Costs of War Project’in yayınladığı bir rapor, ABD’nin 11 Eylül 2001 saldırıları sonrasında başlattığı “teröre karşı savaş” girişimi sonucunda, bugüne kadar Afganistan, Irak, Yemen, Somali, Libya, Suriye, Pakistan gibi ülkelerde çatışma dışı nedenlerle (açlık, yoksulluk, sağlık hizmetlerinin çökmesi vb.) 3,5 milyon kadar kişinin öldüğünü, bu sayının 4,5 milyonu bulabileceğini gösterdi. Rapora göre, doğrudan çatışmalar nedeniyle 387 bini sivil olmak üzere 906 bin kişi öldü, 38 milyon kişi de göç etmek zorunda kaldı. Ayrıca ABD yönetiminin bu savaşlar için 8 trilyon dolar harcadığı da görülüyor.
2023 yılına mülteci katliamıyla girdik. Yeni yılın ilk gününde Lübnan’dan Kıbrıs’a gitmek isteyen 300 kadar mülteciyi taşıyan bir tekne Lübnan açıklarında battı, iki mülteci hayatını kaybetti.
İngiltere’de bir otelde tutulan 600 mülteci çocuktan 136'sı zorla kaçırıldı. İngiliz polisi olaya müdahale etmedi. Diğer otellerde de benzer kayıplar yaşandığı açığa çıktı, toplamda 222 mülteci çocuk kayboldu.
Şubat ayında İzmir’den yola çıkan, içinde 200 civarı Afgan, İranlı ve Pakistanlının bulunduğu mülteci teknesi İtalya açıklarında çarparak battı. 86 kişinin öldüğü açıklandı.
Haziran ayında bu yılın en büyük göçmen teknesi faciası yaşandı. Yunanistan açıklarında 700 kadar göçmeni taşıyan bir tekne battı ve en az 82 kişi hayatını kaybetti. Yüzlerce kişinin ise cesedi bulunamadığı için kayıp olarak kayıtlara geçirildiler.
Teknenin alt güvertelerinde bulunan çocukların ve Pakistanlıların oraya zorla yerleştirildiği ve teknenin batmasına Yunan sahil güvenlik botunun neden olduğu iddia edildi. Tanıklar, teknenin Yunan sahil güvenliği tarafından İtalya’ya doğru çekilip bırakıldığını söylediler.
Bu olaydan sadece bir hafta sonra, bu kez de İspanya açıklarında bir mülteci teknesi battı ve 39 kişi daha hayatını kaybetti.
Göçmen felaketleri Ağustos ayında da devam etti. İtalya'nın güneyindeki Lampedusa Adası açıklarında, Tunus'tan gelen düzensiz göçmenleri taşıyan iki göçmen gemisinin batması sonucunda iki kişi öldü, yaklaşık 30 kişi kayboldu. Bu olaydan sadece üç gün sonra yine Lampedusa Adası açıklarında bir tekne daha battı. Teknede bulunan 41 göçmen hayatını kaybetti.
Göçmenler ölümü göze alarak yola çıkıyor, hem yollarda hem de vardıkları ülkelerde koyu bir ırkçılıkla karşılaşıyorlar. Ama dünya ırkçılardan, sağcılardan ve faşistlerden ibaret değil. Dünyanın birçok ülkesinde göçmenlerle dayanışma içinde olan, ırkçılığın karşısına dikilen sol örgütler, sendikalar, işçi eylemleri ve dayanışma ağları da var.
2023’ün bu açıdan en önemli sonucu, bu ağların güçlendirilmesinin birleşik bir işçi mücadelesinin örgütlenmesindeki en temel faktörlerden biri olduğunu göstermiş olmasıdır.
(Sosyalist İşçi)