Marie Equi, 1872 yılında ABD’de Massachussets eyaletine bağlı New Bedford’da doğdu. Göçmen bir ailenin çocuğu olan Equi, küçük yaşlarında tekstil fabrikalarında çalışmaya başladı. 1892 yılında lisedeki kız arkadaşı Bessie Holcomb ile Oregon’a yerleşti. Beş yılı Oregon’da geçirdikten sonra çift San Francisco’ya taşındı ve Equi burada tıp eğitimi almaya başladı. 1903 yılındaki mezuniyetinden sonra Oregon’a tek başına geri döndü. Doktorluk yapan Equi, işçi sınıfından kadın ve çocukların tedavisi için özel bir çaba harcadı.
Bu dönemde kürtaj henüz yasal değildi ancak Equi risk alarak ihtiyacı olan tüm kadınlara yardım ediyordu. Portland’daki Doğum Kontrolü Birliği’nin aktif bir üyesi olarak doğum kontrolü konusunda toplumun bilgilenmesi için uğraştı, bu aktivite de o dönemde illegaldi. Equi, kadınların oy hakkı mücadelesinin de önde gelen aktivistlerindendi ve 1912’de zaferle sonuçlanan “Portland Kadınlar için oy veriyor” yürüyüşünü örgütleyenlerden biriydi. Bu dönemde Equi, ABD’de bir dönem üçüncü parti olan ve radikal reformları savunan İlerici Parti’nin bir üyesiydi. İlerici Parti, senatörlerin doğrudan demokrasi ile seçilmesini, seçilmiş temsilcilerin geri çağırılma hakkını ve referandumları savunuyordu.
1913’te konserve meyve üreten Oregon Ambalaj Şirketi’nde çoğunluğu kadınlardan oluşan işçiler, düşük ücretlere karşı greve başladı. Equi, greve destek için oradaydı. Elli kadının katıldığı yürüyüşün polis tarafından şiddetle bastırılması Equi’nin fikirlerinde ciddi bir değişime yol açtı. Equi, artık toplumun reformlarla düzelmeyeceğini savunuyordu. Kendini bir radikal sosyalist ve anarşist olarak tanımlayarak, International Workers of the World (IWW- Dünyanın Uluslararası İşçileri) örgütüne katıldı. Evsizliğe ve işsizliğe karşı kampanyalardan, ifade özgürlüğü ve göçmen işçilerin örgütlenmesi kampanyalarına kadar pek çok alanda aktivizme başladı. Her zaman açık bir lezbiyen olarak yaşayan Equi, 1915 yılında sevgilisi Harriet Speckart’la beraber Mary isimli bir kız çocuğunu evlat edindi.
I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi üzerine Equi, savaş karşıtı hareketin önemli seslerinden biri hâline geldi. 1916’da Militarizme Karşı Amerikan Birliği’ne katıldı. Savaşa ve emperyalizme karşı mücadelesi devletin hedefine girmesine yol açtı. Bir gösteride “Ölmeye hazırlanın işçiler, JP Morgan ve Ortakları kâr etmek için hazır olmanızı istiyor” yazan bir pankartı elektrik direğinin tepesinden sallandırınca saldırıya uğradı. 1917’de ABD savaşa resmî olarak girdi, protestolara devam eden Equi, 1918’de Casusluk Yasası kapsamında ayaklanma çıkarmaya çalışmak ile suçlandı ve hapse mahkûm edildi. Savcı, Equi hakkında şöyle diyordu: “Kızıl bayrak Rusya, Almanya ve Avrupa’nın ciddi bir bölümü üzerinde dalgalanıyor. Size söylüyorum, bu kadını hapse atmazsanız, tüm dünya üzerinde dalgalanacak.”
“Bolşeviklerin Kraliçesi” olarak anılmaya başlanan Equi, yaklaşık bir yıl hapishanede kaldı. Bu bir yılda sağlığı önemli ölçüde bozuldu ve bundan ötürü eylemci olarak faaliyetlerini sınırlamak zorunda kaldı. 1940’lar ve 50’lerde antikomünist bir cadı avı yürütülürken Equi, Portland polisine listenin başına kendisini yazmaları çağrısında bulundu. 1952’de 80 yaşında hayatını kaybetti.
Can Irmak Özinanır
(Sosyalist İşçi)