16 Mart günü dünyanın 22 ülkesinde 42 şehrinde ırkçılığa karşı göçmenlerle dayanışma etkinlikleri düzenlenecek.
Sosyalist İşçi gazetesi, “Hepimiz Göçmeniz – Irkçılığa Hayır” kampanyası aktivisti Ozan Tekin’e, 16 Mart küresel etkinliklerini sordu.
16 Mart’ta İstanbul, Ankara, İzmir ve Tekirdağ’da etkinlikler düzenliyorsunuz. Bu günün önemi nedir?
21 Mart, Birleşmiş Milletler tarafından 1966 yılında Uluslararası Irk Ayrımı İle Mücadele Günü ilan edilmişti. Bahsi geçen gün, Güney Afrika’da apartheid rejimini protesto ederken polisin kitleye ateş açması sonucu yaşamını yitiren 69 kişiye adanmıştı.
Bu yüzden, mülteci “krizinin” patlak verdiği son birkaç yılda, dünyanın çeşitli yerlerinde, 21 Mart’a en yakın olan hafta sonunda yükselen ırkçılığa karşı eylemler yapılıyor. Biz de bu hareketin bir parçası olarak iki yıldır uluslararası ırkçılık karşıtlarıyla aynı anda, Türkiye’de mültecilere yönelen ırkçılığa karşı işler örgütlüyoruz.
Bu sene dünya çapında nasıl etkinlikler olacak?
En az 22 ülkede, en az 42 şehirde eylemler düzenlenecek. Etkinlikleri koordine eden web sitesi worldagainstracism.org. Brezilya’dan Güney Kore’ye, İngiltere’den ABD’ye, Türkiye’den Yunanistan’a çok geniş bir coğrafyadan bahsediyoruz.
Bu ülkeler, göç akınının yaşandığı yerler. Ve hepsinde sağcılar, milliyetçiler, ırkçılar göçmenleri hedef alıyor. ABD’de Trump, Meksika sınırına göçmenlere karşı duvar örüyor. Ancak orda ırkçılık karşıtları da var ve New York ile Washington’da ırkçı kapitalist başkana “dur” diyecekler. Brezilya’da Bolsonaro’ya karşı sokakta olacağız. Avrupa, dünyanın en zengin bölgesi. Hükümetler birkaç milyon mültecinin koca kıtaya gelmemesi için yapmadıklarını bırakmıyorlar. Limanlarını kapatıyor, duvarlar örüyorlar. Biz yükselen otoriterliğe ve ırkçı sağa karşı, işçi sınıfının ve ezilenlerin sesini örgütlüyoruz.
Neyi hedefliyorsunuz?
Geçtiğimiz yıl içerisinde Berlin’de ve Londra’da 250’şer bine yakın kişi, ırkçılığa karşı sokağa çıktılar. Brezilya’dan ABD’ye her yerde direnenler var. Yunanistan’da ırkçılık karşıtı hareket çok güçlü ve ciddi bir Nazi partisiyle mücadele ediyor. Biz ırkçılığın işçi sınıfını böldüğünü söylüyoruz. Sıradan insanlar, kendi sorunlarına ancak birleşirlerse çözümler üretebilirler. Bu yüzden, çağrımızda da denildiği gibi, aşırı sağın ve otoriterleşmenin endişe veren yükselişine karşı biz çoğunluğuz. Ve daha geniş hareketler inşa ederek, ırkçıları ve sağcı hükümetleri susturmalıyız. Birleşirsek kazanırız!
(Sosyalist İşçi)