HDP grup sözcüsü Ayhan Bilgen, sosyal medyada “Siyasette son anons ittifak bekleme yapma sağa yanaş" mesajını paylaştı. Siyasetin bütünüyle sağa kayışına yönelik ciddi bir eleştiri Bilgen’in yaptığı. Bu, Erdoğan karşıtlığının, eğer altı antikapitalist ve özgürlükçü taleplerle doldurulmazsa ne kadar kof, tehlikeli, sağcı ve sonuçta Erdoğan’ın işine yarayan bir politika dışı hamasi ruh haliyle karşı karşıya olduğumuzu gösteren bir gelişme: CHP-İyi Parti-Saadet Partisi ve Demokrat Parti seçim ittifakı kuracak.
Bu ittifak HDP’yi bırakalım kapsamayı, yolda karşılaştığında selam bile vermeyip başını öbür tarafa çevirecek bir ruh hâli içinde. Bu, sadece bu yüzden bir sağ ittifaktır. Bir sağ ittifaka karşı, bir başka sağ ittifak oluşmuştur ve bu seçimlerde, böyle bir ittifakın hiçbir başarı şansı yoktur.
Üstelik, bu ittifak utanma duygusundan da nasibini almamıştır, tıpkı diğer ittifak gibi. Muhtemelen birlikte aynı fotoğraf karesi içinde görülmemeye özen gösterdikleri HDP’nin ve dolayısıyla esas olarak Kürt seçmenin kendilerine oy vermesi beklentisini de alttan alta dile getiriyorlardır. Seçimler ikinci tura kalırsa, Kürt seçmenlerin her bir oyu altın değerinde olacak zira.
Bu ittifakın, oyunu sadece cumhurbaşkanının sınırlarını çizdiği alanda oynama yeteneğine sahip olduğunu Afrin harekâtı sırasında görmüştük. İttifakın bütün bileşenleri harekâta destek sunma yarışına girmişlerdi. Türkiye’nin sınır ötesi bir askeri harekâtına dair yaklaşımları, bu harekâtın emrini veren siyasi iktidarla tıpatıp örtüşenlerin, ezber bozan bir siyasi çıkış yazıp seçimlerde bir alternatif olacağını düşünmek gerçekten de kof bir hayaldir! Seçimlerde sağcılıkta iktidarla yarışabileceklerini sananlar yanılıyor. AKP-MHP, iktidar olmanın ve iki yıldır ittifak içinde uyguladıkları OHAL koşulları sağcılığının deneyimine sahip, has sağcılığın kitabını yazan bir pozisyondayken; CHP-İyi Parti ve SP-DP ittifakının sağcılığı, daha deneyimsiz, daha beceriksiz, AKP-MHP’yi takip eden ve peşinden giden bir sağcılık hâlinde şekilleniyor. İyi Parti’nin olduğu yerden zaten solculuk beklenemezdi ama en azından seçimler döneminde ezber bozan bir geçici demokrat hamle yapacağı düşünülebilirdi. Ama Meral Akşener’deki HDP fobisi muhtemelen Devlet Bahçeli’nin HDP fobisinden daha şiddetli. Yoksa, seçimlerde geçici ve gösterişli bir manevra olarak HDP’ye böylesi faşizan bir mesafe almamayı düşünebilirdi.
Biz bu seçimlerin sağa karşı sağın ittifakı olarak cereyan edeceğini biliyoruz. Seçimin baskın karakterinin bir gerekçesi de bu. O kadar sert bir şekilde gündeme geldi ki seçimler, siyasi ufukları sağcılığı bir milim aşamayan siyasi odaklar, göstermelik demokratlık bile yapamaz hâle gelip AKP-MHP’nin sınırlarına hapsoldular.
Önümüzdeki seçimlerin temel çelişkisi bu: AKP-MHP’nin çizdiği sınırlar, zaten AKP-MHP açısından seçimlerin garanti olmamasının temel nedeni. Bu sınırlar, antidemokratik bir hoyratlığın hüküm sürmesi olarak özetlenebilir. Antidemokratik bir hoyratlığa karşı ittifak kuranlar ise yine antidemokratik bir başka hoyrat tutumu HDP’ye karşı alabiliyorlar.
Bu yüzden sosyalistler ilk turda iki hoyratlık arasında taraf tutamazlar. Kitleler boykot ruh hâlinde değilken burjuva seçim mekanizmasının tarihsel olarak hiçbir zaman meşru olmayan işleyiş yapısının meşru olmadığını ilan edip boykot diyecek sekterliğe de mahkûm olamayız.
Barışı savunan partiye, barışı savunan adaya oy çağrısı yapacağız. Bu aday, hep beraber göreceğiz ki cezaevinden bile ezber bozma yeteneğini gösterebilecektir.
Şenol Karakaş
(Sosyalist İşçi)