Emin, önce İzmir’de yaşayıp daha sonra İstanbul’da iş bulunca ilçesi Üsküdar’a taşındığından beri, herhalde en az beş senedir hemen hemen her hafta bir gün (bizden başka arkadaşların da katıldığı toplantılarda) memleketin ve dünyanın ahvalini konuşup ve sadece konuşmayıp bu her şeyin havada uçuşup zeminin her zaman kaygan olduğu içinde yaşadığımız çağ ve özellikle de Türkiye’de gerçeklik duygusunu beraber yakalamaya çalıştığım kibar ve düşünceli bir yoldaşım ve arkadaşımdır.
Şimdiye kadar hiçbir kaba davranışını görmediğim, içinde yaşadığımız ve tarihin iğdiş edildiği (sadece egemenler değil bizatihi egemen tarih yazımından hareket eden ve ‘sol’ tasavvurları olduğunu iddia edenlerin karşısında) bu ülkenin en önemli handikaplarından birisi olan her türlü hafızayı yok etmeye karşı oluşturmaya çalıştığı, kendi ilkelerine ters gelenler de dahil olmak üzere olabildiğince en eskileri de içerecek şekilde basılı sol literatür arşivi oluşturmaya çalışan ve oldukça titiz çalışan bu genç arkadaşımızı tutukladılar.
Emin’in düşüncelerini ve Emin gibi daha nicelerinin düşüncelerini tutuklayamayacaklarını biliyoruz tabii. İster dışarıda ister içerde olsun Emin düşünmeye devam edecek, başka ne yapabilir ki zaten. Kendisi gibi düşünen ve bu düşüncelerini açık bir şekilde ortaya koyanlar sabah, öğlen, akşam ve ertesi gün ve daha ertesi gün… bir odadan çıkmadan tüm gün ve geceyi, belki ay ve yılı geçirmek zorundayken, her türlü güç ve yetkiye sahip olanların hiçbir şeyin sorumluluğunu almadıkları, sesimizi kısmaya çalıştıkları bu koşullara karşı sesimizi çıkartmanın yollarını ve bu sesi sadece ses olsun diye değil kazanım elde etmeyi amaçlayarak çıkartmayı hep beraber düşünmeye devam edeceğiz.
Egemenler, biz köleler olmadan egemen olamayacaklarını ve biz kölelerin, bazen ölen biz olsak da onlardan daha fazla özgür olma şansımız olduğunu bildikleri için, daha doğrusu bildiğini bilmedikleri şeylerden bir tanesi bu olduğu için özellikle bizim gibi modernizmi yaşamayan toplumlarda hemen paniğe kapılıyorlar.
Emin ve diğerleri aramıza katıldıklarında da düşünmeye ve özgürlüğün yollarını aramaya devam edeceğiz.
Sibel Erduman