Covid-19 salgını, dünyada 65 milyon kişinin hastalanmasına, 1,5 milyondan fazla ölüme yol açarken, küresel kapitalist düzende devletlerin aşı yarışı büyük bir adaletsizlikle sonuçlandı.
Bloomberg'in derlediği resmi ve güncel verilere göre 7.85 milyar dozluk aşının dünya genelinde paylaşıldı. Fakat eşit şekilde dağılmadı.
Birçoğu iki doz olan aşılar, eşit ve adil bir şekilde dağıtılsaydı dünya nüfusunun yarıya yakını aşılanabilecekti.
Zengin devletlerin stokçuluğu
Dünya çapında aşıyı üreticisi şirketlerle 80’den fazla anlaşma yapıldı. Bu anlaşmalar sonucu aşıların büyük bölümü dünyanın en zengin kapitalist devletleri tarafından satın alınmış durumda.
- 38 milyonluk nüfusa sahip olan Kanada, 266 milyon dozluk aşı için 6 şirketle anlaşmaya vardı. Yani nüfusunun dört katına yetecek kadar aşıyı garantilemiş oldu.
- Aşılamanın başladığı İngiltere de nüfusun yaklaşık 3 katına yetecek kadar aşı anlaşması yaptı.
- Avustralya ise nüfusun iki katından fazla aşı için anlaşmış durumda.
Türkiye'de kaç kişi aşıya erişecek?
Şu ana kadar yapılan anlaşmalara göre Türkiye, 25 milyon kişi için aşı ayırtmış durumda. Nüfusun yüzde 30'una kadar yetebilecek anlaşmalara imza atan Erdoğan yönetimi, her yerden aşı almaya çalışacağını söylüyor.
Mısır nüfusunun yüzde 60’ına yetecek kadar aşı için anlaşma yaptı. Bahreyn, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde bu oran yüzde 35 seviyelerinde.
Aşının nüfusa oranında Türkiye’nin altında olan devletler, Pakistan, Malezya, Kolombiya, Guatemala, Jamaika ve Venezuela.
Sosyalizmde yaşasaydık....
Uluslararası düzen sosyalizm olsaydı, küresel çapta üretim 1 aylığına durdurulabilir ve salgının önü kesilirdi. Demokratik planlama, kar amacı gütmeyen aşı üretimi ve sağlık sistemi sayesinde herkes aşıya ulaşabilirdi.
Eşitsizlikler üzerinde yükselen kapitalist düzendeyse büyük kazançların döndüğü aşı anlaşmaları yüzünden, dünya ve Türkiye nüfusunun büyük bölümü korumasız kalmış durumda.