Cumhuriyeti (RSSFC) ile Ukrayna, Beyaz Rusya, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan cumhuriyetleri arasındaki sorunların incelenmesi üzerine bir komisyon kurdu. Komisyon adına bir rapor yazan Stalin, sovyet cumhuriyetleri arasında birlik öneriyordu. Stalin’in raporuna göre RSSFC hükümeti diğer cumhuriyetlerin de hükümeti haline gelmekteydi. RSSFC Halk Komiserleri Konseyi, Rusya Sovyet Kongresi Yürütme Komitesi, Rusya’nın çeşitli Halk Komiserlikleri diğer cumhuriyetlerin ilgili organlarının yerini almaktaydı. Stalin’in raporu açıkça Büyük Rusları egemen ulus haline getirmekteydi.
Gürcistan Komünist Partisi Merkez Komitesi, Stalin’in önerisine şiddetle karşı çıktı. Stalin Gürcistan Merkez Komitesi’ne yolladığı bir telgrafta RSSFC iktidar organlarının bütün diğer cumhuriyetler için bağlayıcı olduğunu açıkça belirtti.
Lenin’in rapora tepkisi ise daha da sert oldu. Gürcistanlı komünistlerin tepkisinden iki hafta sonra Lenin, Kamenev’e yazdığı bir notta “Biz kendimizi, Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ve diğerleri ile eşit görmekteyiz ve onlarla eşit bir temelde yeni bir birliğe, Avrupa ve Asya Sovyet Cumhuriyetleri Birliği’ne girmek istiyoruz” diyor ve ekliyordu: Birlik Hükümeti, Sovyet Yürütmesi kurulmalıdır.
Lenin’in Kamenev’e gönderdiği not üzerine Stalin, Lenin’i ulusal sorun konusunda liberal olmakla suçladı. Bir hafta sonra Lenin politbüroya şu notu gönderdi: “Egemen ulusal şovenizme karşı ölümüne bir savaş ilan ediyorum. Birlik Merkez Yürütmesi kesinlikle Rus, Ukrayna, Gürcü vs. komiteleri tarafından rotasyonla oluşturulmalıdır.”
Lenin’in uyanları Stalin tarafından pek dikkate alınmadı. Fakat buna rağmen yeni kurulan Birlik’in anayasası Stalin’in raporundaki önerileri gibi de gerçekleşmedi.
Fakat, Büyük Rus şovenizmi ile ilgili asıl mesele Gürcistan sorununda doğdu. Yukarıda da belirtildiği gibi Gürcistan Parti Merkez Komitesi Stalin’in önerisine karşı çıkmıştı. İki çok eski Bolşevik’in önderliğindeki Gürcistan MK’sının tutumuna iki diğer Gürcü, Stalin ve Ordzhonikidze şiddetle saldırdılar. 22 Ekim’de Gürcistan MK’sı istifa etti, istifaları kabul edildi ve Ordzhonikidze yeni bir Merkez Komitesi tayin etti. Bütün bu gelişmeler içinde küçük bir olay, Lenin’in tüm ilgisini meseleye çekti. Tartışmalar sırasında Ordzhonikidze, eski bir Gürcistan MK üyesini tokatladı. Bunun üzerine Gürcistan eski MK’sı yeni bir araştırma açılmasını istedi. Stalin’in parti, devlet ve gizli polis aygıtı bu isteği hasır altı edemedi fakat Lenin’e ulaşmasını ellerinden geldiğince engellediler. Hastalığı bahane edilerek Lenin’in dışarıyla görüşmeleri engellendi, sadece günde 5 dakika yazı yazması emredildi. (Bu sırada Lenin yarı felç olmuştu ve yazı yazamamakta fakat dikte ettirmekteydi.) Gürcistan üzerine sorularına ise cevap verilmemesi emredildi. Bütün bunlara rağmen Lenin, ‘Kongre’ye Mektup’a ek olarak yazdırdığı ulusal sorun üzerine notlarında Büyük Rus şovenistlerini, Stalin ve Ordzhonikidze’yi şiddetle eleştirdi: “Bu gerçekten Büyük Rus milliyetçisi kampanyanın politik sorumluluğu tabii ki Stalin ve Dzerzhinsky'e yüklenmelidir.” Ölümünden çok kısa bir süre önce ise Gürcistanlı komünistlere gönderdiği bir mektubunda şöyle diyordu:
“P.G. Mdivani, F.Y. Makharadze ve diğerlerine
Kopyalar yoldaş Troçki ve Kamenev’e
Çok gizli
Sevgili yoldaşlar,
Olayınızı bütün kalbimle izliyorum, Ordzhonikidze’nin kabalığına ve Stalin ve Dzerzhinsky’nin bu olaya müsamahasına haklı olarak infial içindeyim. Sizin için notlar ve konuşma hazırlıyorum.”
Lenin aynı günlerde Troçki’den ise kongrede bu sorunu izlemesini ve Gürcistanlıları savunmasını istemektedir.
Ne var ki Lenin kongreye katılamadı. Gürcü delegelere ‘notlar ve konuşma’ hazırlayamadı. Kongrede Troçki de Gürcüleri savunmadı. Böylece Büyük Rus şovenistleri kongreden kazasız belasız kurtuldular ve kısa süre sonra da Gürcü Merkez Komitesi’nin tamamını ‘milliyetçi’ oldukları suçlaması ile imha ettiler.
Bürokrasiye karşı mücadele
Lenin, elbette bu sorunun arka planında parti içinde gelişen bürokrasinin de farkındaydı. Esas olarak öncü, sınıf bilinçli işçilere güvenmektedir fakat onların da çok az olduklarını görmektedir. ‘Kongre’ye Mektup’a yaptığı 24 Aralık tarihli ekte politbüro üyelerinin her biri için tek tek görüşlerini belirtir. 25 Aralık’ta bu eke bir ek daha yapar ve Stalin’in Genel Sekreterlik görevinden alınması gerektiğini daha da şiddetle vurgular. Lenin’in mektubunun bu eki kongre delegelerine okunmaz. Basılmaz. Sadece politbüro üyelerinin bilgisi dahilinde kalır. Stalin yerinde kalır ve Lenin’in gözbebeği gibi korumaya çalıştığı parti birliğini, hemen hemen bütün eski Bolşevikleri imha ederek darmadağın eder. 1919-35 arasında seçilen 31 politbüro üyesinin 20’si ‘hainlikle’ suçlanarak imha edilir. Aynı oranlar daha da kabararak Merkez Komitesi, bölge ve alt bölge komiteleri için de geçerlidir. 1917-19 arasının Halk Komiserleri Konseyi üyelerinin 1926 sonrasında yaşayanlarının bir iki istisna hariç hemen hepsi gene ‘hainlik’ ile suçlanarak imha edildi. Ancak katliam sadece SSCB sınırları içinde kalmadı. Birçok partinin önde gelen liderleri 1936 ve sonrasında imha edildiler. Polonya, Baltık ülkeleri partileri dağıtıldı. 1919 Macar devriminin önderi Béla Kun kurşuna dizildi.
Stalinist bürokrasi 1917 Ekim Devrimi’nin tüm kazanımlarını imha ederek, işçi sınıfının tüm şekillenmesini dağıtan bir karşı devrim sürecini nihayete erdirerek Rusya’da bürokratik bir devlet kapitalisti rejimi inşa etti.
Doğan Tarkan
* Bu yazı Sosyalist İşçi dergisinin 14. sayısında Doğan Tarkan’ın kaleme aldığı yazının kısaltılmış versiyonudur.