6 Haziran 1875: Thomas Mann doğdu

06.06.2015 - 11:18
Haberi paylaş

20. yüzyılın en önemli Alman yazarlarından olan Thomas Mann, eserlerinde genellikle burjuvazinin yozlaşmasını konu edindi. 20'li yılların başından itibaren kararlı bir antifaşist olan Mann, 1933'de Nazilerin iktidarıyla beraber Almanya'dan ayrılmak zorunda kaldı. Önce İsviçre'ye, sonra ABD'ye gitti ve faşizm karşıtı radyo programları hazırladı. 1901 yılında yazdığı "Buddenbrocks" romanı ile 1929 Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü.

Thomas Mann, 6 Haziran 1875'te Lübeck'te doğdu. St. Mary's Kilisesinde protestan olarak vaftiz edildi. Babası Thomas Johann Heinrich Mann, varlıklı bir tüccardı. Annesi Julia ise kalburüstü bir Alman ailesinden geliyordu. 1891 yılında babası ölünce, okulu bırakan Thomas, ailesiyle birlikte Münih'e taşındı. Burada bir sigorta şirketinde iş buldu ve 1895 yılında Teknik Üniversite'ye girdi. Yazar olarak kariyeri Simplicissimus adlı dergide yayınlanan yazılarıyla başladı. Bu sırada ilk kitabı ''Küçük Bay Friedmann'' (1898) yayınlandı.

Thomas, üniversitedeyken, filozof Arthur Schopenhauer ve Friedrich Nietzsche'nin eserlerinden oldukça etkilendi. Ayrıca hayran olduğu başka bir insan, müzik dehası Richard Wagner'in etkisi, yazarın başyapıtı olan 'Buddenbrook Ailesi'nde, üslup ve teknik açıdan göze çarpar. Mann, 1897'de ilk olarak kitaba ailenin tek bir üyesi hakkında küçük bir öykü olarak başladı. Ancak içinde bulunduğu toplumsal yapıdan beslenerek öyküyü, Tipik bir Alman ailesinin dört kuşak boyunca süregelen çöküşünün destanına dönüştürdü. Burjuvazinin yüksek Avrupa değerleri altında gelişirken bunun getirisi olan din ahlak ve lüks düşkünlüğüne boğuluşunu eleştirdi. Son Buddenbrook genç müzisyen Hanno karakterinin ölümündeki trajedi, yazarın diğer eserlerindeki karakterlerinde de tekrarlanır. Bu büyük eser yazarın ismini dünya çapında duyurdu.

'Buddenbrook Ailesi'nden sonra yazar bir çok kısa öykü yazdı. 1902 yılında Tristan derlemesinin parçası olan ve otobiyografik özellikler taşıyan ''Tonio Kröger'' yayınlandı. Üç yıl sonra 1905'te Münihli varlıklı bir ailenin kızı Katja Pringsheim ile evlendi. Çiftin altı çocuğu oldu. Kendini kurban edilmiş gibi hisseden yazar ardı ardına gelen öykülerinde karakterlerinde kendi yaşamının acılarını ve hapsedilmişlik duygusunu yansıttı. Soysuzlaşmış yaşam tarzından kaçarak bir aşkın peşinde Venedik'e giden bir sanatçının öyküsünün anlattığı ''Venedik'te Ölüm'' adlı hikayesi, Luchino Visconti tarafından daha sonra beyaz perdeye uyarlandı.

I. Dünya Savaşı'nı ulusal bir Alman coşkusu içinde savunarak, "Apolitik Bir Adamın Gözlemleri"nde pasifizme, toplumsal değişimlere ve böylelikle de demokratik değişime karşı çıkan Thomas Mann, Dışişleri bakanı Walther Rathenau öldürüldükten (1922) sonra o tarihe kadar savunduğu siyasal görüşlerine sırt çevirerek, bundan böyle cumhuriyeti ve demokrasiyi onayladı.

Baş yapıtı ''Büyülü Dağ''da savaşın anlamsızlığında kaybolan hümanizmi ve burjuvazinin yalıtılmış sentetik dünyasını eleştirdi. Kitap, kuzenini görmek için gittiği seçkin bir sanatoryumda belirsiz bir hastalığa ya da sadece hastalık fikrine yakalanan Hans Castorp isimli bir mühendisin öyküsünü anlatır. Yaşamın gerçek olabilmesi için, ölümün de gerçek olması gerektiğini düşünen yazar karakterini yalıtılmış sahte hayatından kurtarırken çöküşün kucağına atar. Büyülü Dağ'ın kazandığı başarının da etkisiyle, 1929 yılında yazara "Buddenbrooks" romanı için Nobel Edebiyat Ödülü layık görüldü.

Thomas Mann, Nazilerin iktidara gelmesiyle birlikte 1933 yılında İsviçre'ye göç etti. Burada dini metinlerin ilk mizahi eleştirisi sayılabilecek 'Yusuf ve Kardeşleri' isimli dört ciltlik eserin ilkini tamamladı. Mann, İncil'deki metinlerin asıllarına bağlı kalarak ustalıkla oluşturduğu eserinde, dini yazıları dogma olmaktan çıkararak yeni ve insanı bir bakış açısıyla eleştirdi. Mann, 1936 yılında Naziler tarafından Almanya vatandaşlığından çıkartıldı. Bunun üzerine Çekoslovak uyruğuna geçerek, 1938 yılında ABD'ye taşındı. Burada Princeton Üniversitesi'nde ders verdi. 1939 yılında yayınlanan ''Lotte in Weimar''da yazar, Goethe'nin ünlü eseri ''Genç Werther'in Acıları''nın dünya tarafından anlaşılamamış olduğunu vurguladı ve hak ettiği değeri ona geri kazandırdı.

1944 yılında ABD vatandaşı olan yazar, II. Dünya Savaşı'nda Alman dinleyicileri için faşizm karşıtı radyo programları hazırladı. Üç yıl sonra ''Doktor Faustus'' adlı eserini yayımladı. Bu eserde faşizmle ilgili düşüncelerini ortaya koydu; faşizmin köklerinin Alman tarihinin derinliklerinde aranması gerektiğini öne sürdü. 1952'de İsviçre'ye döndü ve son eseri ''Felix Krull Adlı Dolandırıcının İtirafları''nı tamamlayamadan 12 Ağustos 1955'te Zürih'te hayata gözlerini kapadı.

Bültene kayıt ol