99 yaşındayken hayata gözlerini yuman Chanie Rosenberg, tüm yaşamını bugün hâlâ dünya politikasının merkezinde konumlanan adaletsizliklere karşı mücadeleyle geçirdi.
Yahudi bir ailenin çocuğu olarak, o sıralar İngiliz İmparatorluğu’nun bir parçası olan Güney Afrika’da doğdu, Avrupa’da soykırım vahşetiyle sonuçlanan antisemitizmi deneyimledi.
Fakat aynı zamanda, siyahlara karşı korkunç bir ırkçılıkla kodlanmış olan Apartheid rejimine de tanıklık etti.
Sisteme karşı cephe alıp sosyalist oldu. Fakat hâlâ, Filistin’de İngiliz egemenliğinde daha iyi bir toplumun inşa edilebileceğini vaaz eden Siyonist mitlere inanıyordu
İkinci Dünya Savaşı’nın şiddetlendiği dönemde Güney Afrika’dan ayrıldı ve oraya gitti. Ne var ki 1948’de Filistinlilerin sınırdışı edilmesi felaketi olan Nakba’dan bile önce Siyonist proje Filistin’de Araplara karşı berbat bir ayrımcılığı içeriyordu.
Bunu hızla kavrayan Chanie kararlı bir anti Sisyoniste dönüştü. Bu Chanie’ı hayatı boyunca partneri olacak Filistinli bir Yahudi ile; Tony Cliff’le temasa geçirdi.
Irkçılık İngiliz İmparatorluğu’nda tüm yönleriyle gelişti. Çok açıktı ki bu tutum emperyalizm ve kapitalist sistemle bağlantılıydı.
Chanie ve Cliff açısından, bu yaşananlar karşısında basitçe adaletsizliği ve baskıyı tanımaktan, olan biteni kavramaktan fazlasını yapmaya ihtiyaç vardı. Soru şuydu: Bu konuda ne yapılabilirdi?
Bu sorunun kolay bir yanıtı yoktu. Uluslararası anlamda, Joseph Stalin’in Moskova’sında bir umut ışığı gören Komünist Partiler antikapitalist sola hakimdiler.
Bununla beraber, zaman, 1917 sosyalist devrimini gerçekleştirenlerin hemen hemen tümünün yok edildiği Moskova duruşmaları zamanıydı.
Chanie bir Troçkist oldu. Bunun nedeni, 1940’ta Stalin’in emriyle bir suikatle öldürülen Leon Troçki’nin insanlığın kurtuluşu ve kendini özgürleştirmesi olarak sosyalizmin özgün ruhunu onaylamasıydı. Bu, bürokratik bir devlet sistemi değildi.
Diğer bir deyişle, bu sadece politik bir duruş değildi. İnsan yaşamının, çoğunluk için gündelik hayatın angaryasından, istismardan ve baskıdan daha fazlası olabileceğiyle ilgiliydi.
17 yaşından son anlarına kadar Chanie uluslararası sosyalist devrimin yol gösterici ışığını nasıl izlediğini anlattı.
Bu adımı atmak hiçbir ülkede kolay bir seçim değildi. Troçkistlerin sayısı çok azdı.
Fakat Filistin’de bir Troçkist olmak sadece yoksulluk tarafından öğütülmeyi içermiyordu; aynı zamanda İngiliz otoritelerinin ve yükselen Siyonist güçlerin düşmanlığını kazanmak anlamına geliyordu.
Haliyle kısa süre sonra sürdürülemez hale gelecekti ve böylece savaştan kısa bir süre sonra İngiltere’ye gittiler. Burada devrimci sosyalist bir organizasyonun inşa edilmesi için daha büyük olanaklar mevcuttu.
Hemen Uluslararası Sosyalizm ve Sosyalist İşçi Partisi’nin kuruluşuna temel hazırlamak için kolları sıvadılar ve Chanie bunda büyük bir rol oynadı.
SWP’nin teorik temelleri açısından Troçki’den sonra Marksist düşüncenin gelişmesinde Cliff, yazılarıyla kilit bir rol oynadı. Bu yazılar Stalinist Rusya’nın neden kapitalizmin yeni bir türü olduğunu gösterdi, bunun apaçık devlet kapitalizmi olduğunu ortaya koydu. Yazıları aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ekonomilerin silahlanma harcamalarıyla nasıl geçici olarak dengede durmayı başardığını ve Çin ile Küba’daki yeni iktidarların doğasını da açıkladı.
Chanie olmasaydı bunların hiçbiri gün ışığına çıkmayacaktı. O hem evin ekmeğini kazanıyor hem de Cliff’in okunması mümkün olmayan el yazmalarını daktilo ediyordu – ki Cliff de kendi yazılarını deşifre etmekte zorlandığını itiraf ederdi.
Fakat Chanie para kazanmaktan ve daktilo başına oturmaktan çok daha fazlasını yapıyordu. Bir sendika aktivistiydi ve Hackney’de öğretmenler sendikasının sekreteriydi. Ayrıca çok çeşitli konulardaki kampanyalara kendi özel katkılarını sundu. Politik teorinin gelişmesiyle, Marksizm için çok merkezi olan pratikten test etme ve pratikten öğrenme arasındaki yaşamsal bağın kurulmasını sağladı.
Chanie aynı zamanda eğitim alanı ve Troçki’nin kültür yazıları başta olmak üzere daha pek çok konuda içerik üretmiş bir yazardı.
Uluslararası devrimci geleneğin inşa edilmesinde benzersiz bir rol oynadı. Kapitalist yabancılaşmanın aşılması için işçi sınıfının devrimci geleneğinin yaşayan bir öğe olduğunu kanıtlayan ve Troçki’nin ölümünden hemen sonra devrimci faaliyetlerini zorlu koşullarda sürdüren o kuşağın son büyük aktivistlerinden biriydi.
Donny Gluckstein’ın Sosyalist Worker’daki yayınlanan makalesinden kısaltarak çeviren: Şenol Karakaş
(Sosyalist İşçi)