“Yalan ne kadar büyük olursa...”

22.07.2017 - 07:10
Roni Margulies
Haberi paylaş

Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in, “Yalan ne kadar büyük olursa inananlar o kadar çok olur” dediğini çok kişi bilir.

Tam da öyle dememiştir oysa. Şöyle demiştir:

“Yeterince büyük bir yalan söyler ve sürekli tekrar ederseniz, sonunda halk buna inanır. Ama bu yalanın sürdürülebilmesi için, devletin halkı yalanın siyasî, ekonomik ve/veya askerî sonuçlarından koruması gerekir. Demek ki, devlet bütün güçlerini kullanarak aykırı sesleri bastırmalıdır, çünkü gerçek yalanın ölümcül düşmanıdır ve dolayısıyla gerçek devletin en büyük düşmanıdır.”

Propaganda ve yalan Goebbels’in işi ve mesleğidir, ama yalanın büyük olması gerektiği fikrini bizzat Hitler’den öğrenmiştir.

Kavgam kitabında Hitler yalanın niye büyük olması gerektiğini şöyle anlatır:

“Büyük yalanın her zaman bir inandırıcılık gücü vardır, zira ülkenin geniş kitleleri ... küçük yalana kıyasla büyük yalana her zaman daha kolay inanırlar, çünkü  kendileri önemsiz konularda sık sık küçük yalanlar söylerler ama büyük ölçekli yalanlar söylemeye utanırlar. Devasa yalanlar söylemek akıllarına bile gelmez ve bu nedenle, başkalarının gerçeği muazzam ölçülerde çarpıtacak kadar arsız olabileceğini düşünemezler... Yalan olduğunu kanıtlayan veriler kendilerine açıkça gösterildiğinde bile, kuşku duymaya, tereddütlü olmaya devam ederler, çünkü çarpıcı ölçüde arsız olan yalan ardında her zaman izler bırakır, yalan olduğu ortaya çıktıktan sonra bile. Dünyanın tüm uzman yalancıları bunu bilir.”

Hükümetimizin Propaganda Bakanı kimdir, bilemiyorum. Yok galiba. Ama konuyu iyi çalışmış birilerinin olduğu belli.

Yalancının mumu

Sayın Cumhurbaşkanımız bir iki hafta önce BBC ile yaptığı bir söyleşide şöyle bir tablo çizmiş:

“Cumhuriyet Halk Partisi zihniyeti ve onlarla beraber hareket edenler, PKK terör örgütü, bunlar hep beraber hareket ettiler. Bunlar hiçbir zaman bir birlik ruhunda bütünleşmemişlerdir. Bunlar her zaman ayrılıkçı olmuşlardır. Ve ana muhalefet, şu anda terör örgütü ile birlikte hareket etmiştir. Ve aşırı uçlar beraber hareket etmişlerdir.”

Tayyip Bey’in o gün biraz yorgun olduğunu tahmin ediyorum. “Terör”, “PKK”, “CHP”, “ayrılıkçı” ve “aşırı uçlar” ifadelerini gereği gibi kullanmış, hepsinin bir ve aynı olduğunu belirtmiş, ama “FETÖ” demeyi unutmuş! Önemli değil, herkes hata yapabilir. Aklından geçmiştir de, son anda unutuvermiştir. Onun adına biz eklemiş olalım.

Bütün hükümetler, her yerde ve her zaman, muhalifleri hakkında ufak tefek yalanlar söyler, abartılı iddialarda bulunur, çamur atar. Siyasetin doğal gidişatından sayılır bunlar; kimse pek garipsemez, kimse de pek inanmaz.

İnanılır olması için, “Bu kadarı da yalan olamaz artık!” denilmesi için yalanın büyük ve tumturaklı olması gerekir.

Örneğin, CHP gibi milliyetçi, Atatürkçü, Misak-ı Millîci bir partinin PKK ile birlikte çalıştığını söylemek gerekir. Hem CHP’nin hem PKK’nin Gülen hareketiyle birlikte davrandığını iddia etmek gerekir. Bunların hepsinin Türkiye’yi bölmeye çalıştığını, vatan haini olduğunu savunmak gerekir. Sonra, bir odada insan haklarını tartışan, cümle alemin tanıyıp saygı duyduğu on kişinin darbe planlamakta olduğunu ileri sürmek gerekir. Üstüne bir de Almanya’nın bunlara katıldığını, Alman hükümetinin tek derdinin Türkiye’yi çökertmek olduğunu söyleyince, yeterli boyuta ulaşılmış olur.

Bu öyle büyük bir şey ki, “Ya pardon, şurası tam doğru değil galiba” diyebilecek bir durum yok. Hepsinin doğru olması gerek. Kimse bu kadar devasa bir şey uydurmuş olamaz.

Kılıçdaroğlu kalkar, der ki, "CHP avukat bürolarında kurulan bir parti değil. CHP savaş meydanlarında kurulan, Kuvayı Milliye’nin partisidir. Kendi partileriyle CHP’yi karıştırmasınlar. Biz bu ülkenin kurucu partisiyiz. Şimdi milliyetçilik lafları yapıyorlar. Açık ve net söylüyorum, millî ve yerli olacakmış, millî ve yerli olan tek parti, kurucu parti CHP’dir.” Haklıdır da üstelik. Ama sözlerinin pek bir etkisi olmaz, çünkü Hitler’in dediği gibi, çarpıcı ölçüde arsız olan her yalan ardında her zaman izler bırakır.

Öte yandan, Hitler bilmiyordu, ama biz atalarımızdan öğrendiğimiz için biliyoruz: “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.”

Roni Margulies 

[email protected]

Bültene kayıt ol