Haksız bir şekilde tutuklanan ama daha da haksız bir şekilde tutukluluğu devam ettirilen Demirtaş cezaevinden son dönem siyasi gelişmeleri yorumlayan şöyle bir açıklama yaptı: "AKP’nin yarattığı ağır tahribatları bir kerede tamir etmek mümkün değil fakat demokrasiye geçiş süreci diye adlandırabileceğimiz bir dönemi kolektif bir geçiş hükümetiyle yapmak en akılcı olanıdır. Bunun için de bugünden tezi yok demokrasi blokunu kurarak yarına hazırlanmak gerekir. HDP de eminim ki, bu blokta güçlü bir şekilde yerini alacaktır. Kamplaşma nedeniyle paramparça olmuş bu toplumu bir arada tutabilmenin tek yolu budur. Bunu başaracağımıza olan inancım da tamdır."
Bu açıklama seçimlerin erkene çekileceği bağlamında dile getirdi.
Seçimler öne çekilecek, tek bir oy bile anlamlı, o halde bir “Demokrasi Bloğu”nu inşa etmek gerek!
Kabaca bakıldığında bir sorun yok gibi görünse de bu bloğun bileşenleri tartışılmaya başlandıkça sözü edilenin 31 Mart ve 23 Haziran’da yapılana benzer bir çağrı olduğu açık.
Bu Demokrasi Bloğu’nda kimler olacak?
Örneğin CHP olacak mı?
CHP’ye ufak da olsa bir eleştiri getirilmesi için bu partinin daha ne yapması gerek? Sınırötesi harekata destek olması yeterli değil mi? Savaşı destekleyen partilerle Demokrasi Blokları kurulabilir mi?
İYİP örneğin! Daha yeni, Suriyeli göçmenlerin ülkelerine gönderilmesi için konferans düzenleyen, hem Kürt halkına yaklaşımı hem de göçmenlere yaklaşımı ırkçılıkla tanımlanan bir partiyle, seçim öne çekildiğinde ittifak olunacak mı?
Antisemitist ilanları her yere astıran, İstanbul Sözleşmesi’ne karşı düşmanca tutum alan Saadet Partisi! Demokrasi Bloğu’nda bu partinin de yeri var mı?
Davutoğlu, Ali Babacan’ın kuracakları partiler de Erdoğan-Bahçeli ittifakına karşı kendimizi aynı cephede gördüğümüz siyasi organizasyonlar olabilir mi?
Bu her hangi bir solculuğunu görmediğimiz Ekrem İmamoğlu’nun etrafında siyasi kümelenmeyi gerekli gören bir yaklaşım.
Oysa bize gereken, ırkçılarla, savaşı destekleyenlerle bir seçim ya da demokrasi bloğu kurmak değil. Bize gereken antikapitalist bir mücadele bloğu kurmaktır. Bu mücadele bloğu, AKP’deki çözülmeyi tespit eden ve siyasal zemini tayin eden ve politik gelişmelerin üzerinde yükseldiği temel fay hatlarında aynı düşünenlerin bir araya geleceği, seçimlerde de benzer tutumu alabilecek olanların birleşik mücadele odağı olmalıdır.
Önümüzdeki dönemi parlamentonun aritmetiğine değil, mücadelenin ihtiyaçlarına göre örgütlemek bir zorunluluk.
Kutuplaşmanın yarattığı ağır tahribatı seçimlerle AKP-MHP koalisyonunu geriletecek bir yapay demokrasi bloğu ve bu bloğun üzerinde yükselecek geçici hükümet değil, siyasal/kültürel kutbun her iki tarafında yer alan işçi sınıfının birleşik mücadelesi giderebilir. AKP’nin çözülmesinden söz etmek, kutbun o tarafında kalan işçilerin bu öneriye giderek daha açık hale geldiğini de gösteriyor.
Şenol Karakaş