Covid-19 süresince kapitalist sistemin yarattığı eşitsizlikler hem daha da görünür oldu hem de salgınla birlikte derinleşti.
Christian Aid adlı İngiltere merkezli dini yardım kuruluşu, işsizlik, barınma sorunu, okulların kapanması ve akut açlık gibi sorunların keskin bir şekilde artacağına dikkat çekerek, acil harekete geçilmesi çağrısında bulundu.
Örgütün bu ayın sonunda yayınlayacağı raporda, salgının eşitsizlikleri hem teşhir ettiği hem de derinleştirdiği, bunun yaratacığı sonuçların boyutlarının ise yıkıcı olacağı uyarısı yapıldı.
En kötü durumdaki ülkelerde salgının yarattığı kriz, iş kayıpları ve gıda yetersizliği ile bir felakete dönüşebilir.
Rapora göre, acil önlemler alınmazsa, akut açlık çeken insanların sayısı 2020’de ikiye katlanarak 250 milyona ulaşabilir. Hindistan’da 80 milyon göçmen işçi işlerini, dolayısıyla yemek ve barınma şanslarını kaybetti.
Rapora göre, birçok ülkede, sağlık sistemlerinin çöküşü nedeniyle korona dışı hastalıklardan ölenlerin sayısı koronadan ölenleri geçebilir.
Kriz kadınları daha sert vurdu
Covid-19 karşısında el yıkama gibi önlemler etkili, ancak 3 milyar kişi (dünya nüfusunun %40’ı) evinde el yıkayabileceği bir düzeneğe sahip değil.
Dünyadaki her 10 öğrenciden 9’u eğitiminin bir bölümünü kaybetti. Birçok yoksul ülkede kız çocuklarının eğitimlerine bir daha geri dönememesinden endişe ediliyor. Rapor, kriz döneminde en büyük ekonomik ve sosyal sıkıntıların kadınlara yüklendiğine dair çok sayıda kanıt olduğunu vurguluyor. Sosyal bakım ve sağlık sektöründe önemli yer tutan kadın işçiler, en düşük ücretleri alıyor. Kayıtdışı ekonomide kadınların oranı daha fazla, üstüne ev içinde daha ciddi bir emek harcadıkları bir sorumluluk altına girmiş durumdalar ve kadına yönelik şiddet salgın döneminde arttı.
Salgın ve hükümetler
Daha önce de Almanya merkezli Açlıkla Mücadele Örgütü (Welthungerhilfe), küresel çapta açlık sorunu yaşayan insan sayısının yakın gelecekte bir milyar kişiye çıkabileceği uyarısında bulunmuştu. Benzer şekilde, Birleşmiş Milletler‘in (BM) Gıda Hakkı Özel Raportörü Olivier De Schutter de koronavirüs krizinin şu ana dek 250 milyondan fazla insanı açlıktan ölme sınırına getirdiğini belirtmişti.
Kapitalizm bu kadar adaletsizliğe ve yıkıma yol açarken, egemen sınıfın yayın organları salgın sonrası “sosyal patlamalar” ve “küresel çapta isyanlar” konusunda uyarıda bulunuyor. Devletler ve hükümetler ise işçilerin ve ezilenlerin acılarını sarmak yerine olası eylemlerin önüne geçmek için “terörizm karşıtı yasalar” çıkartıyor.