13 Ocak 1925: Mecliste işlenen siyasi cinayet örtbas edildi

12.01.2015 - 23:56
Haberi paylaş

Ermeni soykırımı suçlularından Deli Halit Paşa, çıkan bir tartışma nedeniyle Afyon milletvekili, İstiklal Mahkemeleri başkanı Kel Ali (Çetinkaya) ile boğuşurken nereden geldiği belli olmayan bir kurşun tarafından vuruldu. Deli Halit Paşa 5 gün sonra 13 Ocak'ta öldü. Cinayet hakkında hiçbir işlem yapılmadı, çünkü maktul Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası yandaşı bir muhalifti.

Mustafa Kemal'in siyasi rakiplerinin çeşitli yöntemlerle ortadan kaldırılmış olması, günümüze kadar herkesin bildiği bir sır olarak gelmiştir. Bu yöntemlerin arasında cinayet de bulunuyordu. Bu cinayetlerin en çok bilinenlerinden biri, Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey'in öldürülmesiydi. Mecliste "İkinci Grup" olarak bilinen muhalefet hareketinin sözcülerinden Ali Şükrü Bey, Mustafa Kemal'in muhafız kıtası komutanı Topal Osman tarafından öldürülmüştü. Ali Şükrü Bey Meclis'in yetkilerinin Mustafa Kemal'e devredilmesinin diktatörlükle sonuçlanabileceği uyarısında bulunuyordu. Pontus soykırımı suçlularından Topal Osman, Ali Şükrü Bey'i davet ettiği bağ evinde öldürmüş, ardından da konuşmasını engellemek için o da hükümet güçlerince kuşatılarak öldürülmüştü.

Mustafa Kemal'in tek parti ve tek adam diktatörlüğüne gittiğini gören yol arkadaşlarının bir kısmı, 1924 yılında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası adı altında örgütlendiler. Fırkanın önde gelen destekçilerinden biri Deli Halit Paşa'ydı. Deli Halit Paşa önde gelen bir İttihatçı ve Teşkilat-ı Mahsusa'cıydı. 1915 yılında Dersim ve yöresinde çeşitli görevlerde bulundu, Kafkas Tümeni komutanlığı yaptı, Ermeni soykırımının bizzat örgütleyicisi ve uygulayıcısı oldu. Ekim Devrimi'yle birlikte Rusya'nın savaştan çekilmesi üzerine birlikleriyle Kars ve Ardahan'a girdi ve Mustafa Kemal'in emrinde çalışmaya başladı.

Son derece sert, asabi ve gözü pek bir yapıya sahip olduğu için "Deli" lakabıyla anılıyordu. Çatışma esnasında kaçmaya yeltenen askerlerin derhal öldürülmesi emrini verir, cephenin biraz gerisinde bekleyerek kaçmaya çalışanlar üzerinde emrini bizzat uygulardı. Kuvva-yı Milliyeciler tarafından halkın zorla askere alınması, her gün yüzlerce kişinin askerden kaçmasına neden olmuş, ilk İstiklal Mahkemesi de asker kaçaklarını yargılamak üzere kurulmuştu. Bu nedenle Deli Halit Paşa'nın işlediği bu cinayetler kimse tarafından sorgulanmıyordu. Kuvva-yı Milliyecilerin öldürdüğü asker kaçaklarının sayısı binlerle ifade edilmektedir.

Deli Halit Paşa cumhuriyetin ilanından sonra Ardahan milletvekili olarak meclise girdi, ancak Mustafa Kemal'in diktatoryal eğilimleri nedeniyle muhalefetten yana tavır almayı yeğledi. Mecliste Halk Fırkası ile Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası mebusları arasında her an gerginlikler yaşanıyordu. Deli Halit Paşa, 9 Ocak'ta kendisi gibi İttihatçı ve Teşkilat-Mahsusa üyesi bir Ermeni soykırımı suçlusu olan Kel Ali (Çetinkaya) ile bir önerge meselesi yüzünden tartışmaya başladı. Araları zaten daha önce yaşanmış olan Paşalar Hükümeti meselesi yüzünden açıktı. Kel Ali, önde gelen üyelerinin neredeyse tümünün paşa olmasından yola çıkarak Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı bir "Paşalar Hükümeti" kurmakla suçlamış, Deli Halit Paşa da bu yüzden onunla tartışmıştı.

Bu defa sudan bir önerge bahanesiyle tartışma yeniden alevlendi. Deli Halit Paşa iki tabancasını çekerek Kel Ali'ye ateş etti, ancak vuramadığı için rakibini altına almışken nereden geldiği belli olmayan bir kurşun tarafından sırtından vuruldu.

Beş gün boyunca can çekişen Deli Halit Paşa, kendisini vuranın Kel Ali değil, Rize mebusu Fuat olduğunu söylüyordu. Ancak bu mesele hiçbir zaman açıklığa kavuşturulamadı, çünkü Halit Paşa'nın ölümünden sadece birkaç hafta sonra Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatıldı, Fethi Bey hükümeti düştü, İsmet Paşa başbakan oldu ve Takrir-i Sükûn Kanunu kabul edildi. Böyle bir ortamda Cumhuriyet Halk Fırkası'na muhalefet eden bir kişinin öldürülmesini, hem de bu fırkaya üye bir mebus tarafından öldürülmesini sorgulamak kimsenin harcı değildi. Nitekim mesele kapatılıp gitti.

Böylece Mustafa Kemal'in rakiplerinden biri daha son derece kuşkulu bir şekilde ortadan kaldırıldı. Hatırlatalım: Mustafa Kemal de bir İttihatçı ve Teşkilat-ı Mahsusa üyesiydi...

(Fotograf: Mustafa Kemal, Deli Halit Paşa'nın birliklerini denetliyor.)

Bültene kayıt ol