Brezilya’daki kamyoncular işçi sınıfının gücünü gösteriyor

05.06.2018 - 15:20
Haberi paylaş

Alistair Farrow, Socialist Worker (Sosyalist İşçi) gazetesine Brezilya'daki kamyoncular grevinin Temer hükümetini dize getirme potansiyelini gösterdiğini ancak mücadelenin devam etmesi gerektiğini yazdı.

Brezilya’daki kamyoncuların grevi baskıcı hükümetlerin kibrinin nasıl kırılabileceğini gösterdi.

Sürücüler, 10 günlük araç durdurma ve blokajlar sonrası ülkenin sağcı hükümetini ve Devlet Başkanı Michel Temer’i dizlerinin üstüne çökmeye zorladı.

The O Estado de S Paulo gazetesi grevin Brezilya’daki özel sektöre neredeyse 7 milyar sterline mal olduğunu tahmin ediyor. Toplamda 500 yol blokajı hayata geçirildi. Ordu göreve çağrıldı ancak büyük oranda işlevsiz kaldı. Üstelik, petrol işçileri kamyon şoförlerine destek için geçen Çarşamba’dan başlayarak üç gün grev yaptılar. Devlet petrol şirketi Petrobras’a bağlı pek çok petrol rafinerisini kapattılar.

Grevler Petrobras’ın, sektörü daha kârlı hâle getirmek ve özelleştirme için açık kapı bırakmak amacıyla fiyatları yukarı çekmesi üzerine gerçekleşti.

Petrobras CEO’su Pedro Parente, varlıkların 15 milyar sterlinin üstünde bir kısmını 2018-2021 arasında satılması için tahsis etti. Bu ajanda geçen Cuma Parente’in istifaya zorlanması üzerine havada kaldı.

Temer, kamyonculara grevi bitirmeleri için fiyatlarda imtiyazlar ve başka sosyal yardımlar önermek zorunda kaldı.

Kamyon sürücülerinin hepsi işçi değil, bu grevi çetrefilli bir hâle getiriyor. Çoğu serbest çalışan, bazıları çalışan ve bazıları da kamyon firmalarının sahipleri. Bu, grevin bütün politik yelpazeden gelebilecek baskılara açık olduğu anlamına geliyor.

Reformlar

Bazı grevciler kısıtlı reformlar talep ederken, bazıları da Temer hükümetinden tamamen kurtulmayı savunuyordu.

Temer, yakıtlar düştükçe hava gazı gibi diğer alanlardaki fiyatların artması gerektiğini öne sürerek bölünmeleri teşvik etmeye çalıştı. Bunun grev üzerinde çok küçük bir etkisi oldu.

Grevin arka planını bir önceki solcu devlet başkanı Dilma Rousseff’in iki yıl önce görevden alınmasından beri ekonominin liberalizasyonu oluşturuyor.

Roussef yolsuzlukla suçlanmış ve hakkında soruşturma açılmıştı. Temer de yolsuzluk suçlamalarıyla karşı karşıya.

Bu süreç Brazilya’nın ekonomisini pazara açıldığı gerekçesiyle uluslararası egemen sınıf tarafından alkışlanmıştı. Aynı güçler kamyon grevlerine korku içinde tepki verdiler.

Sao Paoulo’nun Insper ticaret okulunun başkanı Barros Lisboa, “Bu kurumlar neredeydi? Güvenlik güçleri ve yargı neredeydi? Grevler kabul edilebilir sınırların çok ötesine geçti” diye yalvardı.  

Financial Times gazetesi grevin “hükümetin liberal ekonomik reform ajandasını tehdit ettiği”ni söyleyerek feryat etti.  Ancak şimdi, sonrasında gelecek olanın ne olacağı konusunda bir savaşım yaşanacak.

Brezilya’da 1964’ten 1985’e kadar süren askeri diktatörlüğü idealize eden aşırı sağcı aday Jair Bolsonaro grevi aleni olarak destekledi. Aşırı sağ grevi “düzeni” yeniden sağlamak için bir askeri darbe ihtimalinin belirmesi amacıyla kullandı.

Sağı yenmek, ekonomik liberalizasyonu tersine çevirmek ve başka bir toplum imkânı için mücadele devam ediyor.

Alistair Farrow

(Socialist Worker’da yer alan İngilizcesinden çeviren Can Irmak Özinanır)

Bültene kayıt ol