Ankara'nın Balgat semtinde, 10 Ağustos 1978 'de dört kahvenin taranarak 5 kişinin öldürüldüğü Balgat katliamının faillerinden olan ve 12 Eylül cuntasının, bir soldan bir sağdan asarak tarafsız görünme cinfikirliği nedeniyle, Necdet Adalı ile aynı gün asılan faşist Mustafa Pehlivanoğlu’nu anlatan bir film yapacakmış TRT: 'Veda Mektubu-Ankara Yazı'. Pehlivanoğlu, Erdoğan’ın Meclis’te mektubundan bir bölümü okurken gözyaşlarına boğulduğu kişi.
Dizide Pehlivanoğlu’nun anasını Hülya Avşar’ın canlandıracak olması ülkücüleri kızdırmış çünkü Avşar geçenlerde yaptığı bir söyleşide şunları söylemişti: “Ben küçükken hatırlıyorum babam bir akşam eve geldi, dayak yemişti. Çok zor günler yaşadık. Gizli gizli Kürtçe şarkı dinliyordu babam. Televizyonda ilk Kürtçe şarkıyı söyleyen bendim hatta Yılmaz Erdoğan ile söylemiştik. Bizim sülale, Avşar aşireti. Babaannem Türkçe bilmiyordu hiçbir şekilde. Dedemin adı Apo, babaannemin adı Daduk, babamın adı Ello asıl Kürtçe'de. Benim adım Malakan. Hep evde bana Malakan derlerdi. Hala da bana Malakan derler, kimse Hülya demez yani."
Ben yazıyı yazarken, Hülya Avşar, Büyükataman'a sert bir cevap vermiş. Okuduğunuzu varsayarak, burada tekrarlamıyorum. Şahsen, bir sürü nedenle Avşar’ı sevmem ama bu ırkçı ve cinsiyetçi saldırı karşısındaki dik duruşunu selamlamak gerekir. Öte yandan, madem Kürt olman nedeniyle çok acı çektin, katil bir faşistin kahramanlaştırılacağı filmde işin ne? diye sormak hakkımız.
TRT’nin bu işe neden soyunduğunu, daha doğrusu, AKP’nin ülkücülere bitmeyen sevdasını sadece, oradan oy kotarmakla açıklamak sığ bir yaklaşım olur. İkisi de, aynı Türk-İslamcı ideolojiden beslenen ve soğuk savaş yıllarının anti komünist örgütlenmelerinden gelen hareketler. Ne kadar gömlek değiştirirsen değiştir, cibilliyetin değişmez ama zamana ayak uyduramayan da siyasette varlığını sürdüremez. AKP bunu bildiği için Kürt hareketine yaklaşımı, ne kadar samimiyetsiz ya da zorlama olsa da, mhp’ninkinden farklı. Tabii bu, örtük hale gelmiş asimilasyonculuğa da eyvallah diyecek halimiz yok.
Kürt halkının haklarını elde etmesi, TC’leşmiş bir iktidarın konjonktürel manevralarıyla değil, Kürt hareketinin mücadelesi sayesinde bu kadar yakınımızda. Şimdi hedef, hepimizi demokratik bir Türkiye’ye yaklaştıracak olan, HDP’nin barajı aşması olmalı.
Ali Baydaş