İsrail, 27 Kasım günü İran’ın başkenti Tahran’ın hemen dışında bir bilimi insanına vahşi bir suikast düzenledi. Bu korkunç cinayet, Joe Biden gelecek yıl başkan olmadan önce, ABD başkanı Donald Trump’ın, İran ve ABD arasındaki çelişkiyi sağlamlaştırma girişimidir.
Raportörler bir grup suikastçının, nükleer bilimci Mohsen Fakhrizadeh ve üç korumasını Tahran otoyolunda makineli tüfek ateşiyle katlettiğini söylüyor. Katillerin arabayı havaya uçurmadan önce kaçtıkları söyleniyor.
Fakrizadeh İran’ın önde gelen nükleer bilim adamıydı.
İsrail saldırıyı gerçekleştirdiğini resmen kabul etmedi, fakat İsrailli politikacılar ve resmi görevliler cinayetten sinsice bir keyif aldılar ve övündüler. İsrail enerji bakanı Yuvaz Steinitz, Fakhrizadeh suikasti için “sadece İsrail’e değil, tüm bölgeye ve dünyaya hizmet ediyor” dedi.
İsimsiz açıklama
İsmini açıklamayan bir İsrail resmi yetkilisi New York Times gazetesine dünyanın İsrail’e bu cinayet nedeniyle teşekkür etmesi gerektiğini söyledi. Aynı yetkilinin açıklamasına göre Fakhrizadeh yıllardır İsrail’in üst düzey görevlileri tarafından izleniyordu. Resmi yetkili ayrıca, İsrail’in İran’ın nükleer programına karşı aksiyon almaya devam edeceğini söyledi.
Cinayet, Trump’ın İran’la anlaşmazlığa dair tehditlerini güçlendirdi. Geçtiğimiz hafta Trump, Ortadoğu’ya, “düşmanları caydırmak ve dostlara güven vermek için” birçok ekstra bomba ve savaş uçağı gönderdi. Bu ABD ve İran arasında olası bir “anlaşma”nın sabote edilmesi için son bir çabanın parçası.
Bir önceki başkan Barack Obama tarafından imzalanan anlaşmayla ABD İran’a karşı caydırıcı ekonomik yaptırımları durduracağı sözünü vermişti. Karşılığında da İran, nükleer araştırmaları durduracağı sözünü veriyordu.
Anlaşma Ortadoğu’yu ABD’nin kontrol altında tutması anlamına geliyordu. Obama, bunun, ABD’nin bölgedeki nükleer silaha sahip tek ülke olmasını-ve bu askeri müttefiki İsrail açısından en önemli noktaydı- kesinleştireceğini umuyordu.
Yine de Trump, ABD hegemonyasına meydan okuyarak büyümeye devam eden İran’la çatışma istedi. Ortadoğu’da ABD gibi askeri zor kullanan İsrail destekli Trump, İran’a karşı yaptırımlar ve savaş tehditlerini geri getirdi. Trump hala İsrail ve Arap devletlerinin hükümdarlarını İran’a karşı birleşmeleri için cesaretlendiriyor. Bu cesaretlendirme onların İsrail’in Filistin işgalini onaylayan sahte “barış planı”nı desteklemelerini de içeriyor.
Biden Ortadoğu’nun kontrolü için Obama’nın planına dönmek istiyor. Ancak Trump, Biden'ın ABD'nin gücünü uygulamak için kendi yaptığı her şeyi geri alamayacağını da biliyor. Biden ayrıca ABD’nin Ortadoğu’daki birçok savaşını da savunuyor.
Trump başkanlıkta kalan birkaç haftasını, Ortadoğu planını mümkün olduğunca hayata geçirmek için kullanıyor. Ve bu Ortadoğu ve tüm dünyadaki sıradan insanların hayatını cehenneme çevirebilecek bir savaş tehdidiyle kumar oynadığı anlamına geliyor.
(Socialist Worker)
Çeviren: Şenol Karakaş