Bolivya’da, 20 Ekim’deki seçimleri Devlet Başkanı Evo Morales’in yüzde 47,8 oyla ilk turda kazandığı açıklandı. Eski Devlet Başkanı Carlos Mesa ise yüzde 36,51 oy aldı.
Fakat oy sayımı bir süre durduruldu, hatta sayımın bir bölümü gizli gerçekleştirildi ve ardından seçimi Morales’in ilk turda kazandığı açıklandı. Muhalefet bu gelişmeleri seçime hile karıştırmak olarak gördü ve sokağa çıktı.
Morales yanlıları da sokağa çıktı ve çatışmalar yaşandı. Bu türden bir gelişmeyi fırsat kollayan aşısı sağcılar ise hemen darbe çağrıları yapmaya başladı. Morales seçimle ilgili hileye karşı gösterilerin bütününü darbeci olmakla suçlarken, karmaşık muhalefet kitle gösterilerini derinleştirdi ve gösterilerde 400 kişi yaralanırken 3 kişi de öldü.
Morales gösterilerin ardından yaptığı basın toplantısında, Amerikan Devletleri Örgütü'nün denetlediği ve süreçte bazı düzensizliklerin olduğunu belirttiği seçimlerin ve seçimleri düzenlemekten sorumlu Yüksek Seçim Mahkemesi'nin yenileneceğini duyurdu. Carlos Mesa ise ilginç bir şekilde seçimlerin yenilenmesini değil, Morales’in katılmayacağı bir şekilde yenilenmesini talep ederek, gösterilerin sürekli hale gelmesini istedi. Sonunda Genelkurmay Başkanı Williams Kaliman, Morales’i “Bolivya’nın iyiliği ve istikrarın korunması için” istifaya zorladı. Morales ise ordunun basıncı karşısında “Bolivya’da barışın sağlanması” için istifa ettiğini söyledi ve hakkında tutuklama kararı çıkmadan kısa bir süre önce Meksika’ya siyasi sığınmacı olmak üzere yola çıktı.
Jeanine Anez bu karmaşanın içinde kendisini geçici başkan olarak ilan etti. Üstelik bir kabine de atadı. ABD tıpkı Mısır’da olduğu gibi Bolivya’da da darbeyi ateşli bir şekilde destekledi. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo yaptığı yazılı açıklamada, “ABD, ülkesini Amerikan Demokratik Tüzüğünün ilkeleri doğrultusunda demokratik bir sürece ulaştırmak için sorumluluk alan Bolivyalı Senatör Jeanine Anez’i takdir etmektedir. Tüm Bolivyalı taraflara gelecek zamanlarda da demokrasiyi korumaları ve şiddetten uzak durmaları çağrısında bulunuyoruz. Tüm Bolivyalı taraflara gelecek zamanlarda da demokrasiyi korumaları ve şiddetten uzak durmaları çağrısında bulunuyoruz” dedi.
Darbenin hemen ardından birkaç gün baskı çok şiddetli bir biçimde hissedildi. Muhafazakar senatör ve yeni geçici başkan Anez’in ordu gücüyle uyguladığı şiddet, başkanet La Paz’ı muhalifler için birbaskı alanına çevirdi. Morales’in partisi Sosyalizm İçin Hareket'ten (MAS) 20 civarında milletvekilinin de La Paz’da bulunan Meksika Büyükelçiliğine sığındığı açıklandı. Darbe karşıtlarının La Paz’a girmesi polis ve asker gücüyle engellendi. Fakat birkaç gün sonra darbe karşıtı gösteriler maruz kaldığı tüm şiddete rağmen büyümeye ve radikalleşmeye başladı. Darbecilerin şiddetinin özel olarak yöneldiği yerli halklar darbeye karşı öfkeyle sokağa çıkmaya başladı. Morales’in “her an Bolivya’ya dönebilirim” açıklamasının ardından çiftçilerin Morales’i savunan yığınsal gösterileri yine polis şiddetiyle karşılaştı. Fakat, yeni sağcı başkanın Bolivya’da 14 yıllık Morales iktidarı süresince elde ettikleri kazanımların gasp edilmesi ihtimaline karşı eylemleri ve darbeye karşı öfkeli kitlelerin gösterileri, ABD destekli darbecilerin işinin kolay olmadığını da gösteriyor. Anez, başkentin dışına yapacağı seyahati ertelemek zorunda kaldı. Yeni geçici başkan, hızla Küba ve Venezüella’yla ilişkileri kopartmaktan ve ABD’yle ilişkileri sıcak tutmaktan yanayken, Morales yanlılarının darbeye karşı gösterilerinin gerilememesi, yavaş yavaş ordu ve polis teşkilatı içerisinde de çözülmeleri, farklı seslerin açığa çıkmasına neden olmaya başladı.
Bolivya’da halkın kaderini, hem darbeye hem sağcı ve bir darbeyle iktidara oturan Anez’in temsil ettiği eğilimlere karşı mücadele, Morales’in 14 yıllık iktidarının olumsuzluklarına da bulaşmamış olan bağımsız bir alternatifin ne kadar hızla kitleselleşebileceği belirleyecek. En öncelikli görev, darbe yapmış olmanın tadına varan orduyu, en kısa zamanda bir daha darbeye cüret edemeyecek şekilde baştan aşağı yeniden düzenlemek ve bunu büyük bir halk desteğiyle birlikte yapacak birleşik bir hareketi inşa etmek olarak görülüyor.
Şenol Karakaş