Katil ABD, Ortadoğu'dan defol!

09.12.2017 - 14:12
Şenol Karakaş
Haberi paylaş

ABD açısından dökülen kan yeterli görülmüyor olmalı ki yeniden Filistin sorununu derinleştirmek üzere harekete geçtiler. Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımak yönünde adım atacağını söyledi. Uzun süredir Ortadoğu’da daha geri planda kalan bir sorun olarak görülen, adından daha düşük bir tonda söz edilen Filistin sorunu Trump’ın İsrail’e verdiği apaçık destekle gündeme oturdu. Şimdi Arap halkları diken üstünde, bekliyor ve mücadeleye hazırlanıyor.

Trump’ın neden böyle bir adımı attığını yanıtlamak önemli. Çılgın ve şımarık bir başkan türü olduğu için bu adımları atmıyor. Unutmamak lazım ki Trump ve temsil ettiği klik, ABD siyaset alanında derin çatlaklar yaratak yönetmeye çalışıyor ve ABD’de egemen sınıfın başka kanatları ve devlet geleneğine temsil edenlerin bir kesimi Trump’la kıran kırana savaşa girmiş durumda.

Trump, tüm ABD devlet geleneğinin üzerinde birleştiği İsrail’e “tam destek” politikasını seleflerinin uygulamaya cesaret edemediği bir adımla sivrilterek temsil yeteneğine sahip olduğunu gösteriyor.

Kudüs hamlesi, gazetenin bu sayısında dünya sayfasında Can Irmak Özinanır’ın da yazdığı gibi, ABD’nin Ortadoğu’da prestijini yitiren varlığının yeniden sahnede en öne fırlamasına yardımcı oluyor. ABD apaçık bir hegemonya krizi yaşıyor. Küresel rekabette askeri açıdan diğer G20 ülkeleriyle kıyaslanamaz ölçüde ilerideyken, ekonomik açıdan AB ve Çin-Japonya, Rusya gibi ülkelerle benzer bir durumda. Bu gerileme, askeri gücü kıyazlanamaz ölçekte bir alana yayılan ABD sermaye sınıfının 1990’ların ortalarından itibaren paniklemesine, saldırganlaşmasına ve zaman zaman mevzi kaybetmesine neden oluyor. On sene önce düşünmesi bile imkansızken, son üç yılda Rusya özellikle Suriye’de askeri ve siyasi gelişmeleri belirleyici güç konumuna geldi. ABD’nin “O’nunla olmaz” ilan ettiği Esad, Rusya’nın desteği sayesinde yeni siyasal gelişmelerin merkezinde olmayı sürdürüyor.

Kuzey Kore lideri tarafından alenen aşağılan ABD, Ortadoğu’da bütünüyle ABD’yle kurduğu askeri ve ekonomik ilişkiyle ayakta duran İsrail devletinin yayılmacı stratejisini onaylayıp, üstelik bu stratejiyi pekiştiren “Kudüs hamlesi”ni yaparak, emperyalist piramidin zirvesindeki esas askeri-sanayi güç olduğunu göstermeyi amaçlıyor. Irak halkı, ABD’nin hegemonya krizinin bedelini en pahalı ödeyen halk oldu. ABD gerilediği her seferinde Irak’ı bombaladı, Irak’la savaştı. ABD Irak’ta terör estirirken, İsrail de Filistin üzerinde güç gösterisi yapmayı, özellikle Gazze ambargosuyla bölgenin emperyal gücü olduğunu kanıtlamayı hedefledi.

Şimdi ABD İsrail’in ekmeğine yağ sürüyor.

Arap halkları tahrik ediliyor. Bölünüyor, gerilim tırmandırılıyor.

Şimdi her yerde Filistin halkıyla dayanışmak çok önemli. Her yerde Trump’ın işgal destekçisi politikalarını teşhir etmek çok önemli. Türkiye’de olayların seyrine bağlı olarak eylemler gelişecektir. Fakat, özellikle söz konusu olan İsrail’in Filistin halkı üzerindeki şiddeti olduğunda, Türkiye’de anti-semitizm dalgalar halinde yükseliyor. İsrail devletinin terörüne karşı olmak, Türkiye’de aynı anda ve aynı keskinlikte Yahudi karşıtlığına tavizsizce yanıt vermekten ayrılmamalı. Tersi egemen sınıfın işine gelen ırkçı bir savaş karşıtlığına denk düşmektedir.

Şenol Karakaş

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol