İngiltere’de hükümetin yavaş yürüyüşlere katılanları tutuklamaya çalışması, aktivistleri durduramadı. Tenis turnuvaları, etkinlikler, sergiler bu yıl da İngiltere’de eylemlerle geçti. Aktivistler "Söyleyeceğimiz en önemli şey, durmayacağımızdır" diyordu; “Durum çok vahim. İnsanlık tarihinde gerçekten kritik bir noktadayız ve bu sorunu çözemezsek mahvoluruz.’’
Avrupa genelinde okullar ve üniversitelerde “Fosili Bitir: İşgal Et!” başlığıyla Mayıs ayında başlayan eylemler kıta çapında 22 okul ve üniversitede gerçekleştirilen işgallerle devam etti. İklim değişikliği konusunda adım atılmasını isteyen gençler, Almanya’da Wolfenbüttel, Magdeburg, Münster, Bielefeld, Regensburg, Bremen ve Berlin üniversitelerini işgal etti. Barcelona’da Barcelona Özerk Üniversitesi’ni işgal eden öğrenciler, iklim değişikliğine dikkat çeken açık hava dersleri örgütledi.
Eylül ayında ise Küresel İklim Grevi ve “Fosil Yakıtlara Son Ver” eylemleri kapsamında bir araya gelen, Kanada, İngiltere, Almanya, Avusturya, ABD, İsveç, Japonya, Uganda, Nijerya, Filipinler, Bangladeş, Burkina Faso, Pakistan gibi dünyanın birçok ülkesinde yüz binleri oluşturan iklim aktivistleri, fosil yakıtlara son verilmesi, yeni petrol kuyularının açılmaması, yüzde 100 yenilenebilir enerjiye adil geçiş, fosil yakıtlara devlet desteğinin kalkması gibi bir dizi talepler için sokaklardaydı. Türkiye’de de Kadıköy İskele Meydanı’nda gerçekleştirilen eylemde iklim krizinden acil çıkış için fosil finansmanına son verilmesi, tüm eski ve yeni fosil yakıt projelerinin iptal edilmesi, yenilenebilir enerjiye Acil ve Adil Geçiş talep edildi.
Amerika’da yerli topluluklar, azınlık ve insan hakları aktivistleri, doktorlar, sağlık çalışanları, bilim insanları, müzisyenler gibi onlarca farklı grubun katılımıyla büyüyen iklim hareketi, fosil yakıtların aşamalı olarak sonlandırması ve artık herkesi etkileyen iklim kriziyle mücadele için cesur adımlar atılması gerektiğini vurguladılar. Birçok noktada kurulan kürsülerde Başkan Biden’ın ‘iklim acil durumu’ ilan etmesi gerektiği dile getirildi.
Hollanda Extinction Rebellion Grubu’nun (Yokoluş İsyanı) A-12 otobanında gerçekleştirdiği ve Eylül ayı boyunca her gün saat 12’de başlayan eylemleri, taleplerinin meclise taşınmasını sağladı. Eylemcileri Hollanda hükümetinin yıllık 37,5 milyar avroluk fosil yakıt sübvansiyonunu durdurmasını istiyor. Aileler, öğretmenler, müzisyenler, bilim insanlarının ve çeşitli iklim gruplarının katkılarıyla genişleyen bu hareket kapsamında park forumları da düzenlendi.
Avustralya Hükümetinin iklim değişikliği konusunda harekete geçmiyor oluşuna, Newcastle’da bulunan dünyanın en büyük kömür limanının – aralarında 97 yaşında bir protestocunun da bulunduğu– aktivistler tarafından, kanolarla abluka altına alınmasıyla yanıt verildi.
Kuzey Denizi'nde Norveç ve İngiltere’nin ortak yürüttüğü Rosebank projesinin onaylanması, Britanya’da Rishi Sunak hükümetine karşı örgütlenen acil eylemlere yol açtı. İklim grupları, Rosebank Kuzey Denizi petrol projesine karşı yasal işlemler de başlattı.
İklim adaleti için örgütlenen birçok grup, Filistinlilerin özgürlük mücadelesiyle dayanışma içinde olduklarını ve Gazze'de devam eden soykırımı kınadıklarını açıkladı. Filistin ile dayanışma eylemlerine aktif olarak katılıyor, BP ve ENI gibi petrol şirketlerinin Gazze’de İsrail ile olan petrol ve gaz arama anlaşmalarını teşhir eden eylemler düzenliyorlar.
‘‘Gazze'nin acılarını dile getirmekten vazgeçmeyeceğiz. İnsan hakları olmadan iklim adaleti de olmaz. Bu affedilemez şiddete son verilmesini talep etmek, temel bir insanlık meselesidir. Yapabilecek herkesi bunu gerçekleştirmeye çağırıyoruz. Sessizlik suç ortaklığıdır. Gelişmekte olan bir soykırımda tarafsız olamazsınız.’’ Fridays for Future, İsveç
(Sosyalist İşçi)