Direniş Sudan sokaklarına geri dönüyor

05.02.2022 - 12:40
Haberi paylaş

Baskılara rağmen geçen hafta çok sayıda Sudanlı, Abdülfettah El-Burhan saltanatına karşı çıkmak için sokaklardaydı.

Polis ve askerler, göstericileri göz yaşartıcı gaz ve gerçek mermi kullanarak durdurmaya çalıştı. Sudan Doktorları Merkez Komitesi sosyal medyada, "Muhammed Yusuf İsmail, Hartum'daki demokrasi yanlısı protestolara güvenlik güçlerinin düzenlediği saldırılar sırasında öldürüldü" açıklamasını yaptı.

İktidar, protestoların başladığı geçen yıldan bu yana en az 79 kişiyi öldürdü. Hartum ve ikiz şehri Omdurman'ın yanı sıra Port Sudan, batı Darfur bölgesi, El-Obeid ve Madani'de çok sayıda protestocu sokaklardaydı.

Sudan halkı, General Abdülfettah El-Burhan'ın 25 Ekim'de iktidarı ele geçirmesinden bu yana 100 gündür cesurca savaşıyor.

Darbe, sözde demokrasiye geçme sürecini de ortadan kaldırmış oldu. Ayrıca  2019'da halk ayaklanmasıyla devrilen diktatör Ömer el-Beşir'in ardından yürürlülüğe giren  askeri ve sivil liderler arasındaki sahte "güç paylaşımı anlaşmasına" da son verdi.

Mühendisler, öğretmenler, doktorlar ve öğretim görevlileri gibi grupları örgütleyen Sudan Profesyoneller Birliği meydan okumaya devam ediyor. Pazar günkü gösterilerin "son olmadığı" ilan edildi.

"Darbe rejimi yıkılıp demokratik bir devlete kavuşuncaya, tüm canilerden ve halka karşı suç işleyenlerden hesap sorulana kadar sokakları terk etmeyeceğiz” denildi.

Ancak tek başına cesaret ve kararlılık acımasız rejimi yenemez. Mevcut çıkmazı aşmanın anahtarı halk  direniş komiteleridir. Kökleri yerellerde bulunan bu örgütler, protestolar için organize olmakla çok başarılılar; ancak hızla değişen günlük yaşam karşısında  gereken olgunlukta düşünce ve eylem üretemiyorlar.

Generaller ve yandaşlarına alternatif bir hukümet kurabilecek güce sahipler. İşçilerin en iyi örgütlendikleri  - telekom, ulaştırma, finans, limanlar ve hastane, okul, üniversite gibi - kamu hizmetlerinin yapıldığı yerlerdeki grevlerle bağlantılı olmalılar.

Ortaya konan iddia çok büyük. Cunta, protestoların yol açtığı “güvenlik sorunlarıyla” başa çıkmak için terörle mücadele gücü bile oluşturdu.

Ancak devrimcilerin sahte dostlarından kaynaklanan acil bir başka  tehlike daha var. Birleşmiş Milletler (BM) ve Batılı güçler, gerçek direnişi köreltmenin yollarını aramaya devam ediyor.

BM, darbe yanlısı ve darbe karşıtı çeşitli elitlerle görüşerek iktidar ilişkilerini esasen değişmeden bırakacak bir uzlaşma arayışı içinde.

Darbeden sonra El-Buhran'ın başkanı olduğu Egemen Konsey, BM liderliğindeki diyaloğu memnuniyetle karşıladı. Aynı memnuniyet İngiltere, ABD, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan için de söylenebilir.

Darbe karşıtı gruplardan biri olan Liberal Özgürlük ve Değişim Güçleri de “demokratik geçişi yeniden sağlamak için” görüşmelere katılacağını söyledi.

Bu tür konuşmalar bir tuzaktır. "Zafere kadar devrim", aşağıdan gelen bağımsız bir güç inşa etmek demektir.

Socialist Worker'dan TN çevirdi.

Bültene kayıt ol