(Paris'ten röportaj) Hükümetin yeni ırkçı yasayı geçirmesinin ardından kargaşa çıktı

23.12.2023 - 10:54
Haberi paylaş

Faşistlerin desteğiyle kabul edilen yeni göçmen karşıtı yasaya karşı Fransa genelinde büyük bir ırkçılık karşıtı öfke ve korku dalgası yaşanıyor. Sosyalist ve ırkçılık karşıtı Denis Godard anlatıyor.

21 Aralık Perşembe akşamı Rennes, Chambéry, Montpellier ve diğer on şehirde insanlar sokaklara döküldü.

Paris, Rennes, Marsilya, Lyon, Toulouse, Brest, Limoges, Bayonne, Pau ve diğer şehir ve kasabalarda 22 Aralık Cuma öğleden sonra ve akşam saatlerinde gösteriler planlandı.

Öğrenciler birçok üniversiteyi abluka altına aldı ve tabandan gelen işçi grupları grev için bastırıyor.

Bu hafta neoliberal başkan Emmanuel Macron'un hükümeti, İçişleri Bakanı Gerald Darmanin'in öncülüğünde yeni bir göçmen karşıtı yasayı yürürlüğe koymaya zorlandı.

Milletvekilleri başlangıçta planları reddetmiş ve Marine Le Pen'in faşist Ulusal Birlik Partisi (RN) de dahil olmak üzere hem sol hem de sağın büyük bir kesimi aleyhte oy kullanmıştı. Macron daha sonra daha da sağa uzanarak, geleneksel muhafazakarların desteğini ve RN'nin oylarını kazandı.

Parisli sosyalist ve ırkçılık karşıtı Denis Godard, Socialist Worker'dan Charlie Kimber'la şu andaki mücadele seferberlikleri ve öfke hakkında konuştu.

Neden böyle bir tepki var?

Denis Godard: Macron'un grubunun, muhafazakarların ve faşistlerin hep birlikte oy kullandığını gördük.

Bu hafta parlamentonun önünde bir gösteride konuştum ve Macron'un faşizmin ilerleyişine karşı bir baraj, bir siper olduğu gerekçesiyle seçimini kazandığını söyledim. Aslında iktidar iki şekilde faşist örgütlenmenin önünü açmıştır.

Birinci yol, RN ile oy kullanabilmek için parlamentoda ittifak yapmaları. Bu, faşist örgütü en üst düzeyde meşrulaştırdıkları anlamına geliyor.

İkincisi, devletin Fransız olarak kabul ettiği kişilere, göçmenlere (yasal göçmen olarak görülenlere bile) ve belgesiz işçilere göre farklı muamele edildiği “ulusal tercihi” kabul etmiş olmalarıdır. Aleni ve yapısal eşitsizlik...

Bu hiyerarşi, faşist Ulusal Cephe'nin ve ardından RN'nin onlarca yıldır hayaliydi. Artık buna sahipler. Le Pen, tam da bu yüzden partisi için “ideolojik bir zafer” olduğunu söyledi.

Bu niteliksel bir değişim, bir dizi ırkçı kanundaki bir düzenlemeden ibaret değil.

Öyle bir noktaya gelindi ki, oylamanın ertesi günü başbakan bile televizyonda kanunda anayasaya aykırı olabilecek, çıkarılması gerekebilecek noktalar olduğunu söyledi.

Bize direnişi anlatın

Sloganımız şu; bu artık acil, acil, acil durum.

İnsanlar, 18 Aralık Pazartesi günü Fransa'nın 60 farklı şehrinde gösteri yaptı. Paris'te yetkililer yürüyüşün yasak olduğunu söyledi buna rağmen insanlar dışarı çıktı. İçişleri Bakanı Darmanin, kendine karşı protestoyu yasakladı! Bu bir rezaletti ve hareket buna izin vermedi.

Pazartesi günü Paris'te 15 bin veya daha fazla insan vardı. İnşa ettiğimiz şeyle gurur duyuyoruz.

Ancak bunun yeterli olmadığını söyledik. Hem sol hem de sağ karşı çıkınca yasanın geçmesini engellemek olanaklı değildi.

Macron her zaman daha kötü bir yasayla geri dönecekti.

Sosyalistler ve ırkçılık karşıtları olarak sendikaların kanunları yok etme yetkisine sahip olduğunu söyledik. Grev çağrısı yapmak zorunda kaldılar.

Bazı sendika liderleri yasaya karşı çıkıyor. Bu iyi. Ama seferber olmaları gerekiyor. Birkaç işyerinde bu gerçekleşti; pek fazla değil ama sanırım işçiler ilk kez açıkça ırkçılık karşıtı grevler örgütledi.

Sol da aslında harekete geçmedi. Ama daha da kötü bir yasa yürürlüğe girdi, yeni bir durum var. Çünkü insanlar dehşete düşmüş durumda. Olanlara inanamıyorlar.

Birçok üniversite zaten grevde ve öğrenciler tarafından ablukada. Paris'te bazı okullarda eğitim öğrenciler tarafından engellendi. Paris'in en ünlü kütüphanesinde işçiler, bu kütüphaneye kağıt girmesine gerek olmadığını belirten bir pankart astı.

Spontane gösteriler oluyor. CGT sendika federasyonu başkanı Sophie Binet, "sivil itaatsizlik ve direniş eylemlerinin hızlandırılması" çağrısında bulundu. Tamam ama keşke daha önce gelseydi. Fakat bu çağrı organize olmayı kolaylaştırıyor.

Bu yılın başlarında emeklilik sorunu etrafında gösteri yapan işçiler ile ırkçılığa ve polis şiddetine karşı gösteri yapan ve isyan eden gençler arasında bir ittifaka ihtiyacımız var. Şu anda ihtiyacımız olan türde bir ittifak budur.

Bir şeyler oluyor. Kazanabiliriz, her şey bitmedi.

Üst kısımda da kırılmalar var. Fransa'daki bölgelerin üçte birinin liderleri yasadaki bazı tedbirlere uymayacaklarını söyledi.

Macron'un partisinde "solun" varlığından bahsetmek yanlış. Ancak grubunun 27 milletvekili aleyhte oy kullandı ve 32'si çekimser kaldı; Bu, Macron yanlısı milletvekillerinin neredeyse dörtte biri.

Bir bakanı istifa etti, bir diğeri de istifasını teklif etti.

Gösteriler yapacağız, grev baskısını artıracağız ve ardından 6 Ocak'ta ülke çapında protesto günü gerçekleştireceğiz.

Avrupa çapında savaşmamız ve bölünmememiz gerekecek.

Yeni yasa ne getiriyor?

Bir yılı aşkın süredir yapım aşamasındaydı. İlk versiyon zaten oldukça ırkçı ve sadece göçmenlerin değil tüm yabancıların suçlu olduğu fikrine dayanıyordu. Merkezinde kriminalizasyon ve baskı vardı.

Bunun ardından, gerekli vatandaşlık statüsü belgelerine sahip olsalar bile, devletin insanları sınır dışı etmesine izin verme yaptırımı geldi.

Örneğin, izinsiz olarak düzenlenen veya başka bir şekilde "emri tehdit eden" bir gösteriye katılan kişilerin sınır dışı edilebileceğini söylendi. Artık “Cumhuriyetçi değerlere” karşı çıkmak yeterli, kovulmak için yeterli.

Bu Müslümanlara karşı kullanılan bir silahtır. Kabul edilen yasa, Fransa'da yabancı ebeveynlerden doğan çocukların artık otomatik olarak Fransız vatandaşı olmayacağını söylüyor.

Davranışları “kamu düzenine tehdit” olarak değerlendirilen sığınmacılar, tedbir amaçlı gözaltına alınabilecek.

Fransa'da çalışan AB üyesi olmayan ülke vatandaşlarının, çocuk bakımı gibi sosyal yardımlardan yararlanabilmeleri için ülkede 30 ay boyunca bulunduklarını kanıtlamaları gerekecek. Fransa'da çalışmayan yabancıların yardım alabilmesi için beş yıl beklemesi gerekecek.

Oturma veya çalışma izni olmayan ancak restoran, inşaat ve tarım gibi işçi bulmanın zor olduğu alan veya endüstrilerde çalışan AB üyesi olmayan kişiler ise oturma ve çalışma iznine başvurabilir.

Fakat en az üç yıldır Fransa'da yaşıyor olmaları ve son iki yılda en az 12 ay çalışmış olmaları gerekiyor.

Yetkililer, başvuru sahibinin "Fransız toplumuna entegrasyon ve Cumhuriyetçi değerlere saygı" derecesini değerlendirecek. Sorun çıkaranların başvurmasına gerek yok!

Fotoğraf: Fransa'nın Paris kentindeki Voltaire okulunda grev yapan işçiler. Pankartta 'Voltaire'de veya Dünya'da hiçbir öğrenci yabancı değildir' yazıyor.

---

Denis'in 19 Aralık'ta Fransa parlamentosu önünde yaptığı konuşma, Türkçe altyazı seçeneği de var.

Bültene kayıt ol