Almanya’da yapılan bir araştırmaya göre, sözlü ve fiziksel LGBTİ+fobik saldırıların ancak 20’de biri resmi makamlara bildiriliyor. Saldırganların %91’i erkek ve saldırılar özellikle akşam saatlerinde yaşanıyor.
Berlin Hukuk Senatörlüğü tarafından sosyolog Albrecht Lüter’e yaptırılan araştırma, farklı cinsel yönelimlere ve cinsiyet kimliklerine sahip insanların Almanya’da bile saldırılara ne kadar açık olduğunu ortaya koyuyor. Bildirilen vakaların yüzde 68’inde fail, kurbanın hiç tanımadığı biri. Vakaların yüzde 91’inde, yani neredeyse tümünde saldırgan bir erkek. Vakaların yüzde 67’si kamusal veya yarı kamusal bir alanda, örneğin bir kafede gerçekleşiyor. Araştırmaya göre saldırılar ağırlıklı olarak 16:00 ila 24:00 saatleri arasında ve hafta sonlarında gerçekleşiyor. Toplumsal hayatın açık havada daha canlı olarak yaşandığı yaz aylarında, saldırıların resmi makamlara bildirilme oranı da artıyor.
Araştırmaya göre transfobik ve homofobik saldırıları tek bir sosyal ve politik çevreye mal etmek mümkün değil. Saldırıları “aşırı siyasi görüşlere” sahip olanlar ya da sık sık iddia edildiği gibi belirli “etnik veya dinî azınlıklar” tarafından değil, toplumun her kesiminden insanlar tarafından gerçekleştiriliyor.
Mağdurların polise gitmekteki isteksizliği de, araştırmanın göze çarpan sonuçlarından biri. 2019 yılında Berlin’de toplam 344 LGBTİ+fobik saldırı işlenmiş, yeni ortalama günde bir saldırı olduğu görülüyor. Ancak araştırmacıların polis çok sayıda mağdurla yaptığı görüşmelerden, ancak 20 vakadan birinin polise bildirildiği ortaya çıktı.
Araştırmaya göre özellikle lezbiyenler polise gitmekte daha fazla zorlanıyor, çünkü kadın ve lezbiyen olarak polisin geleneksel erkek ve maço yapısında aşmaları gereken engel iki katına çıkıyor.