“Yeni Türkiye”nin 12. katı

31.05.2015 - 19:25
Şenol Karakaş
Haberi paylaş

Zengin ve fakirlerin arasındaki ayrımı anlatan istatistiklerin açıklanmasını hiçbir hükümet sevmez. AKP hükümeti de sevmiyor.

AKP hükümetini savunmayı yaşamlarının temel amacı hâline getirenler de sevmiyorlar. Bu istatistikler, özellikle cumhurbaşkanlığı seçimleriyle “yeni Türkiye”nin kuruluş sürecinin başladığını anlatanlar açısından daha da rahatsız edici.

Rakamlar korkunç çünkü ve ortada yeni bir Türkiye’nin olduğunu değil, düpedüz, bildiğimiz kapitalist Türkiye’nin şen şakrak hareket hâlinde olduğunu gösteriyor.

OECD’nin son raporuna göre, yıllar içinde ekonomik büyümenin, özellikle 2002-2007 yılları arasında tutturulan büyüme hızının sayesinde bir miktar düşse de, 2013 yılında Türkiye’de göreli yoksul nüfus toplam nüfusun yüzde 14.90’ı kadar. Yani her 100 kişinin 15’i yoksul Türkiye’de.

Zenginle fakir arasındaki uçurumu bu oran tam anlaşılır kılmıyor olabilir.

Başka rakamlar, başka oranlar da var. Bu oranlar, toplumda huzursuzluğun neden artıyor olduğunu, son bir yılda grevlerin sayısındaki artışı, AKP’nin kutuplaştırma siyasetinin arka planını açığa seriyor.

Türkiye’de nüfusunun en zengin yüzde 10’luk kesimi, toplam geilirin üzde 31.3’üne el koyuyor. En yoksul yüzde 10’luk kesim ise toplam gelirin yüzde 2.6’sını alabiliyor ancak.

En zengin yüzde 10’luk nüfusun geliri, en yoksul yüzde 10 nüfusun gelirinin 12 katı.

12 kat!

İşte “Yeni Türkiye” safsatasının diplerinde gizlenen gerçek bu!

Biz 12 kat aşağıdakilerin payına düşen yoksulluk, açlık, inşaat işlerinde, maden ocaklarının karanlıklarında gerçekleşen ölümler.

Türkiye’de en yoksul yüzde 20, gelirin 6.4’üne sahip. En zengin yüzde 20 ise gelirin neredeyse yarısına el koyuyor.

Bu oranlar, kağıt üzerine yazılan matematiksel gerçekler olmaktan çıkıp günlük yaşamın akışı içerisindeki gerçekler olarak karşımıza dikildiğinde, çok derin bir kızgınlığın bu toplumun tüm hücrelerinde neden biriktiğini anlamak daha kolay.

Öfke birikiyor.

Bu, bazen birkaç ağaç için, bazen bir derenin yok olmasını engellemek için, bazen Soma gibi kitlesel işçi ölümlerine karşı, bazen sendikal haklar için, bazen ücretlerimiz için, bazen de grev yasaklarına karşı eylemlerin itici gücü.

Yoksulluğa karşı öfkeyi erteleyebilir, geçici olarak bastırabilir, bir dönem görünmez kılabilirsiniz. “Yeni Türkiye” sloganının arkasına saklayabilirsiniz. Yeni Türkiye’nin yeni olmadığı, eski denilen kapitalist Türkiye’nin aynısının tıpkısı olduğu, siyasal alanda bazı değişiklikler dışında yoksulların yoksulluğuna derman olmasının imkan dahilinde olmadığı görüldükçe, “yeni” esprisi, bu espriyi yapanlar, bu espriyi yaptıkça zenginleşenler ve zenginleşenleri koruyanlar, bu öfkenin patlama anının birincil muhatabı olacaklar.

Emin olmak gerekir, gerçekten “Yeni bir Türkiye” tüm özgürlük alanlarını da açacak yoksulların bu öfke patlamasının ürünü olacak. 12 katlık uçurum sonsuza kadar süremez, gizlenemez.

Şenol Karakaş

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol