Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun yeni partilerinin kuruluşu yaklaştıkça AKP saflarında korku ve şirretliğin artması çok doğal. Bu partilerin başarılı olup olmayacağını bilemem, ama çok başarısız olup AKP’den herbirinin sadece yüzde 1 oy koparttığını düşünelim. AKP uzun zamandır girdiği tüm seçimleri ucu ucuna kazanıyor (veya kaybediyor). Babacan ve Davutoğlu’nun partilerinden AKP’nin etkilenmemesi ve artık seçim kazanamaz hâle gelmemesi için bu partilerin sıfır oy alması gerek. Bu da biraz zor görünüyor. Korkmakta haklılar.
Korkunca siyasetlerini gözden geçirebilirler. Veya pisleşebilirler.
Pisleşiyorlar.
Birkaç gündür sosyal medyada şöyle bir “bilgi” paylaşılıyor:
“Bunu biliyor muydunuz; Siyonistlerin içimize nasıl sızdığını anlaya biliyormusunuz. Fehmi Koru'nun Kardeşi Ali Naci Koru'nun eşi Canan Koru, Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül ile kardeş Çocukları. Fehmi Koru'nun karısı, Ali Babacan'ın halası olur. Ali Babacan'ın halası, Yahudilerin mezarlığı, Bülbülderesi mezarlığına defnedilmiştir. Anladınız mı şimdi Bu ülkede tesadüfe yer yoktur.”
Bildiğiniz gibi, bir insanın halası Yahudiyse, o insan dünyayı ve özellikle Türkiye’yi ele geçirmeye çalışmaktadır, çok gizli bir şeylerin gizlice üyesidir ve tüm Müslümanları ve özellikle Türkiye Müslümanlarını yeryüzünden yok etmeye çalışmaktadır.
Bu “bilgi”, bu tehlikeli ve tüyler ürpertici durum o kadar tehlikeli ve o kadar tüyler ürpertici ki, verilen bilgilerin doğru olmaması hâlinde bile yine de önlem almak gerekir.
Fehmi Koru bilgilerin hepsinin yanlış olduğunu yazdı:
“Bir dostum sosyal medya ürünü bir mesajı iletti. Orada Abdullah Gül, eşi, Ali Babacan, ben ve kardeşim Naci Koru ile eşi arasında gerçeklerin çarpıtıldığı akrabalık ilişkileri kuruluyor (Naci’nin eşi Hayrünnisa Gül ile kardeş çocuğu değil) ve Ankara İlahiyat Fakültesi’nde en eski (1970’li yıllar) başörtüsü mücadelesini vermiş bir hanımefendi (Ali Babacan’ın halası, ama benim eşim değil ve halen sağ) sanki gayr-ı müslim biriymiş gibi yansıtılıyor.”
Gerçekten de, Babacan’ın halası olan Hatice Hanım 1968’de Ankara’da okurken başını örtüp derslere girmeye başlayan ilk öğrenciymiş. Üniversite yönetimi derslere girmesine izin verilmeyeceğini açıklamış. Babacan direnmiş, erkek öğrencilerle boykota başlamış. Dekanlık, 11 Nisan 1968’de Babacan’ın okulla ilişkisini kesmiş. Hatice Hanım enteresan bir Yahudiymiş yani!
Sosyal medyadaki yorumları okudum. Millet aptal olmadığı için, “AKP’den ayrıldığı için karalamaya çalışıyorsunuz, yemeyiz” diyenler çok.
Ama ilgimi çekti, tek bir kişi bile (Fehmi Koru dahil) “Yahudiyse Yahudi, sana ne, suç mudur Yahudi olmak?” diyememiş.
Roni Margulies
(Sosyalist İşçi)