Mübadele adı verilen zorunlu göç olayıyla milyonlarca insan atalarının yaşadığı toprakları terk etmek zorunda bırakıldı. Ulus devlet projesinin bir ayağı olarak gerçekleştirilen bu trajedi, Anadolu'yu en eski halklarından mahrum bıraktı. İnsanlar yabancısı oldukları topraklarda sıfırdan yeni bir hayata başlamak zorunda bırakıldılar. Türkiye ve Yunanistan'da sosyal krizler baş gösterdi.
Müslüman ve Hıristiyan nüfusun zorunlu göçe tabi tutulması, Balkan Savaşı ile başlayan bir sürecin son halkasını oluşturuyor. 1912-13 savaşlarında Balkanlardan kaçmak zorunda kalan yüz binlerce Müslüman perişan bir halde Anadolu'ya sığınmak zorunda kaldı. Bunun ardından İttihatçılar Anadolu'da ulus devlet kurma projelerini hızlandırarak, Hıristiyanları ortadan kaldırmaya başladılar. 1915 yılında Ermeni soykırımında 1,5 milyon Ermeni katledildi.
Birinci Dünya Savaşı'nın kaybedilmesiyle birlikte kısa süreli bir kriz yaşayan İttihatçılar, hızla toparlanarak Anadolu'yu Hıristiyanlardan arındırmaya devam ettiler. 1922 yılında Yunan ordusunun çekilmesiyle birlikte Batı Anadolu'da on binlerce Hıristiyan katledildi. Katliam öyle boyutlara ulaştı ki, Müslüman kasabalarından İttihatçı/Kemalistlere heyetler gitmeye başladı. Bu heyetler en azından elinden iş gelen Hıristiyanların sağ bırakılması talebinde bulunarak, arabaları tamir ettirecek usta bile bulamadıklarını anlattı. Bir ay gibi kısa bir süre içinde yüz binlerce Ortodoks Rum Yunanistan'a sığındı. Bu durum Yunanistan'da büyük sıkıntılara ve kaosa yol açtı. Yunanistan'ın nüfusu bir anda dörtte bir oranında arttı.
Kemalistler Lozan'da emperyalistlerle anlaşarak cumhuriyeti kurduktan sonra, Anadolu Hıristiyanlarını ortadan kaldırmak için son adımı attılar. Lozan Konferansı toplandığında öncelikle sığınmacılar ve esirler konusu ele alındı. İngiltere temsilcisi Lord Curzon'un teklifi ve Milletler Cemiyeti görevlisi Nansen'in raporu doğrultusunda; Yunanistan'da yerleşik Müslümanlarla Türkiye'de yerleşik Ortodoks Rumların zorunlu göçünü öngören Mübadele Sözleşmesi imzalandı. Bu sözleşme uyarınca; İstanbul'daki Ortodoks Rumlar ile Batı Trakya'daki Müslümanlar hariç Yunanistan'da yerleşik bütün Müslümanlar Türkiye'ye, Türkiye'de yerleşik bütün Ortodoks Rumlar Yunanistan'a gönderildi.
1923-1926 arasında Türkiye'ye 355,635 mübadil geldi. Bu sayıya kendi ulaşım olanaklarıyla Yunanistan'dan ayrılıp Türkiye'ye gelenler dahil değildi. 1921-1928 arası Türk hükümetinin iskan ettirdiği mübadil sayısı 463,534 kişiydi. Türkiye ve Yunanistan egemenleri, bu sayede milyonlarca insanın pahasına kendi ulus devletlerini kendi istedikleri gibi şekillendirdiler.
Tarihteki ilk zorunlu göçü içeren bu sözleşme ile iki milyon civarında insan binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan kopartılarak, yeni yerleşim bölgelerinde yaşamaya mecbur edildi. Halklar birbirine düşman edildi; her iki ülkede bugün bile yoğun bir şekilde yaşanılan sosyal krizler birbiri ardına patlak verdi.
(Resim: Bir grup mübadil)