Bir yanda Çin’in Tayvan’ı ilhak etme planları, diğer tarafta bir türlü sonlandırılamayan Ukrayna savaşı… Her ikisini de büyütmeye adanmış gibi davranan emperyalistler giderek daha da agresifleşiyor.
Küresel kapitalizme yeniden yön vermeye çalışan emperyalistler savaş seviyor, savaşlardan besleniyor. Ne iklim krizini ne de tüm dünyayı etkisi altına almış ekonomik krizleri umursuyor, tırmandıkları enerji krizinin faturasını da yoksulların sırtına yüklerken sermayeyi silahlara ve fosil yakıtlara yönlendirmeye devam ediyorlar.
Tayvan’da yaşanan Çin ve ABD çekişmesinin, küresel hegemonya yarışında Ukrayna’yı kullanan Rusya ve Batı güçleri arasındaki çekişmeden pek bir farkı yok. Müzakere yollarını tıkayan, birbirlerine tehditler savuran emperyalistler şimdi Tayvan’da da yıkıcı bir savaşın temellerini atıyor.
Ukrayna’da gelinen durumsa ortada: Putin, Ukrayna'dan ilhak ettiği dört bölgede sıkıyönetim ilan etti, nükleer silah kullanma tehditleri savurdu, Ukrayna Batı’dan daha fazla silah talep etti ve Biden bir nükleer savaş ihtimalini göze alarak yeniden Soğuk Savaş siyasetine dönüldüğünü duyurdu.
Tüm bunlardan tek çıkış yolu, savaşa ve emperyalist güçlere, küresel savaş karşıtı hareketi büyüterek yanıt vermektir. Bu gözü dönmüşleri durdurmak için barışın sesini yükseltmemiz gerekiyor.
(Sosyalist İşçi)