DSİP'in Güney Kıbrıs'taki kardeş örgütü Ergatiki Dimokratia (İşçi Demokrasisi), Kıbrıs'ın yeniden birleşmesi için tek umudun Anastasiadis, Akıncı, Kotzias ve Çavuşoğlu arasında pazarlık ve diplomatik oyunlar değil, iki toplumlu bir işçi hareketi olduğuna inanıyor.
Geçtiğimiz hafta Cenvre’de gerçekleştirilen müzakere süreci gösterdi ki, Anastasiadis ve Akıncı bir çözüm bulmak için hazır olduğunu söylemelerine rağmen, hiçbiri kendi tarafının milli çıkarlarını kurban etmeye hazır değil.
"Anavatan"ların garantör güçler olarak katılımı da, masadaki kırmızı çizgilerin sayısını artırarak süreci daha da zorlaştırdı. Ayrıca hesaba, adayı “batmaz uçak gemisi” olarak kendi çıkarına kullanmak isteyen AB ve başka büyük güçlerin kırmızı çizgilerini de katmalı.
Her iki lider kendi toplumu adına konuştuğunu iddia ediyor ama ikisi de toplumlarının gerçek isteklerini duymuyor. Liderler, Kıbrıslı işçilerin çoğunluğu adayı yeniden birleştiren barışçıl bir düzenlemeyi istemesine rağmen, iki toplumun işçilerini ve mücadelerini birleştirecek maddeleri müzakere gündeminden uzak tuttular.
DSİP'in Güney Kıbrıs'taki kardeş örgütü Ergatiki Dimokratia ise adadaki örgütlere, partilere, sendikalara ve aktivistlere aşağıdaki protokolü imzalama çağrısı yapıyor:
"İşbirlik Protokolü
Aşağıdaki metni imzalayarak kabul ediyoruz:
Kıbrıs’ın işçi hareketinin ilkelerine ve geleneğine dayanan ortak bir mücadele cephesinin inşa edilmesi gerek.
(PEO ve Kıbrıs Türk Sendikalar Merkez Komitesi tarafından 8 Ocak 1948’de imzalanan işbirilik protokolunda yer alan siyasi ilkeleri benimsiyoruz)
- İşçi sınıfının ekonomik ve toplumsal gelişmesinde işbirliği kurmak ve eylemlerimize karşılıklı yardım etmek için samimi isteğimizi ilan ediyoruz.
- Birbirimize karşı propagandayı felaket getirici olarak algılıyor ve kınıyoruz.
- Nereden gelirse gelsin, ırkçı nefret ve ırk ayrımcılığını egemen sınıfının işçi sınıfını bölmek için kullandığı bir silah olarak algılıyor ve kınıyoruz.
- Tüm Sendikalar Forumu'nun 2016 Ocak ayında uzlaştığı ve 2017 Ocak ayında yeniden ifade ettiği önerileri benimsiyoruz.
Kıbrıs sorununda, müzakereler aracılığıyla genel kabul görmüş olan; iki toplumlu, iki bölgeli Federasyon ilkesine ve siyasi eşitliğe dayanan bir çözüm bulunabilmesi yönündeki çabalara desteğimizi ilan ediyoruz.
Adamızın tam anlamıyla askerden arındırılması için, yabancı üslerin ve askeri güçlere kolaylıklar sağlayan asker üslerinin kaldırılması için mücadele vermekteyiz.
Adamızın askeri operasyonların üssü olmaması, tam tersine bölgedeki tüm halkar için dostluk ve işbirliği köprüsü olması için mücadele veriyoruz.
İşçilerin refahı ve kalkınmasında önemli rol oynayan sosyal kurumların federal düzeyde devlet güdümlü birleşmesi ve teşkilâtlanması için mücadele veriyoruz.
- Tek Sağlılık Sistemi
- Tek Sosyal Güvenlik Sistemi
- Tek İş İlişkileri Sistemi
- Tek Vergi Rejimi
- Doğal kaynakların ve amme hizmetlerinin devlet kontrolünün altına alınması
Barış, barışma, işbirliği, hoşgörü ve farklılığı kabul etme ilkelerine dayanan bir eğitim için mücadele veriyoruz.
Bu hedeflerimizi hayata geçirmek için bugünden mücadele ediyoruz.
Tüm Kıbrıs'taki kamu hastanelerinde düşük gelirli gruplar için uygulanmakta olan sınırlamaların kaldırılmasını istiyoruz.
Daha fazla kapıların açılmasını ve ürünlerin naklinin kolaylaştırılmasını talep ediyoruz.
Tek saat uygulanmasını talep ediyoruz. Doğal felaketler ve kurtarma operasyonlarında koordinasyon ve işbirliği olmasını talep ediyoruz.
Yukarıdaki taleplerimizin acilen sağlanmasının adada işbirliğini ve barışı yükelteceğine ve adadaki ve bölgedeki insanların çıkarına; kabul edilmiş bir çözümün bulunmasını kolaylaştıran şartları yaratacağına inanıyoruz.
Bir anlaşmaya varıldıktan sonra da adamızda barışın, demokrasinin ve refahın kuvvetlendirilmesi amacıyla bu hedefleri gerçekleştirmek için mücadeleye devam edeceğiz.
Biz müzekereleri yürüten liderlere, genel kabul görmüş olan bir çözüme varmaları için gerekli cesaret ve idare sergilesinler diye baskı yapıyoruz. Bu hedeflerimizi gerçekleştirmek için, liderlerin bir çözüme varamadıkları hâlde de, mücadeleye devam etmeye söz veriyoruz."