Trump’a azil tehdidi, ABD egemen sınıfının krizini artırıyor

11.10.2019 - 11:34
Haberi paylaş

ABD toplumunun tepesinde süren politik savaş yeni bir aşamaya ulaştı. Temsilciler Meclisi sözcüsü Nancy Pelosi, geçen hafta, Başkan Donald Trump’a dönük resmî azil işlemlerinin başlatılacağını duyurdu. 

ABD toplumunun tepesinde süren politik savaş yeni bir aşamaya ulaştı. Temsilciler Meclisi sözcüsü Nancy Pelosi, geçen hafta, Başkan Donald Trump’a dönük resmî azil işlemlerinin başlatılacağını duyurdu. 

CIA’in bir üyesi Trump’ın “görevinin gücünü yabancı bir ülkenin 2020 ABD seçimlerine müdahale etmek için ısrar etmekte” kullandığını iddia etti. 

Trump, Ukrayna’ya dönük askeri yardımı, Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelensky’yi, Demokrat Parti başkan adayı Joe Biden ile oğlu hakkında soruşturma başlatması için baskı altında tutmak amacıyla askıya almakla suçlanıyor. 

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ya Trump yönetiminin Ukrayna’yla ilgili anlaşmalarını teslim etmesi talimatı verildi. 

Trump, bütün kanuna aykırılık suçlamalarını reddediyor ancak iki başkan arasında 25 Temmuz’da gerçekleşen bir telefon görüşmesinin dökümü Trump’ın defalarca Joe ve Hunter Biden’ın soruşturulması için baskı yaptığını ortaya koyuyor. 

Trump, Joe Biden’ı Ukrayna’nın en büyük gaz şirketi olan Burisma Holding’i inceleyen bir savcının görevden alınmasını sağlamaya çalışmakla suçluyor. Hunter Biden, 2014’te bu şirkette çalışmaya başladı. 

Hiçbir kanıt olmadan yapılan bu suçlamaların, Trump’ın Joe Biden’ın önümüzdeki seçimdeki olası seçim kampanyasını baltalamak için bir girişimi olduğu düşünülüyor.    

Azil girişimi Trump’ı devirebilir ama hiç kimse çok rahat olmamalı. 

Hakkında suçlamalar yapılsa da, en az 35 Cumhuriyetçi senatörün Trump’ın görevden uzaklaştırılması için oy vermesi gerektiği düşünülüyor ve suçlamaları sürekli “sahte haber” diye reddetmesi yaklaşan 2020 seçimlerinde ona oy vermek isteyenlerde yankı buluyor. 

Müesses nizam karşıtı mı?

Trump, bu olayları müesses nizam karşıtıymış gibi yapmak için de kullanabilir ve azil tehdidi dikkatleri Trump’ın hâlen sürdürdüğü gerçek saldırılardan başka bir yere çekebilir.  

Perşembe günü ABD Dışişleri Bakanlığı ülkeye kabul edilen mültecilerin sayısını 18.000’e kadar gerilettiğini duyurdu. Bu duyuru, bu boşlukların zaten mülteciler arasındaki belli başlı gruplara, örneğin ABD ordusuyla çalışan Iraklılara, tahsis edilmiş olduğu olgusunu içermiyordu. Bu, beklenmedik bir krizle başa çıkmak için çok daha dar bir hareket alanı olduğu anlamına geliyor. 

Kesintilerin yanı sıra, eyaletlere ve şehirlere istedikleri takdirde mültecileri geri çevirme seçeneği verildi. Savaştan ve yoksulluktan kaçmaya çalışan korunmasız insanlar sınır dışı veya toplama merkezlerinde bir hayat ile yüz yüzeler. 

Bu sırada Trump, İran’la savaşa doğru ilerlemeye devam ediyor, son olarak ekonomik yaptırımları yine arttırdı. 

Azil tehdidi, Trump’ı ırkçılığında ve işçi sınıfına saldırısında geri adım atmaya zorlamadı. Üstelik süreç aylar sürecek ve sağcı bir seçim kampanyası yürütmesi açısından onu rahat bırakacak. 

Trump’ın devrilmesi için mücadeleyi ABD toplumunun en tepesindeki bir avuç insan tarafından yapılacak manevralara bırakmakta bir tehlike var. Bunun yerine tabanda sıradan insanlar tarafından liderlik edilen daha fazla mücadele olması gerekiyor. General Motors işçilerinin son zamanlarda ABD çapında gerçekleştirdiği grevler, Trump’la baş edebilecek tarzda bir direnişin örneği.  

Gaby Thorpe

(Socialist Worker’daki orijinalinden çeviren Can Irmak Özinanır)

Bültene kayıt ol