Sandık kapandı. Birçok sendika aktivisti çıkan sonucu tartışıyor. Bazılarının canı sıkkın, bazıları mücadele çağrıları yapıyor.
Muhalif saflarda ise karamsarlıkla birlikte, bunca hayat pahalılığına ve deprem sonrası yaşananlara rağmen değişimin gelmemesi anlaşılmaz bir durum olarak ele alınıyor.
İşçiler, tek tek bireyler olarak seçim sürecini izledi ve oyunu kullandı. Seçimler öncesinde işçi hareketi geriye çekildi ve tüm güç odaklarının işaret ettiği sandığı bekledi. Birçok sendika yönetimi iktidarla uzlaşarak, mücadele seçeneğini bile isteye kullanmadı. İşçi mücadeleleri olmadan yaşanan, sağcılık yarışı ve sermaye yanlığıyla belirlenen seçim sürecinin sonunda çıkan bu sonuç akıldışılıkla açıklanamaz.
Kimsenin şikayet etmeye hakkı yok. Türkiye’de işçilerin çoğunluğu sendikasız olduğu sürece, ortak taleplerimizi öne çıkartacak kitle mücadelelerini inşa etmek hep zor olacak.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Ocak 2023 verilerine göre Türkiye’de kayıtlı işçilerden yalnızca yüzde 14,42’si sendikaya üye. Türkiye’de toplam kayıtlı işçi sayısı 16.163.549 iken sendika üyesi işçi sayısı 2.330.988 olarak kayıtlara geçti.
Sendikalı işçilerin çoğu Türk-İş’te örgütlü. 1 milyon 213 bin 439 ile en fazla üyeye sahip konfederasyon, esas olarak kamuda örgütlü. Özel sektörde ise metal işkolunda sendikal örgütlenmeler var: Türk Metal, Birleşik Metal, Öz Çelik-İş.
Memur statüsü altında çalışanların çoğu - müdürler ve tepe yöneticileri hariç işçidir. 2 buçuk milyondan fazla kamu emekçisinin yüzde 72,63’ü sendika üyesi.
Sendikal örgütlenmeler ve yerleşik toplu iş sözleşmesi süreçleri kamuda yoğunlaşırken, özel sektörde çalışan işçilerin ezici çoğunluğunun sendikası yok.
Sendikal örgütlenme işçi sınıfının bir azınlığının örgütlenmesi olarak dururken, buradaki sendika yöneticileri tutucu davranıyor. Patronların sendika düşmanlığının hüküm sürdüğü özel sektörde örgütlenmeye istekli değiller.
Peki bu sorun nasıl aşılabilir? Tabanda gelişecek ve tepedeki sendika yöneticilerine basınç oluşturacak sendikalaşma mücadeleleriyle. Kapıyı açması gerekenler, Türkiye’nin son 40 yılında olduğu gibi sendikalarda örgütlü işçilerdir. Onlar mücadeleye atıldıkça, sendikasız işçi kitlelerinin katılmasını da mümkün kılarlar. Sendikaları özel sektörde örgütlenmeye zorlayacak olanlar, işyerlerine sendika getirmek isteyen işçi aktivistler ve onlara destek olacak sendika aktivistleridir.
Volkan Akyıldırım
(Sosyalist İşçi)