Ello kızı Malakan, Hülya Avşar’a ırkçı tepki

07.03.2015 - 16:42
Ali Baydaş
Haberi paylaş

Ankara'nın Balgat semtinde, 10 Ağustos 1978 'de dört kahvenin taranarak 5 kişinin öldürüldüğü Balgat katliamının faillerinden olan ve 12 Eylül cuntasının, bir soldan bir sağdan asarak tarafsız görünme cinfikirliği nedeniyle, Necdet Adalı ile aynı gün asılan faşist Mustafa Pehlivanoğlu’nu anlatan bir film yapacakmış TRT: 'Veda Mektubu-Ankara Yazı'. Pehlivanoğlu, Erdoğan’ın Meclis’te mektubundan bir bölümü okurken gözyaşlarına boğulduğu kişi.

Dizide Pehlivanoğlu’nun anasını Hülya Avşar’ın canlandıracak olması ülkücüleri kızdırmış çünkü Avşar geçenlerde yaptığı bir söyleşide şunları söylemişti: “Ben küçükken hatırlıyorum babam bir akşam eve geldi, dayak yemişti. Çok zor günler yaşadık. Gizli gizli Kürtçe şarkı dinliyordu babam. Televizyonda ilk Kürtçe şarkıyı söyleyen bendim hatta Yılmaz Erdoğan ile söylemiştik. Bizim sülale, Avşar aşireti. Babaannem Türkçe bilmiyordu hiçbir şekilde. Dedemin adı Apo, babaannemin adı Daduk, babamın adı Ello asıl Kürtçe'de. Benim adım Malakan. Hep evde bana Malakan derlerdi. Hala da bana Malakan derler, kimse Hülya demez yani."

MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman filmde Avşar’ın rol alacak olmasına yaptığı yazılı açıklamada şöyle tepki veriyor:  "...Kendi çocuğuna anne olmaktan uzak bir tipi de şehidimizin annesi rolünde oynatma hadsizliğine soyunan bu kanal bilmelidir ki, şehitlerimizin istismar malzemesi yapılmasına asla müsaade etmeyeceğiz... AKP hükümetlerinin ihanet projelerine desteğini her fırsatta açıklayan Hülya Avşar’ın ya da yeni öğrendiğimiz ismi ile Ello kızı Malakan’ın TRT tarafından bu şekilde ödüllendirilmesi elbette sürpriz değildir ancak şehidimiz Pehlivanoğlu’nun annesi rolünün Ello kızı Malakan’a verilmesi elbette kötü niyetli bir yaklaşımdır. Ello kızı Malakan’a yakışacak rol aslında bölücübaşının akrabalarını canlandırması olacaktır. Olmazsa ihanetin diğer sacayağını oluşturan çözüm paketi mucidi siyasilerin akrabaları da Ello kızı Malakan’ın canlandırabileceği rollerdir... "

Twitterda da ‘kasarHülyaAvsar’ heştegi açmışlar. Hapisten çıkan her ırkçı katilin koşa koşa gittiği mhp, ölen kiralık faşist katillerin cenazesinde saf tutan o pek ‘makul’ Bahçeli Bey başta olmak üzere mhpliler, 12 Eylül öncesinden beri hala üniversitelerde terör estirenlerin yuvası mhp ve yukarıdaki sözler gibi ırkçı pislikleri alenen beyan eden de mhp. Irkçılığı daha aleni nasıl yapsın bu herifler ki, kimi beyaz Türkler mhp’yi meşrulaştırmaktan vazgeçsin; HDP’ye bir türlü tam destek veremeyen kimi solcular da, mhp ile seçim işbirliği yapmış olmaktan utansın?

Ben yazıyı yazarken, Hülya Avşar, Büyükataman'a sert bir cevap vermiş. Okuduğunuzu varsayarak, burada tekrarlamıyorum. Şahsen, bir sürü nedenle Avşar’ı sevmem ama bu ırkçı ve cinsiyetçi saldırı karşısındaki dik duruşunu selamlamak gerekir. Öte yandan, madem Kürt olman nedeniyle çok acı çektin, katil bir faşistin kahramanlaştırılacağı filmde işin ne? diye sormak hakkımız.

TRT’nin bu işe neden soyunduğunu, daha doğrusu, AKP’nin ülkücülere bitmeyen sevdasını sadece, oradan oy kotarmakla açıklamak sığ bir yaklaşım olur. İkisi de, aynı Türk-İslamcı ideolojiden beslenen ve soğuk savaş yıllarının anti komünist örgütlenmelerinden gelen hareketler. Ne kadar gömlek değiştirirsen değiştir, cibilliyetin değişmez ama zamana ayak uyduramayan da siyasette varlığını sürdüremez. AKP bunu bildiği için Kürt hareketine yaklaşımı, ne kadar samimiyetsiz ya da zorlama olsa da, mhp’ninkinden farklı. Tabii bu, örtük hale gelmiş asimilasyonculuğa da eyvallah diyecek halimiz yok.

Kürt halkının haklarını elde etmesi, TC’leşmiş bir iktidarın konjonktürel manevralarıyla değil, Kürt hareketinin mücadelesi sayesinde bu kadar yakınımızda. Şimdi hedef, hepimizi demokratik bir Türkiye’ye yaklaştıracak olan, HDP’nin barajı aşması olmalı.

Ali Baydaş

[email protected]

Bültene kayıt ol