“Mümkün olduğunu sanmazdım”

16.06.2016 - 10:10
Roni Margulies
Haberi paylaş

Muhammed Ali’nin cenaze töreninden kös kös dönerken, oyuncağı elinden alınmış şımarık bir çocuk gibi öfkeyle surat asarken, niye bu duruma düştüğünü hiç mi hiç anlayamamıştır.

Anlayamaz, çünkü dünya görüşü ve dünya hakkındaki bilgisi anlamasına izin vermez.

Ben anlatayım.

Muhammed Ali’nin Müslümanlığı Erdoğan’ın Müslümanlığına benzemez. Diyanet işleri Başkanlarıyla, namaz kılmayanlara “hayvan” demekle, devleti kutsayan muhafazakârlıkla alakası yoktur Muhammed Ali’nin. Onun için Müslümanlık bir başkaldırı simgesidir. Bir yandan Hıristiyan olduğunu iddia ederken bir yandan da siyahları ezen, yoksul ülkelere savaş açan Amerikan devletine isyan etmenin simgesidir. Baskıcı ve otoriter bir devlet başkanıyla Muhammed Ali’nin işi bile olmayacağını bildikleri için, ailesi Erdoğan’ın konuşmasına ve show yapmasına izin vermemiştir.

Vietnam savaşı sırasında “Hiçbir Vietnamlı bana ırkçılık yapmadı” diyerek askere gitmeyi reddetmiş, dünya şampiyonluğunu gözden çıkararak hapse girmeyi göze almış bir adamın cenazesinde, kendi ülkesinin vatandaşlarını bombalattıran bir liderin ne işi olabilir yahu!

Amerika’daki binlerce haham arasından konuşma yapması için ailenin seçtiği haham, 1968’den beri Amerika devletinin tüm siyasetlerine karşı duran bir kişi. Seçilmiş olması tesadüf değil. Erdoğan’ın konuşturulmamış olması tesadüf değil.

Keza, “Ne Türk’ü be? Bunların kanının laboratuar testinden geçmesi lazım” sözlerini ettiği zaman da, Erdoğan ne dediğinin, ne yaptığının farkında bile değil.

Olamaz, çünkü dünya görüşü ve dünya hakkındaki bilgisi olmasına izin vermez.

O kadar ki, Almanlar adamın lafları karşısında hayretler içinde kalıyor.

Angela Merkel, “Türk tarafının suçlamaları ve açıklamaları anlaşılmaz” dedi.

Almanya Meclis Başkanı Norbert Lammert, “Demokratik yollarla seçilen bir Cumhurbaşkanı’nın, demokratik yollarla seçilen Almanya Parlamentosu’nun milletvekillerine yönelik eleştirilerini onların Türk kökeniyle ilişkilendirilmesinin 21’inci yüzyılda mümkün olduğunu sanmazdım” dedi.

Hiç kuşkum yok, ilişki içinde oldukları bir devlet başkanının bu lafları edebileceğine inanamayıp “Ne Türk’ü be?” cümlesini birkaç kez okumuşlardır!

Şimdi, Avrupa’da da elbet ırkçılık var. Böyle laflar edecek Avrupalılar da elbet var. Mesele, “Ay, Avrupalılar ne iyi; biz ne kötüyüz” değil.

Önemli olan, Türkiye’de de Erdoğan’ın dediklerini ve yaptıklarını yanlış bulan çok sayıda, ama pek çok sayıda insan olması. Sorun, bu büyük kitlenin önünde herhangi bir alternatif bulunmaması, muhalefetini ifade edecek araçlar olmaması.

Dokunulmazlıkların kaldırılması için oy veren, Türk ırkına AKP’den bile daha fazla önem veren CHP, böyle bir araç olamaz.

Mesele bu araçları yaratmak.

Roni Margulies

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol