6’lı Masa’nın ikinci büyük partisi İYİP, dur durak bilmiyor. Geçtiğimiz hafta, 1996 yılının Kasım ayında gerçekleşen Susurluk kazasının skandal ismi, Kürt sorununun kirli yöntemlerle ve savaşçı politikalarla halledilmeye çalışıldığı dönemin derin isimlerinden Sedat Bucak’ı ziyaret etmişlerdi.
Meral Akşener, Sedat Bucak’ı ziyareti sonrasında eski günleri yad ettiklerini söyledi. İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, Akşener-Bucak görüşmesini anlatırken şunları söylemişti: “Sayın Bucak’ın misafir olduk. Eski günlerden sohbetler edildi. O siyasetin daha uzlaşmacı, birbirine daha tahammüllü olduğu dönemler yad edildi. Güzel bir sohbet oldu.”
Bir gazetecinin dalga geçtiği gibi, “herkes birbirine o kadar tahammüllüydü ki siyasetçi, mafya, polis şefi aynı arabayla yolculuk ederdi.”
O kazada aynı arabada ölenlerden birisi Abdullah Çatlı’ydı. “Çatlı 1978 yılında o dönemin Türkiye İşçi Partisi’ne 7 gencin boğularak ve kurşuna dizilerek öldürülmelerinin planlayıcısı, örgütleyicisi ve uygulayıcılarındandır.”
Derin devletin hukukun ta kendisi gibi davrandığı dönemlerin simge isimlerinden birisini ziyaret ederek Akşener, 6’lı Masa’nın oyun kurucusunun kendisi olduğunun büyük harflerle bir kez daha ifade etmiş oldu.
Bir önceki yazıda Akşener’in hem Kürtlere hem de Kılıçdaroğlu’na aynı anda mesaj verdiğini yazmıştım.
Fakat bu ziyaretlerinden sonra, İYİP bir ‘açılım’ daha yaptı. Bu ‘açılıma’ yakından bakınca, Akşener’in bir başka alana daha mesaj vermekte olduğu çok açık. İYİP Genel Sekreteri Uğur Poyraz: ''Garantili projelerde 'Kamulaştıracağız' demek hukukun üstünlüğüne aykırı.'' dedi durup dururken.
Halk arasında 5’li Çete diye nam salan, esas özelliği iktidara yakınlığı nedeniyle son 15 yıldaki neredeyse bütün ihaleleri, Hazine Garantili Projelerin inşaat işlerini, yani ballı kaymaklı bol akçeli yatırımları tek başlarına üstlenenler İYİP açısından seçimlerden sonra Erdoğan-Bahçeli iktidarı gidince, her hangi bir soruşturmaya uğramayacaklar.
Oysa daha bu yılın başlarında Mart ayında Akşener “Rantın 5 atlısı gidip utanmadan siyasi risk sigortası yaptırmış. Sigortada tarif edilen risklerden biri de kamulaştırma. İstediğiniz sigortayı yaptırın, bizim için fark etmez. Uluslararası hukuku kullanıp, gerekirse tek taraflı olarak feshedeceğiz.” demişti.
Aradan 6 ay geçmesi yetti.
Akşener Kürtlere, Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ çağrısına yolladığı Bucaklı mesaja, devlete, egemen sınıfa, inşaatçılara yolladığı yeni mesajı eklemiş oldu böylece.
Akşener partisine Eylül linci başladığını söylüyor.
Ortada bir linç yok. Tersine, Bucak’la kadim derin devlete göz kırpan, 5’li Çete’yi affedeceğini söyleyerek sermaye ve devlet gruplarına göz kırpan İYİP, Erdoğan-Bahçeli iktidarının sonrasının asli siyasi figürünün kendisi ve partisi olduğunu anlatıyor.
Bazı yorumcular İYİP HDP tartışmasında HDP’nin de şiddetle arasına mesafe koymadığını söyleyerek, aslında Akşener’in HDP’yi meşru görmemesinin özrünü yaratmış oluyorlar.
Bucak ziyaretiyle köklü faşist değerlerden zerre kopmadığını gösteren bir partiyi eleştirenlerw, “bunlar 6’lı Masa’nın dağıtılmasını istiyorlar” diyerek tepki göstermelk olası bir iktidar değişimi sonrasında 6’lı Masa’nın ezilenlere kan kusturmasına karşı ellerimizi kollarımızı bağlamak anlamına geliyor.6’lı Masa Göçmen düşmanlığı yapsın! Aman ses çıkartmayın, masayı bozmayın!
6’lı Masa dış politikada Erdoğan’la aynı çizgiyi izlesin! Aman şimdi eleştirinin zamanı değil!
6’lı Masa LGBTİ+ düşmanlığı yapsın! Görmezden gelelim!
6’lı Masa dursun durduğu yerde, kimsenin bir itirazı yok. İtirazımız aşırı sağcı figürlerin demokrasinin kurtuluş umuduymuş gibi yansıtılmasına.