Darbe karşıtlığı ve demokratlık kriterleri

29.07.2016 - 15:21
Volkan Akyıldırım
Haberi paylaş

Atanmışların seçilmişleri devirmesine karşıyız, seçimle gelen seçimle gider. En kötü burjuva demokrasisi bile askeri diktatörlükten iyidir.

Bugün Türkiye toplumunun ezici çoğunluğunun fikri olan ve darbenin direnişle yenilmesini sağlayan, sosyalistlerin ilkesel olarak savunduğu bu ön kabullerdir.

​Bunlar soyut prensipler değil.

15 Temmuz gecesi, Erdoğan'ı indirmek ve AK Parti hükümetine son vermek istedikleri için darbe yapanlar bununla kalmayacaktı.

Yöntemleri: Kanlı. 12 Eylül 1980 ve Mısır'daki General Sisi gibi, uygulanan şiddet ve verilen emirler Balyoz darbe planındakilere benziyor.

Sıkıyönetim planı: Başarılı olsalardı yapacakları ilk iş meclis feshetmek. Tüm siyasi partileri "sonlandırmak".

Getirecekleri: Ordu ile sıkıyönetimi ve darbe iktidarını kabul etmeyen halkın çeşitli kesimleri ile iç savaş. Kimsenin bırakın ağzını açmayı, kafasını kaldıramayacağı acımasız bir baskı rejimi.

Çıkarları: Atama listesine bakıldığında, kilit ekonomik kurumların başına geçmek, halkı soymak.

Kazan'da, Çengelköy'de, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde tankların üzerine yürüyen ve askerler tarafından katledilen silahsız insanlar, hepimizi hedef alan böyle korkunç bir şeyi durdurdu.

***

Cesareti kimden aldılar?

Savaş uçaklarıyla meclisi bombalayan, makinalı tüfeklerle protestocuları tarayan, iktidarı almak için ortalığı yangın yerine çeviren darbecilere bu cüreti veren nedir?

Önceki darbeler gibi dış destek gayet görünür ve açık.

15 Temmuz’da iktidara el koymak isteyen “Yurtta Sulh Komitesi”, BM, NATO ve küresel kapitalizme bağlılık bildiriyordu. Başarılı olmuş önceki cuntalar gibi.

ABD’den gelen ilk tepki “barış ve istikrar” diyerek generallere selam oldu.

Darbenin yenildiği anlaşılıncaya kadar bekleyen Obama, “seçilmiş hükümetin yanındayız” diyerek alt tondan tavır aldı.

Şimdi CIA yöneticileri ve ABD generalleri “muhattaplarımız tutuklandı” diyerek darbeci Türk meslektaşlarını savunuyor.

Doğru, darbecilerin hepsi NATO komutanı, bazıları BM silahlı gücü ISAF’ın da komutanı.

ABD gibi Avrupa Birliği de darbecileri değil devirmek istediklerini suçluyor. NATO’nun körfezdeki sadık müttefikleri Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri onlar gibi düşünüyor. 

Hepsine ait savaş uçakları, darbenin merkezi olan İncirlik’ten havalanıp komşu iki ülkeyi vuruyor.

Belli ki bunu yeterli görmüyorlar. 1 Mart 2003’te halkın mücadelesi ile durdurulan savaş tezkeresindeki isteğin uygulanmasını istiyorlar.

Onlar Türkiye’nin jeopolitik durumunu ve emperyalizmin çoklu krizini kullanıp bağımsız tavırlar alabilen, kendi koşullarını öne sürülebilen Erdoğan ve hükümetinin üstünü çoktan çizmişti.

15 Temmuz, öncekiler gibi, arkasında ABD’nin olduğu bir darbe girişimidir.

Gereği, üslerin ABD ve müttefiklerine kapatılması, küresel kapitalizmin savaş ve kontrgerilla örgütü NATO’dan çıkılmasıdır.

Darbe sadece dış destekle yapılmaz elbette, iç destek de gerekir. 

Buranın üzerine gidildiği takdirde, Mısır’da olduğu gibi, ekonomik pastayı kimseyle paylaşmak istemeyen en zengin aileler karşımıza çıkacak. 

Fakat görülen o ki, onlardan yine hesap sorulmayacak.

***

Fethullahçıların rolü

Kamuoyu araştırmalarına göre halkın ezici çoğunluğu darbenin arkasında ‘Fethullah Gülen var’ diyor.  

Askeri uzmanlar, bu darbenin Fethullahçı subayların liderliğinde, Erdoğan karşıtı kemalist ve ikbalcı subayların da katılımıyla oluşan bir cunta koalisyonunun işi olduğunu söylüyor. Bir bölümü açığa çıkan darbecilerin siyasi bileşimi ve ilk itirafları da bu görüşü doğruluyor.

Peki Fethullah Gülen ne diyor, taraftarları ne yapıyor?

15 Temmuz sonrası yaptıkları açıklamalara ve Türkiye’nin iade taleplerine karşı New York Times’a yazdıklarına bakarsak:

- "Darbelere ilkesel olarak karşıyım" diyor. Fakat böylesi bir kanlı olay karşısında bu ilkenin getireceği tutumu almayıp, kendisinin ve taraftarlarının böyle bir şeyle ilişkili olmadığını kanıtlamaya, kendini ayırt etmeye çalışmıyor.

- Bunun yerine ‘darbe değil tiyatro’, ‘sokaktakiler demokrat değil IŞİDci’, ‘aslolan sivil darbe’ diyerek kanlı darbe girişimini sulandırıyor.

- Haksızlığa uğrayan ve sürgünde yaşamak zorunda kalan bir din adamı gömleğini çıkarıyor, “ılımlı İslamıyla” Batı’nın hizmetinde olduklarını söylüyor. ABD’ye ‘biz sizin için çalışıyoruz’, ‘beni göndermeyin’ diyor.

- Sosyal medyada ırkçı hesapları, o ne diyorsa tekrarlayıp halka küfrediyor. 

- Kendilerine “Yurtta Sulh Komitesi” adını veren ve TRT’de kemalist bir bildiri okutturan cunta gibi Gülen ve adamları da “AKP karşıtlarına” oynuyor.

Sosyalistler, dini cemaatler üzerindeki devlet baskısına karşı çıkar. Bize ve topluma, sadece Hizmet yüzünü gösterenlerin sadece bir dini cemaat olmadıkları, silahlı Aksiyon kanadı ve devletin yöneticisi olmak isteyen hırslı bürokratlarının açığa çıkmasıyla anlaşılıyor.

Ergenekon cuntasının halkın mücadelesi ile açığa çıkartılıp yenilmesi sırasında bu yönde çalışır gibi davranıp darbe davalarını sahte delillerle sulandıran Fethullahçılar, kendi darbeleri için yol çalışması yapıyormuş.

***

Perinçekleri, Küçükleri sevindirmeyin

Erdoğan ve AK Parti liderliği, 15 Temmuz darbe girişiminden ders çıkarmamış gibi davranıyor. 

Darbecilerin Adnan Menderes’i, Deniz, Yusuf ve Hüseyin’i katlettikleri yağlı urganı ellerine aldılar. 

Sokaktaki darbe karşıtlarına bu anlatılsaydı, "idam gelsin" talebinden vazgeçerlerdi.

Halk ‘ordu kışlaya’ diye yeri göğü inletirken, Gezi Parkı’na kışla binası yapmaktan söz ediyorlar.

Daha da kötüsü, Ergenekon çetesini ve Balyoz darbe planına katılmış ulusalcı darbecileri orduda yeniden göreve çağırmaları.

Savcıların, yargıçların, polis şeflerinin amaçları bizi ilgilendirmez. 

Ulusalcı cuntanın suçları ve kanlı planları, tartışmasız birçok delil ve tanıklıkla ortadadır. 

Fethullahçı rakiplerinin varlığı, darbe davalarını sabote etmeleri ve onlardan olmayanların uğradıkları haksızlıklar, Ergenekon cuntasını yok ve aklanmış kılamaz.

15 Temmuz’dan kısa bir süre önce darbeci jandarmanın protokollerinde boy gösteren Veli Küçük’ü sevindirmeyin. Hrant Dink cinayetindeki rolü inkâr edilemez, aklayamazsınız.

‘Sıra yine bize geldi’ diyen coşan Perinçekçi zalim generallerin önünü açmayın. Buldukları ilk fırsatta darbe yaparlar.

Volkan Akyıldırım

[email protected]

Bültene kayıt ol