(Seçtiklerimiz) Neoliberalizmin ölüm fermanı

21.10.2020 - 12:40
Haberi paylaş

Osman Ulagay, Dünya gazetesindeki köşesinde pandemi ve iklim krizi ile birlikte neoliberalizmin sonunu ele alıyor.

"‘İş dünyasının işi kâr etmektir’ anlayışını savunan ve serbest piyasanın her sorunu kendi yöntemleriyle çözeceği inancına dayanan neoliberal ideolojinin dünyayı büyük bir çıkmaza sürüklediği pandemiden çok önce belliydi zaten."

İster inanın ister inanmayın son kırk yılda dünya ekonomisine yön veren hakim ideolojinin, yani neoliberalizmin miadı doldu galiba. Kırk yıldır neoliberalizme lanet okuyanların beklediği gün geldi mi bilmiyorum ama o günün yaklaştığını gösteren işaretler güçleniyor. Şimdi neoliberalizmin ölüm fermanını yazma görevini üstlenmiş görünen kişi de neoliberalizmin ve kapitalizmin çok bilinen kronik muhaliflerinden biri değil. Onlardan biri olmadığı halde şimdi neoliberalizmin miadının dolduğunu ilan etmesi de bu nedenle anlamlı bence.

Sizi daha fazla meraklandırmayayım, neoliberalizmin miadını doldurduğunu ilan eden kişi Davos toplantılarını düzenleyen Dünya Ekonomik Forumu’nun kurucu başkanı Klaus Schwab’dan başkası değil. Dünya Ekonomik Forumu’nun baş destekçisi olan iş dünyasının ve küresel elitlerin nabzını tutan kişiler arasında ayrıcalıklı bir konumda bulunan Dr. Schwab’ın, COVID-19 pandemisiyle gelinen noktada böyle bir çıkış yapma gereğini duymuş olması bu nedenle özel bir anlam kazanıyor.

Klaus Schwab'ın çıkışı

The Great Reset başlıklı yeni kitabında “Pandemi sonrasında zenginlerden yoksullara ve sermaye sahiplerinden emekçi kesime büyük bir kaynak transferi yaşanacak” diyen Dr.Schwab, Die Zeit Online muhabirinin “Siz korona krizinin neoliberalizmin sonunu getirebileceğini söylerken ne demek istediniz?” sorusunu yanıtlarken şunları söylüyor:

“Pek çok kimse beni yeterince tanımıyor her halde. Ben yıllardır sorumlu kapitalizmi savunuyorum. Şu anda iki dev sorunla karşı karşıyayız. Birincisi zenginlerle yoksullar arasındaki uçurumun giderek derinleşmesi, ikincisi iklim krizi. Şimdi bunlara bir de COVID-19 pandemisi eklendi. COVID-19 krizinden en fazla zarar gören iki ülkenin, yani ABD ile İngiltere’nin, neoliberalizmin en etkili olduğu ülkeler olduğu da bir gerçek. Pandemi krizi neoliberalizmin miadının dolduğunu göstermiştir.”

Dr. Schwab, 12 Ekim’de Project Syndicate web sitesinde yayınlanan yazısında da küresel ekonomik sistemin işleyiş biçiminin temelden değişmesi gerektiğini belirterek şöyle diyor: “Değişmesi gereken şeylerin başında neoliberal ideoloji geliyor. Kökten-serbest-piyasacılık işçi haklarını erozyona uğratmış ve iş güvenliğini yok etmiş, devletin ekonomideki rolünü sıfırlamış, vergiden kaçınmayı özendirmiş ve devasa boyutta yeni küresel tekellerin oluşmasına yol açmıştır. Kapitalizmi yaşatabilmek için neoliberal ideolojiden kurtulmak şart haline gelmiştir.”

Yeni bir döneme mi giriliyor?

“İş dünyasının işi kâr etmektir” anlayışını savunan ve serbest piyasanın her sorunu kendi yöntemleriyle çözeceği inancına dayanan neoliberal ideolojinin dünyayı büyük bir çıkmaza sürüklediği pandemiden çok önce belliydi zaten. 2008-2009 krizi bu çıkmazın bir işaretiydi ama gerçeklerle yüzleşmek sistemden yararlananların işine gelmedi. Çıkmazdaki sistem sınırsız miktarda paraya boğularak ayakta tutuldu. Çıkmazın temelinde yatan sorunun küresel kapitalizmin işleyiş biçimiyle ilgili olduğu gözardı edildi. Küresel sermayenin devleti ve toplumun geniş kesimini kendi çıkarlarına alet ettiği bir işleyiş biçiminin büyük eşitsizlikler yarattığı ve toplumsal patlamalara yol açtığı, ayrıca gezegenimizin geleceğini ipotek altına aldığı belliydi ama bu gerçeklerle yüzleşmek için pandemi beklendi sanki.

Şimdi gelinen noktada IMF’nin bile dünyaya farklı bir gözlükle bakmaya başladığı ortamda, yeni bir dönemin eşiğinde bulunduğumuzu düşünebiliriz belki de.

Osman Ulagay

(Dünya)

Bültene kayıt ol