Irkçılık soluyanlar

07.08.2020 - 08:31
Şenol Karakaş
Haberi paylaş

Ümit Özdağ isimli birisi var, düzenli olarak Suriyeli göçmenleri hedef gösteriyor. Irkçı. Irkçılığıyla yalancılığı el ele gidigösterdiği medya mesajlarında sürekli olarak yalan söylüyor. Gerçekdışı iddialarla, Suriyelilere yönelik bir nefret dalgası örgütlemeye çalışıyor.

Son olarak “Suriyelilerin araçlarına ücretsiz vize muayenesi yapılıyor” yalanıyla göçmenleri düşmanlaştırdı. Birçok karşı yanıt geldiyse ve Türkiye’deki araç muayene kuralları kendisine söylendiyse de bir düzeltme yapmadı, özür dilemedi. Dilemedi, zira çok iyi biliyor söylediğinin yalan olduğunu. Bile bile söylüyor bu yalanı. Suriyeliler hakkında üretilmesine katkıda bulunduğu sistemli yalanların bir nedeni var. NAZİ propaganda sorumluları, “Yeterince büyük bir yalan söylerseniz ve bu yalanı sürekli tekrar ederseniz, insanlar sonunda buna inanmaya başlayacaktır” demişler ve Yahudiler hakkında büyük bir yalanı sistemli bir şekilde dile getirmeye başlamışlardı. Yahudi Soykırımı, bu büyük yalanı sürekli tekrarlayan ırkçıların-faşistlerin iktidara yükselmelerinin ardından gerçekleşti.

Irkçı bir yalanı sürekli tekrarlamak masum bir olay değildir.

Irkçı bir yalanla toplumun bir kesimini sistemli bir şekilde “ötekileştirmek” görmezden gelinebilecek bir olay değildir.

Irkçı bir yalan, ırkçı bir linç girişimi ya da kitlesel katliamları örgütlemek için üretilir.

Bu yüzden sosyal medyada Ümit Özdağ’a sorulan “Suriyeli gençleri linç ettiklerinde ‘başardım’ hissi kaplıyor mu benliğinizi?” sorusu çok haklı bir sorudur ve emin olalım Ümit Özdağ gibi ırkçılar, bu türden her linç girişiminde “başardım” hissini yaşıyor.

2019 yılının Temmuz ayının başında, İstanbul Küçükçekmece’de Suriyeli bir gencin 12 yaşında Türkiyeli bir çocuğu taciz ettiği iddiasıyla başlayan linç girişimi giderek kitleselleşti. Polis linç girişimine katılan gözü dönmüşleri biber gazıyla uzaklaştırabildi ve ardından böyle bir taciz olayının yaşanmadığı açıklandı.

Ama Ümit Özdağ gibiler olaylar yaşanırken içlerinden kıs kıs gülmüşlerdir.

Yine 2019’un Eylül ayında Adana’nın Seyhan ilçesine bağlı Dumlupınar Mahallesi’nde istismar iddiası üzerine Suriyeli mültecilere yönelen linç girişimi iki gün boyunca sürdü. İstismarcı yakalanmıştı ve Türkiyeli olduğu Valilik tarafından da açıklanmıştı. Buna rağmen, mültecilerin işyerleri ikinci gün de yağmalanmaya çalışıldı.

Ümit Özdağ gibi ırkçıların taşlarını döşediği yolun sonu budur: Irkçı katliam, ırkçı linç girişimi, ırkçı nefret söylemiyle toplumun en güvencesiz, en az örgütlü kesimlerinin hayatını tehlikeye atmak.

Bu yüzden sosyal medyada ırkçılık yapanların, göçmenleri düşmanlaştıranların, sistematik yalanlarla Suriyelileri düşmanlaştıranların, masum yalanlar söylediğini asla düşünmemeliyiz! Bu tür insanlar nefret suçu, insanlık suçu işliyorlar!   

Şenol Karakaş

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Bültene kayıt ol