Hakan Tahmaz

Hakan Tahmaz son yazıları

Hakan Tahmaz tüm yazıları

21.03.2016 - 09:15

Newroz’da barış tutuklu

Son üç yıl newrozda Türkiye’nin her tarafında “bayram” havası hâkimdi. Diyarbakır Newroz mitinginde okunan Abdullah Öcalan’ın mektubunun yarattığı heyecan ve beklenti nedeniyle dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 17 Mart 2013 tarihde “Türkiye’de önümüzdeki günlerde Diyarbakır ruhuyla güzel şeyler olacak”  diye yazmıştı tiwitterda.

Hatırlayalım Öcalan  “Bugün yeni bir dönem başlıyor. Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyaset sürecine kapı açılıyor. Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu mücadeleyi bırakma değil, daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır. Yeni mücadelenin zemini fikir, ideoloji ve demokratik siyasettir, büyük bir demokratik hamle başlatmaktır” diye seslendi milyonlara ve dünyaya.

Daha sonra ki üç yıl boyunca umutlar, heyecanlar zaman zaman kırılsa da Türkiye insanı ama daha çokta Kürdler inatla beklentilerini diri ve canlı tutmaya çalıştılar.

Bütün dünya için sembolik ve tarihi anlamı olan bir şehirde, Kürdler için sembolik önemi ve anlamı derin bir günde yapılan bu tarihi çağrıyı taraflarıyla,  sivil toplum örgütleriyle ve siyasi kurumlarıyla değerlendiremedik.

Bir yıl öncesinde PKK silahlı güçlerin sınır dışına çekilmesini, Türkiye’de PKK’nin silahlı eylem yapmamasını, Kürd meselesinin yasal, demokratik mücadele ile çözülmesini, özgürlüklerin gelişmesini ve Türkiye’nin demokratikleşmesinin yolunu tartışıyorduk.

Bugün şehir savaşları yaşıyoruz, Türkiye’nin savaşı sınırlarımızı aştı Kobani’ye doğru yol alıyor. PYD’denin varlığını Türkiye tehdit olarak algılıyor, çatışma dalgası PYD üzerinden sınır dışına taşındı. Terör ve terörist faaliyetin tanımının genişletilmesi için verilen ültimatom çoktan yürürlüğe girdi.  Barış bildirisine imza atan akademisyen Esra Mungan, Kıvanç Ersoy ve Muzaffer Kaya  tutuklandı, çantasında HDP bildirisi bulduran İngiltere vatandaşı  Akademisyen Chris Stephenson savcılığın talebiyle sınır dışı edildi.

Taraflar varlık yokluk savaşından söz ediyorlar. Ya bizden yanasınız ya düşmandan yanasınız, sözleriyle gri alan imha ediliyor.

Artık çözüm sürecinden söz edilmiyor. Bu newroza “Hakların Birleşik Devrim Hareketi” kurularak girilmiş olunması Kürd savaşının yeni bir boyuta taşındığını veya taşınmak istendiğini gösteriyor.

Şehirlerde son üç aydır yaşanan çatışmalar, Kürd vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması girişimi ve anayasanın askıya alınmış olması gibi konular etrafında sıkça dile getiren, devlet  “90’lara mı döndü kaygısı her iki taraf için geçerli olan bir durum olduğu çok açık. Kürd çatışması nitelik değiştirmiştir. Bu savaşın,   90’larda farklı siyasal, sosyal ve toplumsal sonuçlar üreteceği kesin gibi.

Kürdler savaşı düne göre daha fazla sorguluyorlar. Bunu alışık olmadığımız yöntemlerle yapıyor. Doğal olmayan biçimde dışa vuruyorlar. Yeniden savaşa rızalarının olmadığını gösteriyorlar.

Batı da ise yaratılan PKK algısı ve PKK’nın yanlışlarının yarattığı sonuçlar nedeniyle savaş,  büyük ölçüde yedi düvelin  azdırdığı  “terörün” belini kırma  olarak algılıyor ve destek görüyor. Bu mücadelenin hukuk dışına çıkmış olması ve siyasal kırıma dönüşmüş olmasının yarattığı toplumsal, siyasal, ekonomik, sosyal, insani ve kültürel boyutuyla önemli görünmüyor.

Anayasa, yasa, gelenek, görenek takmayan “ben ne dersem o olacak”  diye her ay muhtarlar toplantısında verilen fetvaya  biat ediliyor, biat edilmesi bekleniyor.

Ankara’nın sorunu çözme kapasitesinin olmadığına ilişkin inancı yaygınlaşması ve güvensizliğin derinleşmesi,  demokratik yasal, sivil siyasete, sivil topluma ve insana olan güveni tahrip ediyor.  İnsanların doğal olmayan ‘kendi adaletini yaratmak gibi’ yollardan kendilerini var etme arayışına girmelerine sevk ediyor.

Üç yıl önce demokratikleşmeyi, silahların susmasını, anaların gözyaşının dinmesinin yolunu konuşuyorduk. Şimdi taraflar “ölüm kalım savaşından; Güneydoğu’yu bir yılda yeniden yaratmaktan” söz ediyorlar. Terörle mücadele “silahsız terörist” yaratmaya, devlet baskısına ve şiddetine direniş, sivilleri katletmeye dönüştü. Barış, savaş parantezine alındı.

Hakan Tahmaz

(BasNews)


Bültene kayıt ol