Asgari ücretten sonra, kamu çalışanları maaşları ve emekli maaşları da enflasyon oranının altında tutularak, milyonlarca emekçi açlığa mahkûm edildi. Son bir yıl içinde doğalgaza yüzde 32, elektriğe yüzde 31, baklagillere yüzde 60, peynire yüzde 27, yumurtaya yüzde 80, ayçiçeği yağına yüzde 50, köprü ve otoyol geçiş ücretlerine yüzde 26 zam yapıldı. TÜİK tarafından belirlenen rakama göre; 2021 yılının ilk yarısında kamu çalışanı ve kamu emeklisine yüzde 4,36 enflasyon zammı, yüzde 3 oranında toplu sözleşme olmak üzere toplamda yüzde 7,36 zam yapıldı. Hazineden inşaat şirketlerine milyonlar aktarılırken, İşsizlik Fonu, “sermaye fonu”na dönüştürülmüşken, Covid-19 koşullarında bile en büyük kalemlerden birisini savunma giderleri oluşturuyorken, iktidar emekçiye “kuru ekmek zammı”nı reva gördü. Oysa “gelir vergisi, ÖTV, KDV” adı altında emekçilerden alınan vergiler bütçenin en büyük gelirini oluşturmakta. En çok vergi ödeyen emekçiler, bütçeden de en küçük payı aldı.
Emekçiye “acı reçete”
Ekonominin günden güne iyileştiği, bir sonraki ayın bir öncekinden daha iyi olduğu masalları aktarılırken, Berat Albayrak’ın istifasından sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan ekonomide “acı reçete”yi uygulamaktan kaçınmayacaklarını söylemişti. “Güllük gülistanlık”tan “acı reçete”ye hızlı bir geçiş yapılmış gibi görünse de krizin faturasını uzun bir zamandır ödeyen emekçi kitleler bugünlere bir günde gelinmediğini gayet iyi biliyor. OHAL uygulamaları, kutuplaştırma, kayyum ve sendikal baskılarla emekçiler siyasal alanlardan dışlanırken, pandemi, işsizlik, yoksulluk ve geçim derdiyle emekçilerin nefesleri kesilmek isteniyor. TÜİK rakamları uzun zamandır emekçilerin ücretlerini baskılamanın, düşük ücret politikasının bir aracı haline getirildi. Enflasyon oranını yüzde 14 olarak açıklayan TÜİK’e göre işsizlik oranı da yüzde 12,7’ye geriledi! Yaşananlarla söylenenler arasındaki tutarsızlıklar ortadayken, ay sonunu getiremeyen işçiler arasında öfke birikmekte, bu öfke akacak mecra aramaktadır.
Birleşirsek kazanabiliriz
Hafta boyunca KESK, Birleşik Kamu İş ve Kamu Sen’e bağlı sendikalar etkinlikler düzenleyerek toplu sözleşmenin yenilenmesi ve ek zam talebinde bulundular. 5 milyon kamu çalışanını bağlayan 2020 -21 yıllarını kapsayan 3 artı 3 sözleşme, çoktan sıfırlanmış durumda. Sağlık çalışanları da sokaklara çıkıp ödenmeyen ek ücretlerini talep etti. Hangi sendikaya üye olursa olsun, kamu çalışanları ek zamdan toplu sözleşmenin yenilenmesine, vergi muafiyetinden ücretsiz aşıya bir dizi ortak taleplere sahip. Sendikal bölünmüşlüğü aşmak için ortak talepler etrafında işyerlerinde taban inisiyatifleri oluşturulabilir. Kamu çalışanları, grev dâhil, kazanana kadar birlikte mücadele perspektifiyle direnebilir. Ayrıca, Ocak ayı itibarıyla kamu işçilerinin de toplu sözleşme süreci başlamış oldu. Taşerondan kadroya geçen işçiler dâhil bu yıl 1 milyon 200 bin işçinin toplu sözleşme sürecinde. Sendikalaştıkları ya da iflas nedeniyle işten atıldıkları halde direnen işçilerin sayısı günden güne artıyor. 13,5 milyon emekli durumundan mutsuz. Kamu çalışanlarının başlattığı birleşik mücadele, çok daha büyük işçi kitlelerinin mücadelesini tetikleyebilir. Birleşen işçiler yenilmezler!
Çağla Oflas
(Sosyalist İşçi)