Binyamin Netenyahu, İsrail'in “zafere doğru hızla ilerlediğini” söyledi. ABD başkanı Joe Biden ve Rishi “kazanmanızı istiyoruz” Sunak gibi Batılı liderler de aynı dili kullanıyor.
Ama “zafer” ne anlama geliyor? Hamas’ı yok etmek çok konuşuluyor. Bu, direniş karşıtı savaşlar yürüten sömürge rejimleri için son derece tipik bir şey. Fakat genellikle bu hedefe ulaşmakta başarısız oluyorlar.
Beğenin ya da beğenmeyin, Hamas gücünü sadece 2007'den beri kontrol ettiği Gazze'deki değil, tüm ezilen Filistin halkı içindeki köklerinden alıyor. Hatırlarsanız 2006'daki son Filistin seçimlerini kazanmışlardı; İsrail ve Batı'nın istekleriyle çeliştiği için sonuç hemen iptal edildi.
İsrail Savunma Kuvvetleri çok uzak bir ihtimalle Hamas'ı yok etmeyi başarsa bile, Filistin halkının eziliyor olması yeni direniş hareketlerinin ortaya çıkmasına neden olacaktır. İsrail Devleti'nin varlığı Filistinlilerin mülksüzleştirilmesine ve boyunduruk altına alınmasına bağlı olduğundan, yöneticilerin önündeki tek seçenek sürekli savaş ya da Filistinlilerin yok edilmesi veya sınır dışı edilmesidir.
Bu, birçok İsrailli siyasetçinin kullandığı soykırım dilini açıklamaya yardımcı oluyor. Le Monde'un“İsrail aşırı sağının fantezisi” dediği şeyi akla getiriyorlar: “Filistinlilerin 'Büyük İsrail'den' Ürdün ve Mısır'a sürülmesi anlamına gelen 'nakil'. Şu anda imkansız bir proje ama baş döndürücü bir hızla normalleştiriliyor.” Siyonist yerleşimciler 7 Ekim saldırılarına Birleşmiş Milletler'e göre şu ana kadar 545 Bedevi çobanı Batı Şeria'dan Ürdün'e sürerek tepki gösterdi bile.
Bu İsrail Savunma Kuvvetleri'nin desteğiyle birkaç yıldır devam eden bir sürecin hızlandırılması. Ancak İsrail'in kuzey Gazze'deki bir milyondan fazla Filistinliye güneye gitme emri vermesi, Mısır sınırından Sina Çölü'ne sürülecekleri başka bir Nakba (felaket) yaşanması korkusunu artırdı.
Mısır'ın askeri diktatörlüğü İsrail ve ABD'nin sınırı açma baskısına direniyor. Gazze'den toplu sürgünler muhtemelen en itaatkar Arap rejimlerine bile fazla gelecektir. İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant, İSK’nin kara saldırısı tamamlandıktan sonra Gazze'nin fiziksel olarak izole edileceğini söyledi. Bu, Gazze'de direniş yeniden inşa edilirken sürekli savaşın sona ermeyeceği anlamına gelecektir.
Biden'ın kelimenin tam anlamıyla Netanyahu'yu kucaklama politikası -bir dayanışma eylemi olarak İsrail'e uçmak, iki uçak gemisi grubunu bölgeye taşımak, İSK'ye daha fazla silah sağlamak- birkaç işleve hizmet ediyor. Bu desteğin, Netanyahu'nun aşırı sağ hükümetinin savaşı genişletmesini engellemesine olanak sağlayacağını umuyor. Bu adımlar ayrıca Hamas'ın başlıca müttefikleri olan Lübnan'daki Hizbullah ve İran'daki İslam Cumhuriyeti rejimine yapılan uyarıların altını çiziyor.
Benim tahminim savaşın yayılmayacağı yönünde. Hizbullah ve İran muhtemelen Napolyon'a atfedilen şu sözün yansıttığı fikirle hareket edecektir: "Düşmanınız hata yaparken asla araya girmeyin." Mesele sadece Biden'ın kazanılamaz bir savaşta İsrail'i desteklemesi değil. Ayrıca kaynakları Ukrayna'da halihazırda yürüttüğü vekalet savaşından uzaklaştırıyor ve verilen desteği baltalıyor.
ABD ve Avrupa Birliği zaten Rusya'ya karşı Küresel Güney'deki daha güçlü devletlerin desteğini kazanmakta zorlanıyordu. 7 Ekim'den önce bile Rusya'nın Doğu Ukrayna'yı kanunsuz bir şekilde işgal etmesini, sivillere ve altyapıya yönelik saldırılarını kınamaları ile İsrail'e verdikleri destek arasındaki çelişki çok açıktı.
Ne var ki şimdi Biden ve Dışişleri Bakanı Anthony Blinken düpedüz budalalık gibi görünen bir şekilde iki savaşı birbirine bağlıyor ve hem Vladimir Putin'in hem de Hamas'ın “komşu bir demokrasiyi tamamen yok etmek istediğini” söylüyor.
Financial Times, Biden ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in sıkı bir şekilde Netanyahu'yu desteklemesinin büyük bir tepkiye neden olduğunu yazdı. “Kıdemli bir G7 diplomatından” alıntı yapmışlardı: “Küresel Güney'deki savaşı kesinlikle kaybettik. Küresel Güney ile [Ukrayna üzerine] yaptığımız tüm çalışmalar kaybedildi . . . Bir daha bizi dinlemeyecekler.”
Bu son Orta Doğu savaşına ilişkin pek çok belirsizlik var. Ancak ABD emperyalizminin küresel hakimiyetini daha da zayıflatması muhtemel.
Alex Callinicos
Socialist Worker’dan çeviren Irmak Yavlal