Sosyal mücadeleler içerisinde radikal solu inşa etmeliyiz

International Socialism dergisinin editörü Joseph Choonara’ya, Trump’ın olası bir seçim yenilgisinin ezilenlerin mücadelesini nasıl etkileyeceğini sorduk.

Choonara’nın verdiği yanıt şöyleydi:

Bu, kısmen, Trump’ın bu yenilgiye nasıl tepki vereceğine bağlı. Tabanını Biden’ın zaferine karşı seferber etmek dahil çok çeşitli tehditler savuruyor şu anda. Portland’da devam etmekte olan mücadele, bu yüzden ayrıca çok önemli. Trump birçok şehirde göstericileri, oraya da federal polisleri göndermekle tehdit etmişti. 

Bunlar bir yana, Biden’ın seçimi kazanma şansı yüksek gözüküyor. Bu, onun cazip bir aday olmasından kaynaklanmıyor. Biden’ın yükselen ırkçılık karşıtı hareket hakkında bir grup siyah Demokrat Parti üyesine söylediği şeylerden biri şuydu: “Polisi siyahları bacaklarından vurmaları konusunda eğitmek gerekir”. Seçim stratejisi de mümkün olduğunca az şey söylemek ve Trump’ın kendi kendini imha etmesini beklemek gibi görünüyor.

Maalesef, Biden, Bernie Sanders ve Alexandria Ocasio-Cortez gibi kişileri arkasına dizmeyi başardı. Bu, çok uzun zamandır ABD’de olan bir şey; radikal güçlerin Demokrat Parti tarafından emilmesi. Amerikan politikasının son dönemdeki ilginç özelliklerinden biri, ABD Demokratik Sosyalistleri (DSA) örgütlenmesinin büyümüş olması. DSA, on binlerce genç üyesi olan sosyalist bir örgüt ve Biden için kampanya yapmama tutumu alıyorlar. Ancak kuşkum o ki, örgütün pek çok üyesi, Biden’ı destekleme pozisyonuna çekilecek. DSA da yarı yarıya Demokrat Parti içinde ve yarı yarıya dışında çalışma politikasını benimsediği için bağımsız bir radikal önderlik sunmaları çok zor olacak. Ama şunu gösteriyor bu örgütün varlığı: ABD’de sosyalist politikalar için bir açlık ve talep var. Bu bağlamda, kritik olan, insanların sonbaharda Biden’a oy verip vermeyecekleri değil. Önemli olan, ortaya çıkmış olan bu devasa toplumsal hareketlerle ilişkilenmek. Yalnızca Black Lives Matter (Siyahların Hayatı Önemlidir) hareketi değil, ortaya çıkan grev hareketlerinin de içinde yer almak. Ve bu mücadelelerin içerisinde yeni bir radikal sol alternatifin ortaya çıkmasını sağlamaya çalışmak.

ABD’nin dışına gelirsek, açık ki çok sayıda insan Trump’ın yenilgisini görmekten gayet memnun olacak. Ben bundan çok mutlu olacağım. Ama anlamalıyız ki, Biden, Hillary Clinton gibi ana akım kapitalist güçleri temsil ediyor. Uluslararası düzeyde daha müdahaleci bir ABD istiyor olacaktır. Dolayısıyla Biden’ın seçilmesi birçok sorunu çözmeyecek, hatta daha müdahaleci ve emperyalist bir Amerika ile karşı karşıya bırakacak bizi. Trump’ın mağlubiyeti ezilenler için kısa vadede büyük bir moral sağlayacak olsa da kapitalizmin uzun vadeli krizinin süreceğini görmeliyiz. Bizim yapabileceğimiz en önemli şey, Black Lives Matter gibi yükselen hareketlere desteğimizi ve dayanışmamızı sunmak.

(Sosyalist İşçi)

İlginizi çekebilecek diğer yazılar