Birleşik Metal-İş sendikasının grevini yasaklayan hükümet, sendikanın Danıştay’a açtığı davada, patron yanlısı tutumunu açığa seren bir savunma sundu. Başbakanlık’ın 33 sayfalık savunmasında, firmaların kârının azalmasının ülke ekonomisini kötü etkileyeceği savunulurken, grevle dayanışmak için yapılan eylemler suçlanıyor.
Bakanlar Kurulu’nun şaibeli bir kararla Birleşik Metal İş sendikasının grevini yasaklamasının ardından, sendika Danıştay 10. Dairesi’nde dava açıp yürütmenin durdurulmasını istemişti. Danıştay ise Başbakanlık'tan “milli güvenliği bozucu hususlar”ın açığa kavuşturulmasını ve net olarak belirtilmesi talebinde bulunmuştu.
Milli güvenlik: Sermayenin güvenliği
Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı tarafından hazırlanan yazılara yer verilen Başbakanlık’ın savunmasında, Milli Güvenlik Kanunu'nda bulunan “devletin ekonomik menfaatleri” ifadesine vurgu yapılarak greve karşı çıkıldı. Grevdeki metal fabrikalarının ürettiği ürünlerin TSK tarafından kullanıldığı, bu yüzden grevin “savunma ve güvenlik alanlarında ciddi zafiyete yol açacağı” öne sürüldü.
Raporda “Belirtilen işyerlerinde üretilen ürünlerin gerek iç pazar gerekse ihracatımızda önemli yer tutması sebebiyle üretim ve pazarlamada ortaya çıkabilecek bir zafiyetin ülke ekonomisine darbe vurabileceği, bu durumda “milli varlık” veya “milli güç unsurları arasında yer alan milli ekonominin stratejik sektörlerinin önemli ölçüde etkileyebileceğinin değerlendirildiği, söz konusu grevin milli ekonomiyi zarara uğratacağı dolayısıyla milli güvenliğin doğrudan bozulmasına yol açacak nitelik taşıdığı bildirilmiştir” denildi.
Ekonomi Bakanlığı’nın yazısında ise grev nedeniyle şirketlerin pazar kaybına uğrayabileceği ve sözleşmeleri yerine getiremeyecekleri için yüksek tazminatlar ödeyebileceği, bu yüzden güven ve itibar kaybına uğrayabilecekleri ifade edildi.
“Greve destek eylemleri, seçimlerde kaotik ortam yaratır”
Savunmada bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yazısı ise devletin işçi eylemlerini nasıl gördüğünü açıkça ortaya koydu. Birleşik Metal İş’in greviyle dayanışmak için anayasal gösteri ve yürüyüş hakkını kullananlar tehdit unsuru olarak görüldü. Grevlerle ilgili olarak grevden önce 9 ilde 13 bin 944 kişinin katılımı ile 38 eylemin düzenlendiği, erteleme kararından sonra ise 9.514 kişinin katıldığı 107 eylem yapıldığı ifade edilirken destek için pankart veya afiş asan siyasi partiler de suçlandı.
Raporda “konuyla doğrudan ilgisi olmayan bazı sivil toplum örgütlerince provoke amaçlı eylemlerine kaynak teşkil edecek şekilde suiistimal edilebildiği; iyi niyetli ve yasal çabaları yaygın toplumsal şiddet hareketlerine dönüştürmek ve yaklaşan milletvekili genel seçimlerinin güvenliğini sekteye uğratarak kaotik ortam oluşturmak isteyen bazı kişi ya da gruplarca toplumsal hareketliliği arttırmak için de sözkonusu grev uygulamasının kullanılabileceği” de grevin yasaklanmasına gerekçe gösterildi.
Göktürk 2 uydusu grevden etkilenecekmiş!
Raporda, Birleşik Metal-İş’in grevinden etkilenecek savunma sanayi araçlarına da fotoğraflarıyla birlikte yer verildi. Savunma metninde zırhlı araçlar, TOMA’lar, roketatar ve Skorsky helikopterlerinin yanı sıra Göktürk-2 uydusunun da grevden etkileneceği iddia edildi.
Hükümetin korkusu: Ya yayılırsa?
Savunmada kullanılan ifadeler hükümetin asıl korkusunun grev hareketinin yayılması ve metal işçilerinin örgütlüğünün artması olduğu da gösterdi. Raporda “toplu iş sözleşmesi imzalamış diğer iki sendikanın 100.000 üyesinin ve yine aynı sendikaların sözleşmesi devam eden 9.500 üyesinin de kaosa çekilmesi ve söz konusu işyerlerinde üretimin sekteye uğraması” ihtimali grevin ertelenmesi için öne sürülen nedenlerden biri olarak sunuldu.
- Metal işçileri greviyle dayanışma Facebook sayfası