41 yerde 20 bin metal işçisi, 29 Ocak’ta MESS’in üç yıllık sözleşme dayatmasına karşı greve gidiyor. Geçen yıl AKP Hükümetinin “Milli Güvenlik” gerekçesiyle ertelettiği cam grevinden sonra metal işçilerinin grevi, yeni bir mücadele döneminin başlangıcı olması açısından oldukça umut verici.
Özellikle 12 yıllık AKP iktidarı boyunca tek tek işyeri bazında direniş sayısında artışlar yaşansa da grev sayısında gözle görülür bir düşüş gözlemleniyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre AKP’nin ilk on yılında greve çıkan işçi sayısı 51.500 civarında. Bu rakamın 25 bin civarını 2007 yılında Türk Telekom’a bağlı 768 işyerindeki yaklaşık 25 bin işçinin katıldığı grev oluşturuyor. Bu rakamlar aynı zamanda, asgari ücretin 950 TL olduğu, iş cinayetlerinin yaygın olduğu, taşeronlaştırma, esnek ve güvencesiz çalışma koşullarının olduğu bir coğrafyada yeni liberal politikalara karşı mücadelenin ne kadar da zayıf olduğunu göstergesi.
Öte yandan Gezi sonrasında işçi hareketinde bir kımıldanma yaşanıyor. İşçi sınıfının geniş bir kesimini oluşturan beyaz yakalılar örgütlenmek için çeşitli hamleler yaparken, işyeri bazında direniş sayısında da artış kaydedilmekte.
Tam da sınıf mücadelesinin yükselme eğiliminin gözlemlendiği bir dönemde metal işçilerinin mücadelesi merkezi bir rol oynamakta. Metal grevlerinin başarısı işçi sınıfının diğer kesimlerini harekete geçirici bir motivasyon sağlayacaktır. Sendikalı iş yerlerinde tabandaki mücadele isteği ve basıncı daha fazla hissedilirken, sendikasız, özellikle de beyaz yakalı işçiler arasında sendikalaşma mücadelesi hız kazanacaktır.
Kamu çalışanlarının toplu sözleşmesinden sonra metal sözleşmeleri Türkiye’deki en önemli toplu sözleşme. Birleşik Metal üyesi işçiler MESS’e geri adım attırdıklarında, yıllardır grevsiz toplu sözleşme hakkına sahip olan kamu çalışanlarına da örnek olacaklar. Grev etkili bir mücadele aracı olarak, işçi sınıfı saflarında yeniden vücut bulacak.
2010 yılında Bülent Arınç’ın TEKEL işçileriyle ilgili “işte asıl tehlike onlar” demişti. Sermaye ve onun temsilcisi AKP’de gerçek tehlikenin nereden geldiğinin farkındalar. Bu nedenle grevi boğmak için harekete geçmekten imtina etmeyecektir. Metal greviyle dayanışmak, kazanması için mücadele etmek, sadece işçi sınıfı mücadelesinin yükselmesi açısından değil, son 10 yıla damgasını vuran, özgürlük mücadelesinin yeni bir seviyeye atlaması, kitlesel sol muhalefetin inşası için de önemli bir fırsattır.
Bu fırsatı kaçırmayalım
Çağla Oflas