AKP’den aralarında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın da bulunduğu bir heyetin HDP’yi ziyaret etmesinin ardından başlayan tartışmalar, Türkiye’de siyasal süreçlerin ne kadar akıldışı, anormal bir zeminde işlediğini gösteriyor.
15 Temmuz darbe girişimini bir fırsata çevirmek, AKP açısından kurulmasında başrol oynadığı iktidar blokunun tüm toplumsal dokuyu anormalleştirmesi anlamına geliyordu. Anormal bir tek adam rejimi, anormal yetkilerle donanmış bir Türk usulü başkanlık sistemi, anormal bir ekonomi yönetimi, demokrasiye anormal bir saldırı, akademisyenlerin haklarına, kadınların haklarına anormal bir müdahale, olağanüstü hal değil anormal hali kurumsallaştırmaya çalışan bir OHAL kararnameleri, bir partinin başka bir partinin kapatılması için anormal bir şekilde belgeler toplayıp savcılığı harekete geçirmeye çalışması, özgürlüklerin anormal gerekçelerle sınırlandırılması, kendi imzaladıkları İstanbul Sözleşmesi’nden anormal bir şekilde çekilmeleri, çözüm süreci gibi bir demokrasi ve normalleşme sürecinin ardından Kürt sorununun ele alınışında anormal bir mekaniğin devreye sokulması, anormal iddianameler, anormal mahkeme kararları, anormal tutuklamalar, anormal bir siyasal üslup, anormal bir kutuplaştırma siyaseti…liste hemen her alanda uzayıp gidiyor.
Pandeminin en şiddetli olduğu günlerde iktidar halktan para istedi, IBAN numarası dağıttı.
İlk kez bu açıklıkta, bir iktidar temsilcisi, bizde grev yok diye patronlar toplantısında övünerek konuşabildi. Yoksulları değil patronları tercih ettiğini böyle açıkça söylemesi bir iktidarın, çok anormal bir durumdu.
Çetelere özel af çıkartılması, anormal bir durumdu.
Bir çete mensubunun önce muhalefeti korkuya boğmak için oluk oluk kanınızı akıtacağız diyebildiği mitingler düzenletmeleri, sonra bu çetecinin iktidar karşıtı yayınları ve ifşalarının iktidar cenahında yarattığı panik havası, benzeri çok sık görülemeyecek anormal bir durumdur.
LGBTİ+’lara yönelik devlet destekli mitingler yapılması, milyonlarca dinleyicisi olan sanatçıların konserlerinin arka arkaya yasaklanması anormal bir durumdur.
Tüm bu anormallikler, halkın seçtiği belediye başkanlarının yerine kayyum atanması ve Kürt siyasilerin nefret söylemiyle birlikte düşmanlaştırılması gibi anormalliklerle taçlandırıldı. İktidar bloku, muhalefeti eleştirirken söze HDP’yle görüşmelerini eleştirerek başladığı için, tüm bu anormallik döndü dolaştı meclis içindeki iki partinin bir konu hakkında görüşmesini anormal bir durum haline soktu.
Öte yandan, bu gerçekten de anormal bir durum. Bazı görüşmelerin, konuşmaların, ilişkilerin, tutumların sadece AKP ve iktidar bloku temsilcileri yaptığında “normal” olması ama aynı görüşmeleri ve tutumları muhalefet temsilcileri yaptığında suç ilan edilmesi anormal bir durum ve bu yüzden AKP’den üç kişinin HDP’den üç kişiyi meclis çatısı altında ziyaret etmesi tartışma yarattı.
Fakat siyasi alandaki akıl dışılığın göstergesi, bu görüşmenin, MHP’nin, daha doğrusu Devlet Bahçeli’nin bu görüşmeyi nasıl değerlendireceğinin ana akım siyasetin esas sorunu haline gelmesidir. Bunun nedeni de AKP’nin 20 yılını özetleyen yazısında Hakan Tahmaz’ın yazdığı gibi, “Kürt hareketini yedekleyemeyen AK Parti, ulusalcılarla, Ergenekoncularla ve Türk milliyetçiliğinin kanlı bataklığında debelenen MHP ve onun lideri mazisi tartışmalı Devlet Bahçeli ile ortaklık geliştirdi. AK Parti rotasını muhafazakârlıktan Türk milliyetçiliğine doğru kırdı. Bu rotada beş yıldır son sürat ilerliyor” olmasıdır.
Partisi yüzde 7 ila 9 arasında oy alabilen Bahçeli gibi bir ismin - AKP’nin MHP ile görüşmesinde bir sorun olmadığını söyledi*- siyasetin oyun kurucusu olması başlı başına anormal bir durumdur. İktidarda ve ana muhalefette “aşırı sağcıların” siyasi tartışmaların sınırını belirlemeleri ana akım siyasal alandaki anormal durumun bir göstergesi.
Bu anomalinin, seçim aritmetiğiyle değil, aşağıdan yukarı bir mücadele, içine milyonları katacak bir öfkeliler hareketinin basıncıyla normale çekilebileceğinin görülememesi de sol içinde parlamentarist ve Kemalist eğilimlerin anormal etkin olmasının bir yansıması.
İşin özü, çağrımız aslında oldukça normal bir çağrı: bize aşağıdan birleşik mücadele lazım!
Şenol Karakaş
* Bahçeli'nin MHP grup toplantısında söyledikleri: "HDP'yle niye görüşülmüş? Biz buna nasıl tepki gösterecekmiş. HDP'ye nasıl baktığımızı tekrar etmeye lüzum bile görmüyorum. Anayasa çalışmaları için HDP ile görüşülmesi doğal bir adımdır. AK Parti heyetinin CHP'yle kurduğu temasa ses çıkarmayanların bizim sırtımızdan HDP'yi dillerine dolamaları muflis bir tavırdır. Bizim gözümüzde CHP neyse HDP de odur."