15 Temmuz tarihe geçen bir gün oldu.
Almanya'da bulunuyordum ve Ankara'daki eşimle telefonda konuşurken, bana savaş uçaklarının çok alçaktan uçtuğunu söyledi. Hemen ardından İstanbul'daki köprülerin askerler tarafından tutulduğu haberleri geldi. Sonrasını bu satırları okuyan herkes biliyor. Askerle polis arasındaki çatışmalar, uçaklar, helikopterler, bombalar, taranan insanlar, sokağa çıkan çok sayıda insan, televizyondan okunan darbe bildirileri, şiddet haberleri ve darbenin yenilmesi. Bütün bu toz duman içinde pek çok şey yazılıp çizildi. Amasız ve fakatsız darbeye karşı çıkılması gerektiğini söyleyenler, sokağa çıkanların umdukları halk olmadığından yakınanlar, içlerinden ah darbe olsaydı da Erdoğan'dan kurtulsak ne iyi oludu diye geçirenler... Neler olduğuna ve ne yapılması gerektiğine dair ben de birkaç madde halinde düşüncelerimi yazdım:
1. Olan bariz bir darbe girişimiydi. Anlaşılan bir ihanet sonucu darbeciler hazılıklarını tamamlayamadan harekete geçmişler, bu yüzden ordunun bir kısmı saf değiştirip darbeye katılmayı reddetmiş, bir de kitleler sokağa dökülünce darbeciler teslim bayrağı çekmek zorunda kalmış.
2. Kitleler sokağa dökülmeseydi, darbenin başarılı olma şansı çok daha yüksek olurdu. Ordunun darbeye katılmaktan vazgeçen güçleri de katılabilir, sonu felaketle bitebilirdi.
3. Darbe başarılı olsaydı, durum şimdikinden kötü mü olurdu? Evet, elbette daha kötü olurdu. İnanmayan darbeyi yaşayanlara sorsun. Uçaklarla Kürdistan'ı bombalayanlar, bu defa meclisi bombalayıp sivilleri taradılar. Bombalanan mecliste bütün partilerin vekilleri vardı. Muhtemelen bu satırları yazamıyor olacaktık.
4. Darbe olunca sokağa çıkan kitlenin ezici çoğunluğu AKP'li. İçinde tarikatçısından işçisine, faşistinden küçük burjuvasına kadar çok çeşitli insanlar vardı. Muhtemelen daha az sayıda CHPli, solcu, HDPli de vardı. Ama halk böyle bir şey işte. Stalinizmden etkilenenlerin "solcu, ilerici vs." halkı diye bir şey, geniş kitleleri devrimci fikirlere kazanana kadar bir hayalden ibaret olacak.
5. Darbe engellendiği için yarın her şey daha iyi olacak da değil. Aksine, bizi muhtemelen daha zor günler bekliyor. Ama buna karşı yapılacak şey "ah bu halk ne kadar dandik" diye ağlaşmak yerine "ne darbe ne savaş, yaşasın barış" temelinde bir mücadele hattı örmeye çalışmak. Bu elbette zor ama imkânsız değil. Elinde sihirli değneği olup bunu hızlandıracak birileri varsa, o ayrı tabii...
6. Ne yapacağız? Elimizde kalan demokratik mevziileri savunacağız, demokrasinin kırıntısı için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Müzakere masasının yeniden kurulması için çabalayacağız, mültecilere yönelik saldırıları durdurmak için örgütleneceğiz, toz duman yatışınca yükselecek olan hak taleplerinin yanında yer alacağız, ileri çekmeye çalışacağız, daha fazla örgütlenmek için çaba harcayacağız. Bütün bunlar kolay değildir, ancak ağlaşmanın mevcut duruma faydası yoktur. Demokrasi saflarını güçlendirmek için daha fazla örgütlenmek en önemli hedefimiz ve görevimiz olmalıdır.
Atilla Dirim