Alex Callinicos

Alex Callinicos son yazıları

Alex Callinicos tüm yazıları

09.05.2024 - 11:19

Yangın bu kez ABD’den başladı

Mayıs ayının başında Amerika Birleşik Devletleri'ndeki üniversite kampüslerinde Filistin'le dayanışmayı amaçlayan 80'den fazla öğrenci kampı vardı. New York Times'a göre 18 Nisan'dan bu yana 2300 protestocunun tutuklanmasına veya gözaltına alınmasına rağmen kamplar artmaya devam ediyor ve İngiltere'de de gördüğümüz gibi hareket uluslararası olarak büyüyor.

Bu  protestoların ölçeği, 1960'ların küresel öğrenci hareketiyle karşılaştırılmalarına yol açıyor. O hareket de kanlı, emperyalist bir savaştan kaynaklanıyordu: o zaman Vietnam, şimdi Gazze. Ve New York City'deki Columbia Üniversitesi bugün olduğu gibi o zaman da merkezdeydi. Sosyal medyanın ortaya çıkmasından çok önce, 1968'de orada yaşanan olaylar, benim radikalleşmeme yardımcı olan Hollywood filmi The Strawberry Statement'ın temelini oluşturuyordu.

Vietnam Savaşı ve ona karşı muhalefet, Batı toplumlarında genç bir neslin radikalleşmesine katkıda bulunan büyük bir ideolojik krize yol açtı. 1960'ların sonlarında olduğu gibi, bu katliamın da bir Demokrat Parti başkanının yönetiminde gerçekleşiyor olması anlamlı: o zamanlar Lyndon Johnson, şimdi ise Joe Biden. Ana akım merkez solun emperyalist gaddarlığı ve ikiyüzlülüğü bir kez daha açığa çıkıyor.

Ve bugün bu kutuplaşma, küresel mali krizin ardından sosyalizm fikrinin ABD'deki gençler için zaten çekici hale geldiği bir dönemde yaşanıyor. Aslında sistemin genel krizi bugün, 1960'ların sonlarında, savaş sonrası büyümenin sonunda olduğundan çok daha şiddetli.

Diğer farklar bu kadar olumlu değil. 1960'ların sonunda gençlerin radikalleşmesi, özellikle artan enflasyonun yaşam standartları üzerindeki etkisi sebebiyle yükselişe geçen bir işçi sınıfı direnişi bağlamında yaşandı. Bu ABD için de geçerliydi ama Fransa, İtalya ve İngiltere'de çok daha büyük bir ölçekte gerçekleşti. Genç işçiler bu daha geniş ölçekli radikalleşmenin bir parçasıydı ve pek çoğu öğrencilerle birlikte büyüyen devrimci sola katıldı. 

2021-22'deki enflasyon artışı, yaşam standartlarını hala olumsuz etkiliyor. Bu durum ABD, İngiltere ve diğer ülkelerde maaşların artması taleplerine yol açtı. Ama Mayıs-Haziran 1968'de Fransa'daki, 1969 Sıcak Sonbaharında İtalya'daki işçi mücadeleleriyle ve 1970-74'teki Muhafazakâr Parti hükümetine karşı İngiliz işçi isyanı ile kıyaslanabilecek mücadeleler görmedik henüz.

Bu esnada aşırı sağ, 1960'lara kıyasla çok daha fazla ön planda. Avrupa'da daha ziyade önemli bir seçmen gücünü temsil ediyor ama Donald Trump'ın başkanlığı ve Beyaz Saray'ı yeniden kazanma mücadelesi sokaktaki aşırı sağcı aktivistlere muazzam bir ivme kazandırdı.

ABD kampüslerindeki en çirkin sahnelerden bazıları, Los Angeles'taki California Üniversitesi kampına düzenlenen ve kampüs güvenliği ile çevik kuvvet polislerinin izlemekle yetindiği organize Siyonist saldırı sırasına gerçekleşti. Başka yerlerde, örneğin Chicago Üniversitesi'nde, ABD ve İsrail bayraklarını sallayan haydutların kampları tehdit ettiğini gördük. 1968'de Columbia'da solcu ve sağcı öğrenciler arasında çatışmalar yaşanmıştı ama bugün Siyonistlerle faşistlerin ittifak potansiyeli çok daha büyük.

Bunların hiçbiri Filistin'le dayanışma hareketinin muazzam boyutunu küçültmüyor. Öğrenciler bu hareketin öncüsü oldular. Onları bastırma çabaları, egemen sınıfların, İsrail'in soykırım savaşının suç ortağı olmalarının yarattığı kitlesel tiksinti nedeniyle nasıl savunmaya geçmeye zorlandıklarının işareti. İsrail'in Refah'a karşı uzun süredir korkulan saldırısını başlatma tehdidinde bulunması nedeniyle bu savaş yeni bir aşamaya giriyor olabilir. Bu tehdide yanıt vermek, yalnızca mücadeleye öncülük eden öğrencilerin değil, işçilerin de seferberliğini gerektirecektir.

Vietnam Savaşı deneyimi milyonlarca kişi için emperyalizmin doğası konusunda pratik bir dersti. Bugün, rakip emperyalist güçlerin küresel ölçekte birbiriyle karşı karşıya geldiği bir dönemde aynı şey yaşanıyor. Batılı egemen sınıflar, Gazze'yi bu küresel mücadelede sadece bir cephe olarak gördükleri için cani İsrail devletinin yanında tutum alıyorlar. Bu, benim kuşağımın yaptığı gibi, sorunun sistem olduğunu ve sistemi devirmemiz gerektiğini kavramanın önemini gösteriyor.

Alex Callinicos

Socialist Worker’dan çeviren: Irmak Yavlal

(Sosyalist İşçi)


Bültene kayıt ol