ABD’de ırkçılık karşıtı eylemler sürüyor: Adalet yoksa barış da yok!

03.06.2020 - 14:54
Haberi paylaş

Trump’ın tehditlerine rağmen eylemler tüm ABD’ye yayılarak devam ediyor. Arife Köse yazdı.  

George Floyd 25 Mayıs’ta, “nefes alamıyorum” demesine rağmen Derek Chauvin adlı polisin, dizini dakikalarca Floyd’un boğazının üzerine bastırması sonucunda hayatını kaybetti. Bu arada diğer üç polis memuru da hareket edememesi için Floyd’un vücudunu tutuyordu. Cinayet Minneapolis’te büyük bir öfkeye yol açtı. Binlerce kişi polis şiddetine ve ırkçılığa karşı sokaklara döküldü. Eylemler kısa sürede bütün Amerika’ya yayıldı; en az 30 kentte yüzbinlerce kişinin katıldığı gösteriler düzenlendi. Ardından gösteriler 75 şehre yayıldı.

ABD’de 16 eyalette 25’den fazla şehirde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Ancak bu yasaklara ve Trump’ın “yağma başladığında ateş açma da başlar” tehdidine rağmen eylemler tüm ABD’ye yayılarak devam ediyor. Gösteriler Beyaz Saray’ın kapısına kadar dayandı, Trump Cuma gecesi bir süre sığınakta saklanmak zorunda kaldı. Gösterilere katılan aktivistlerden biri eylemlerdeki  radikalliği ve öfkeyi “sanki bir devrim geliyor” diyerek tarif ediyor.

Talep

Oluşan tepkinin sonucunda George Floyd’u öldüren polis tutuklanmasına rağmen eylemler bitmedi. Çünkü başta Floyd’un ailesi olmak üzere herkes sadece Derek Chauvin’in tutuklanmasının ve sadece üçüncü derece cinayet ve taksirle adam öldürme ile suçlanmasının yetersiz olduğunu düşünüyor. Göstericiler, Chauvin, Floyd’un boynuna dizi ile bastırırken onu tutan diğer üç polisin de tutuklanmasını ve Chauvin’in en ağır suçtan, yani birinci derece cinayetten yargılanmasını talep ediyorlar ve bu gerçekleşinceye kadar eylemlere son vermeyeceklerini söylüyorlar. 

ABD’de polis cinayetleri

Gösterilerin öncelikli talebi bu olsa da aslında bu eylemler ABD’de uzun zamandan beri var olan, Trump ile birlikte daha da görünür hale gelen ırkçılığa ve polis şiddetine karşı birikmiş öfkeyi ifade ediyor. Kölelik uzun zaman önce kalkmış olsa da ırkçılık ABD’nin en temel sorunlarından biri olmaya devam etti. Polis şiddeti ise bu ırkçılığın kurumsal olarak en görünür olduğu alanların başında geliyor.

Verilere göre 2013 ve 2019 yılları arasında polis ABD’de 7,666 kişiyi öldürdü. Bunların arasında Afrikalı Amerikalıların sayısı beyazlardan daha yüksek. Nüfusun sadece yüzde 13’ünü oluşturmalarına rağmen siyah Amerikalıların polis tarafından öldürülme olasılığı beyaz Amerikalılardan 2,5 kat daha fazla. 

Covid-19 salgını, diğer bütün eşitsizlikleri olduğu gibi, zaten var olan bu ırksal eşitsizliği daha da derinleştirdi ve açığa çıkardı. Ölü sayısının 100 bini geçtiği ABD’de siyahların Covid-19 nedeniyle ölme olasılığı beyazlardan üç kat daha fazla. Örneğin, Floyd’un öldürüldüğü Minneapolis’te kentin nüfusunun yüzde 19’u siyahlardan oluşmasına rağmen vakaların yüzde 34’ü siyah nüfus arasında.  

Sosyal adaletsizlik

Gösterilerin özellikleri arasında sayılan noktalardan biri de siyahlar ağırlıkta olsa da beyazların ve başka etnik kimliklerin de eylemlerdeki görünürlüğü. Bunun nedenlerinin başında ise ABD’de 2007-8 ekonomik krizinden bu yana yaşanan yoksullaşmanın Covid-19 salgınıyla daha da derinleşmesi ve Trump’a duyulan genel öfke geliyor.

Salgın başladığından beri ABD’de resmi işsiz sayısı 41 milyona çıkarken, insanlar hayatları pahasına çalışmaya zorlanırken ABD’li milyarderlerin serveti 280 milyar dolar arttı. Örneğin Amazon’un patronu Jeff Bezos servetine 25 milyar dolar eklerken çalışanlarına salgın sırasında yapmaya başladığı risk ödemesini kesti. ABD’de Mart ayı başından bu yana yaklaşık 230 resmi olmayan grev yaşandı.

Salgın ve ekonomik çöküş ile birlikte pandeminin eşitsizlikleri daha da ortaya çıkarması Trump faktörü ile birleşiyor. Trump, eylemlerin başından beri yaptığı ırkçı ve kışkırtıcı açıklama ve tehditlerle gösterilerin sadece daha çok büyümesini ve yayılmasını, insanların öfkesinin artmasını sağladı. Hafta sonu boyunca salgına rağmen Avrupa’nın Londra, Berlin gibi çeşitli şehirlerinde de ABD’deki gösteriler ile dayanışma eylemleri düzenlendi. Tüm bunların toplamı bize bu öfkenin kolay kolay dinmeyeceğini gösteriyor. 

Arife Köse

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol