Türk-İş, kıdem tazminatının gaspına karşı birçok şehirde eylem yapmaya devam ediyor. Dün, Türk-İş üyeleri İstanbul'da İstiklal Caddesi'nde bir yürüyüş gerçekleştirdi.
Eylemde işçiler sık sık “Tazminata uzanan eller kırılsın”, “Hükümet istifa” sloganları attı.
Yürüyüşün en önünde, fon uygulamasını eleştirmek için üzerinde “Kıdemini almadan gitti” yazılı siyah bir tabut taşıyan işçiler, tazminat haklarının gasbedilmesine izin vermeyeceklerini dile getirdiler. Galatasaray Lisesi önünde işçilere seslenen Türk-İş Marmara Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak, “Kıdem tazminatı işçi sınıfının ve TÜRK-İŞ'in kırmızı çizgisidir. TÜRK-İŞ Genel Kurulu, bugün çalışanları ve gelecekte çalışacak olanlar için kıdem tazminatının mevcut haliyle korunmasından yanadır. Kıdem tazminatı hakkı bıçağın kemiğe dayandığı noktadır. Kıdem tazminatı yalnızca çalışan işçiyi değil, o emek ile geçinen işçi ailesini de ilgilendiren bir müessesedir. Ödemesi sonraya bırakılmış ücretin parçasıdır. Kızımızın gelinliği, oğlumuzun damatlığıdır. Geleceğimizin umudu ve güvencesidir" dedi.
Yıllardır uygulanan politikalarla işçilerin sömürüldüğünü ve bundan sermayenin kazançlı çıktığını söyleyen Büyükkucak, “Gelir dağılımı daha da bozuldu, eşitsizlik daha da arttı, işsizlik yaygınlaştı. Çalışanlar cendere altına alındı. Bir nesil istikrar adına fedakarlığa zorlandı” diye konuştu. Yoksulluğun ve sefaletin yardımlarla süreklilik kazandığını belirten Büyükkucak, hükümetin bu durumdan siyasal çıkar sağladığını dile getirdi.
Grev hakkının gaspına tepki
Başta eğitim ve sağlık olmak üzere sosyal güvenlik, ulaşım gibi temel kamu hizmetlerinin özelleştirme ile sermayeye hediye edildiğini söyleyen Büyükkucak, “Attığımız her adım paralı oldu. Hayat pahalılığı dayanılmaz boyutlara geldi. İstihdamda taşeron uygulaması ile sömürü çarkı hızlandırıldı. Esnek çalışma modelleri yaygınlaştırılmak isteniyor” dedi.
İşçilerin sermayenin aşırı kâr hırsı nedeniyle iş cinayetlerine maruz bırakıldığını ifade eden Büyükkucak, yüzlerce işçinin aynı anda öldüğünü, katliamın meydana geldiğini ve buna da işin gereği denildiğini ifade etti.
“Sosyal devlet uygulamaları ortadan kaldırılmaya, unutturulmaya çalışılıyor. Örgütlü toplum yok edilmek isteniyor” diyen Büyükkucak, işçilerin hak alma mücadelesinde en etkin silahların başında gelen grev hakkının Bakanlar Kurulu kararıyla ortadan kaldırıldığını, fiilen uygulanamaz duruma getirildiğini belirtti.